Anayasa Mahkemesi, dün çok net bir kararla türban düzenlemesini iptal etti.
"Radikal" olarak yorumlanan karar, "içtihat" niteliği taşıyor.
Yani bundan sonra yapılacak düzenlemeler için bir "emsal" oluşturuyor.
Daha açık söylemek gerekirse; artık türbanla ilgili başka düzenlemelerin Anayasa Mahkemesi'nden geçmesi imkansız görünüyor.
***
Mahkeme kararı "sürpriz" sayılabilir.
Çünkü son dönemde "şekil" yönüyle inceleneceğine ilişkin beklentiler artmıştı.
Ancak mahkeme "esas"a girdi.
Anayasa'nın değiştirilemez hükümleri dikkate alındı.
Mahkeme üyeleri, 6 saat süren müzakere sonunda 2 cümlelik bir yazılı açıklama ile "iptal" kararını duyurdu.
Bu karar verilirken, Anayasa'nın 2. maddesine, yani "laiklik" ilkesine aykırılık saptandığı bildiriliyor.
Anayasa Mahkemesi'nin, 2'ye karşı 9 oyla aldığı bu kararla, şimdiye kadarki "türban" kararlarından daha kapsamlı bir yorum ortaya koyduğuna dikkat çekiliyor.
***
"Şimdi herkes aynı soruya yanıt arıyor:
"Bu karar, AK Parti kapatma davasını nasıl etkileyecek? Kapatma olasılığı arttı mı, azaldı mı?"
Refah Partisi eski Milletvekili Prof. Dr. Mustafa Kamalak, "Anayasa Mahkemesi'nin bu aşamadan sonra kapatma dışında bir karar vereceğini sanmıyorum. Çünkü mahkemenin önünde başka bir yol kalmadı" diyor.
Kamalak, türban kararını "27 Mayıs darbesinden daha kalıcı ve etkili bir karardır" diye yorumluyor ve ekliyor:
"Hiç şüphesiz bu karar AK Parti'nin kapatma gerekçesi olacaktır. Anayasa Mahkemesi'nin önü açılmıştır."
***
Prof. Dr. İbrahim Kaboğlu ise dün Habertürk'te tam tersine bir iddiayı ortaya attı:
"Anayasa Mahkemesi bu kararla bir yaptırım uyguladı. Böylece, AKP'yi kapatma için en önemli nedeni ortadan kalkmış oldu. Başörtüsü konusu hukuken kapandı. O yol kapandığı için zaten Anayasa Mahkemesi bu kararıyla AKP'ye bir yaptırım uygulamış oldu. Bundan sonra kapatma yerine tam tersine bir karar verebilir. Partiyi kapatmaz ama Hazine yardımından yoksun bırakabilir."
Prof. İbrahim Kaboğlu, Mahkemenin AK Parti'ye "Seni kapatmıyorum ama bundan sonra nelere dikkat edeceğin bellidir" diyerek bir yol haritası çizdiğini söylüyor.
***
Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç, kısa bir süre önce Türkiye'de herkesi rahatlatacak, demokrasiyi de güçlendirecek bir yolun bulunabileceğini söylemişti.
Acaba, türban kararıyla "laikliğe duyarlı" kesimleri rahatlatan Anayasa Mahkemesi, AK Parti'yi kapatmayıp sadece Hazine yardımından mahkum bırakma cezası vererek demokrasiyi güçlendirmeyi mi düşünüyor?
Yoksa eski Meclis Başkanı Cindoruk'un dediği şey mi doğru:
"Anayasa Mahkemesi, bu kararıyla demokrasiye hizmet etmiş, rejim muhafızlığı yapmıştır. Laik, demokratik Cumhuriyet'i korumak için güçlü bir hukuki barikat oluştururken, aynı zamanda demokrasi dışı bir gücün müdahalesine imkan verme yolunu ortadan kaldırmıştır."