CIA'nın eski Başkanı David Petraeus, 9 Kasım 2012'de gizli aşkı ortaya çıktığı için görevinden ayrılmak zorunda kaldı! Komik ötesi bir istifa yalanıydı! CIA Başkanı, bir KADIN yüzünden gidiyordu! İddia bu ya; bir takım belgeler ve bilgiler birilerinin elindeydi!
Tabii bunların hepsi hikaye...
Adamın görevi başkaydı!
Petraeus istifasından bir hafta sonra günübirliğine BAKUBA'ya gitti! Her taşını, sokağını bildiği BAKUBA'da, IŞİD'i kurdu!
Amerikan'ın terör listesinde en üstlerde yer alan EBU BEKİR BAĞDADİ ile buluştu...
BAĞDADİ, AMERİKALI istihbaratçıyı kollarını açarak karşıladı ve evinde en özel yemeklerle ağırladı! Bizlerin gözden kaçırdığı IŞİD'in "gelecek planı" burada yapıldı!
Şimdi dünya bunu bilmiyor ve soruyor!
Soruyor sormasına da ABD Dışişleri Bakanlığı bir tek soruya cevap vermiyor!
Veremiyor! Nasıl versin zaten! "Ben yaptım!" diyebilir mi ki!
Bağdadi'nin ABD'nin elinde tutsak olduğu iddiaları daha yeni gündeme geldi! Günaydın!
Petraeus, IŞİD'i bölgede şimdilik kimsenin bilmediği bir gerekçeyle kurdu ve yönetti! Bunu da içeriden çekip aldığı BAĞDADİ ile yaptı! Asıl operasyon önümüzdeki günlerde ortaya çıkacak!
IŞİD'in ne işe yaradığını göreceğiz!
Ama şimdi konumuz bu değil! Söz verdiğimiz gibi dün kaldığımız yerden devam edelim! Bizim gazetelerde pek bulma şansınız olmayan yüksek volümlü sohbete kaldığımız yerden tam gaz gidelim...
Haydi bakalım...
Ricciardone'yi sevmediğinizi düşünüyorum!
Haklısın, pek sevmem! Hatta hiç sevmem! Bir kere hiç güvenilecek biri değildir! Ben asla güvenmem! Ama sevmeme nedenim bu değil!
Ne peki?
Amerikan tarihinin en başarısız büyükelçisidir o!
Bu kadar yeteneksiz ve öngörüsüz birini buralarda bulmak çok zordur! Ama o böyledir! Bu nedenle hiç önemsemem ve sevmem...
Ama Irak'ta araştırma yapacak kadar bölgeyi koklayan biri!
Evet, James Jeffrey'le birlikte böyle bir çalışma yapıp Kürtler'in rengini öğrendiler! Ama öğrendikleri bir işe yaramadı ki!
Neden yaramadı? Sonuçta bölgenin nabzı değil mi?
Ricciardone ve arkasındaki gücü hafife alma!
Ricci'nin bağlı olduğu yer, bu rakamları görünce çıldırdı! Kürtler'in yüzde 91'inin Türkiye'ye bağlanmak istemesi, yüzde 5'inin Barzani'nin kararına saygı duyacağını söylemesi, yüzde 3'ün kararsız kalması, yüzde 1'in de karşı çıkması gizli patronları deliye döndürdü!
Bize nasıl yansıdı bu? Daha doğrusu yansıdı mı?
Elbette yansıdı!
Biz göremedik ama!
Bak bir anda Erdoğan, Biden'le görüşmeye başladı!
Evet ama ne ilgisi var?
Kuzey Irak'ta çıkan bu tablo, Beyaz Saray'ı ALARMA geçirdi! Bunun üzerine esas adam komutaya geçti!
Yani Biden! Çünkü Biden, Irak konusunda uzmandır!
Obama hiçbir şey bilmez! O politikanın sorumlusu odur!
Biden görüşmelerde Irak'ta bölünmeye karşı çıktığını çok net söyledi!
Defalarca hem de!
Çünkü bölünmüş Irak, NEOCONLAR'ı çok ama çok zayıflatır! Biden ile Erdoğan görüşmelerde ortak nokta bulamadı!
Kafam karıştı! Petraeus, IŞİD derken Biden'a geldik! Neler oluyor?
Daha net konuşalım o zaman!
Sevinirim!
Petraeus, senin adamın FULLER'in asker zekalı olanıdır! Çok zekidir! Bir hamle yaparken, gelişebilecek tüm olumsuzlukları da hesap eder.
IŞİD olayı da böyle! Bu örgüt üzerinden Ankara ile pazarlıklar yapılıyor! Hala sürüyor, hem de aralıksız! Sana sürprizi söylemek istiyorum!
Hiç durma!
Bizim Petraeus kimden emir alır biliyor musun?
Biden'dan! Sürekli görüşürler! Özellikle son iki yılda yaptıkları görüşme sayısını inan ben bile bilmiyorum! Biden, Erdoğan'la görüşmeden önce Petraeus'la görüşür! Onun görüşleri çok önemlidir!
Bölgedeki her olayda da böyledir!
Biz çok bilmiyoruz! Kim bu Biden?
Güzel... Anlatayım... İki Biden vardır! İkisi de kesinlikle ABD çıkarları için çalışır! Biden, kamuoyu önünde İsrail için, "ABD olarak İsrail'in güvenliği ailemizin güvenliği gibidir. İsrail'in Ortadoğu'da olması, bizim güvenliğimizi de sağlar.
Eğer bir İsrail olmasaydı, çıkarlarımızın korunabildiğinden emin olmak için başka bir İsrail kurdururduk" der... Ancak gizli toplantılarda ise "Bu ülkenin başımıza açtığı dertleri saymakla bitiremeyiz. İsrail'i yönetenlere cezalar vermeliyiz" der. Biden'a bu şekilde bakmalısın! Türkiye bu adamla görüşürken, iki yüzünü de bilmeli! Açık açık konuşurken dinlediklerinizin yanında plağın arka tarafını hesap etmelisiniz!
Ben kıyıdan köşeden değindim ama Michael Bloomberg neden Türkiye'ye geldi! Neden Erdoğan'dan görüşme talep etti!
Senin o yazını biliyorum! Ama bendeki bilgiler çok daha farklı!
Dinlemek isterim!
Michael Bloomberg'in Türkiye'de Erdoğan'la görüşmesinin altında yatan çok önemli nedenler vardı. Türkiye'de son dönemdeki gelişmeler bu ziyaretin ağırlık noktasını oluşturuyordu.
Bloomberg'in dünyadaki yayınlarına bakarsan, bunu çok açık ve net olarak görürsün! Sana bir şey daha anlatmak istiyorum!
Lütfen!
Graham Fuller'in en yakın dostu Steven Rattner'dir. Her ne kadar eskisi kadar sözü geçen biri olmasa da Rattner, bir dönem ABD'de çok önemli bir güçtü. Fakat Steven Rattner, büyük sıkıntılar yaşadı. Çünkü Neo-Con'lara karşı geldi.
Hırsızlıkla suçlandı. Steven Rattner'in en yakın dostu da Michael Bloomberg'tir. Bloomberg, bu dünyada ailesinden sonra en çok değer verdiği isim Rattner'dir!
Eeee..?
Acele etme sabırlı ol...
Peki!
Graham Fuller'in Rattner'den ricası sonucu Bloomberg, programlı Türkiye ziyaretine Erdoğan'la görüşmeyi de ekledi. Başarılı da oldu.
Ancak, Erdoğan'ın görüşme sırasındaki net tavırları, Bloomberg'e geri adım attırdı... Türkiye seyahatinden eli boş döndü.
Sonra?
Türkiye'den ABD'ye döndükten bir gün sonra Bloomberg kanalları, Erdoğan'a ağır eleştirilerde bulundu. Herkesin bildiği Reza Zarrab'ı bir kez daha manşetlerine taşıdı. Amaç Erdoğan'a misilleme yapmaktı. Yaptılar da...
Yani geride kalmış görünen Fuller yine çok etkili anlaşılan?
Elbette! Bu adamlar geride falan kalmazlar!
Kendileri için önemli bir konu gündeme geldiğinde tekrar ön plana çıkıverirler. Dün de öyleydi, bugün de öyle!
Peki Fuller'in BBC'ye verdiği mülakat ne idi o zaman?
Fuller'in BBC'ye verdiği mülakat, tamamıyla Türk hükümetine bir zeytin dalıydı... Ama...
Bugünlük yerimiz bu kadar! Yarını bekleyin, çok kazançlı çıkacaksınız!
Bana güvenin!
Yarın ne mi var?
İsviçre bankalarındaki hesaplarda ne vardı? Kimin ne kadar parası bulunuyordu? Fuller, Türkiye'deki bazı odaklara ne mesaj verdi? Ve bence en önemlisi Merkez Bankası Başkanı Erdem Başçı'yı kim, neyle tehdit etti?
Gazetenizi şimdiden ayırtın!
Oyunu anlamak için okuyun, okutturun!
NOT: IŞİD ya da benzeri bir örgütün hareketi sonuçta kesinlikle Türkiye'nin lehine olacak!
Buna inanın! Şunu unutmayın Amerikalılar kendi çıkarları için bizimle anlaşmak durumundalar! Başka hiçbir seçenekleri yok!
Erdoğan burada olduğu sürece masaya gelecekler! Arap ülkelerinde ve Kuzey Irak'ta CIA'nın yaptığı anketlerde Erdoğan ismi çıkıyor çünkü! Bunu bilerek masaya oturursak kazanan biz oluruz! Sonuçta POKER masasındayız!