İşte Mustafa Kaplan'ın açıklamalarından satır başları;
"İŞTE TAHŞİYE BU"
Tahşiyenin aslı; İslamın dışındaki dinlerin batıl olduğunu, onlarla din noktasında diyalog yapılmayacağını söyleyen İslam'ın emirlerini anlatan, başörtüsünün füruat olduğunu söyleyenlere karşı başörtüsünün Kuran'la emredildğini anlatan, HZ İsa'nın tekrar yeryüzüne gelmeyeceğini söyleyenlere veya kendisini babası anası belli olduğu halde Hz. İsa ilan edenlere karşı, zekatı Allah'ın emrettiği yerlere sarf etmeyipte dinin emri dışında kullananlara karşı, Kafirlere karşı İslam devletlerinin cihat emretmesini inkar edenlere karşı, Bediüzzaman Hazretlerinin bu asrın insanlarının imanını kurtarması için kaleme aldığı eserlerinin bozmaya çalışanlara karşı kitapları olan bir grup İşte Tahşiye bu...
"GÜLEN YENİ BİR İSLAM MEYDANA GETİRMEYE ÇALIŞIYOR"
Yerli ve yabancı desteklerle kendisini Bediüzzaman'ın yerine oturan bir zat Bediüzzaman'ın kitaplarını tahrif ediyor Kitapları başka manalara çeviriyor. Kuran'ın dışına çıkarak, kafasına göre yeni bir islam yeni bir nurculuk modeli meydana getiriyor. Tahşiye bir yayın evinin markasıdır, Rahle de bir başka markasıdır. Biz bu iki marka ile Bediüüzaman hazretlerinin eserlerinin İslam'ın temel esaslarına göre yorumunu yapmaya çalışıyoruz. İnsanların itikatıdı Bediüzaman'ın muradı üzerine HZ. Muhammet (SAV)'in muradı üzerine anlamalarını temine çalışıyoruz. Biz işte bunlarla burada çatışıyoruz. Birisi dini bozamaya çalışıyor, birisi dinin hakikatini geleneğe uygun ayakta tutmaya çalışıyor.
"BİZ RİSALE-İ NUR İÇERİSİNDE YETİŞTİK"
Tahşiye yayınlarını meydana getirmeye sebep olan bir hareket var bu ülkede. Ben 20 yaşından beri Risalei Nur Cereyanı'nın içerisindeyim. Türkiye'deki Risale-i Nur grupları bu kardeşlerini gayet iyi tanıyor. Hayatım mücadeleyle geçti. 28 sene bu ülkede köşe yazarlığı yaptım. Fikrimin çilesini çektim 6 sene mahkumiyet aldım ve cezamı çekerek çıktım. Risale-i Nur Cereyanı'nın içerisinde biz yetiştik. Şerefli bir mücadele verdik.
"BİZE İLMEN CEVAP VEREMEYENLER DEVLET MEKANİZMASIYLA CEVAP VERDİ"
Molla Muhammed gerçek bir İslam alimi.Risale'i Nur'u Bediüzzaman Hazretlerinin birinci talebesi olan Hulısi Bey'den ders alarak kendisini yetiştirmiş fakat sosyal hayattan uzak. Bir talebe çevresiyle ilimle meşgul olan bir grup. Kader bizimle onları bir araya getirdi. Bize ilmen mukabele edemeyenler, çöreklendikleri devlet mekanizmasıyla cevap verdiler.
Ben hapishanede yattığım 16 ay boyunca gazete küpürlerini topladım.
Hürriyet 26 Ağustos 2010 Yalçın Doğan, Kendine engel olan kişilere tuzak kurmak, komplo hazırlamak, ihbarsız mektuplarla insanların hayatlarını karartmak, hukuku unutmak günlük sıradan olaylar haline geliyor.
Yeniçağ Sebahattin Önkibar 22 Nisan 2010, açıkça görülüyor ki emniyete yuvalanan bir grubun işi gücü tezgah kurup projeleri realize etmek, Dink ve Danıştay'da yakalama olsaydı Ergenekon'u vizyona koyamayacaklardı ne yalan söyleyeyim bu aralar ben ülke adına en çok emniyetteki o gruplardan ürküyorum
Hürriyet Yalçın Doğan, 28 Ağustos 2010, Hanefi Avcı'dan naklediyor, karşı karşıya olduğumuz durum hukuken yapılan bir kaç işlemnden ibaret değildir, ya da bir kaç polisin hatası değildir. Olay bir örgütün devlet içerisindeki elemanları tarafında yürüttüğü örgütsel bir faaliyettir. Karşınızdaki kişiler polis hakim veya savcı değil cemaatin elemanlarıdır. Devletin hukukunu değil cemaatin talimatlarını yerine getirmektedirler.
Hürriyet Ahmet Hakan 11 Aralık 2010, En müptezel gazeteler kendisinden beklendiği gibi müptezellikte sınır tanımadı. Küfür kıyamet gırla, bebeğini kaybeden hamile kızı göbeğinde saatli bomba varmış gibi karikatür yayınlamışlar. Sarı Kız adlı darbe planından hareketle eylemci kızları aşağılamışlar. Gazete du durak bilmiyor her türlü ağır hakaret her türlü itham her türlü iftira bütün sayfalara sinmiş. Acımak yok, vicdan yok insanlık yok sadece abandıkça abanmak var. Televizyonlarıysa daha felaket hele samanyolu adlı bir televizyon kanalları polis bülteni gibi.
Aydınlık Gazetesi 1 Nisan 2011 tarihli haberi Samanyolu TV'de yayınlanan Kollama isimli dizi bir iki hafta sonra olacak her şeyi biliyor. Aynı Fethullah Hoca'nın bildiği gibi. Dizide gösterildikten sonra bombalar patlıyor, yayınevi basılıyor savcı görevden alınıyor.
O zamanda bunları yazanlar şimdi de bu yapıyla kol kola girdi
"DERDİMİZİ ANLATACAK KİMSE BULAMADIK"
Bu harekete karşı sağduyu öldü. Bu ahtapot bu ülkenin her tarafını ele geçirirken bu devlet neredeydi. Bu millet neredeydi bu ülkenin aydınları neredeydi. Molla Muhammed'le biz bu harekete karşı yalnız kaldık. Derdimizi anlatacak kimseyi bulamıyoruz. Bütün yayın organları kontrol altına alınmış, bütün dini gruplar, bütün siyasi partiler kontrol altına alınmış, devlet mekanizmaları kontrol altına alınmış, Sayın Erdoğan'ın bu yapıyla ilgili söyledikleri hafif kalır. Sayın Erdoğan kendisini ortaya koyarak şu harekatı başlatmasaydı bu ülkede bir şey kalmamıştı. ne zaman ülkede bir sağduyu meydana geldi bu yapıya karşı sesler yükselmeye başladı bize güven geldi.
"BU YAPI ÜST AKLIN TAŞERONUDUR"
Bu yapının tepesindeki arkadaşlar üst aklın taşeronudur. Biz müslüman din kardeşine tuzak kurmaz. 17 Aralık günü planı yapanlar açısından bu oyun bitmişti. Bir avuç vatansever insan bu oyunu bozdu.
TARAF GAZETESİ BU HABERİNDEN UTANMIYORSUN DEĞİL Mİ?
Taraf gazetesi haberinde yüzlerce sayfalık suikast planı ele geçirildi diye haber yapıyor. Örgütsel dökümanlarda ABD üssüne intihar saldırısı düzenleneceği, iş adamlarına suikast askeri ve polis noktalarına saldırı yapılacağı, ele geçirilen 3 silahın İstanbul'da Çeçen komutanlara yönelik suikastlerde kullanıldığı belirtiliyormuş. Taraf gazetesi bu haberinden utanmıyorsun değil mi?
BEN İFADE VERMEDEN ZAMAN GAZETESİ HÜKÜM VERDİ
Bu da basın özgürlüğü için çığlıklar atan Zaman gazetesi 26 Ocak 2010 Ben daha ifade vermemişim bırakın hüküm giymeyi Adliye'ye yeni getirilmişim bu haber o zaman yapıldı. El Kaide operasyonunda yakalananlar Ergenekon sanıklarıyla bağlantılı bu hüküm değil mi? Bağlantılı diyor tespit etmişler yani. Hani biz El Kaide'ciydik Ergenekonla ne alakası var. Bir insan bu kadar kabiliyetli olamaz hem o örgütte hem diğer örgütte. Bunlar kendileri gibi zannediyorlar. Hem Türkiye istihbaratında çalışıyorlar hem MOSSAD'da hem CIA'de.
Haberde, Örgütün Türkiye sorumlularından Mehmet Doğan'ın alt kadrosunda çalışan ve sık sık yurt dışına çıkan Mustafa Kaplan Ergenekon sanığıyla dolaylı yoldan iletişime geçtiği iddia ediliyor. Ben yurtdışına çıkıp Ergenekoncularla görüşüyormuşum. Bu Ergenekon sanıkları kimdir nerede görüşmüşüm bunun belgesi nedir. Ayıp değil mi, günah değil mi bu haber. diye haber yaptılar bu nasıl iş ayıp değil mi günah değil mi.