ARAŞTIRMADAN DELİL SAYDI
HSYK'nın doğruluğunun araştırılmadığına dikkat çektiği aynı belgelerde "Ne yapsak ters gidiyor. En kısa zamanda bu durum çözülmeli. Cihan parayı çok sever, olayın üzerine gitmemesi için para teklifi yapılabilir. Kabul etmezse son çare olayın kökten halledilmesi olabilir" yazılı notlar yer alıyordu. Aktaş'ın avukatı bu tehditler üzerine Yalova Başsavcılığı ve Genelkurmay Askeri Savcılığı'na suç duyurularında bulunmuş, bu durumu Askeri Casusluk Davası Savcısı Zafer Kılınç'a da bildirmişti. Kılınç bu iddiaların doğruluğunu araştırıyor gibi görünmek için önce Yalova Başsavcılığı ve Genelkurmay Askeri Savcılığı'na yazı yazdı. Ancak yazıların cevaplarını dahi beklemeden bu iddiayı delil sayıp iddianameye aktarmıştı.
MİT'İN YANITI HASIR ALTI EDİLDİ
HSYK 2'nci Dairesi'nin kararında; Pandora adlı dijital materyaldeki bu verilerin doğruluğunun araştırılmadan iddianameye konularak sanki "örgüt" suçunun "baskı ve tehdit" unsurunun kanıtı gibi gösterildiğine işaret edildi. HSYK böylelikle davanın en önemli delili olan "pandora"nın gerçek olup olmadığının yargılama sürecinde araştırılmasını da sağlamış oldu. HSYK'nın kararında, Savcı Kılınç'ın Askeri Casusluk Örgütü'nün varlığını MİT'e sorduğu, ancak MİT'ten gelen yanıtta istediği gibi bilgiler bulunmayınca bu belgeleri dosyaya eklemediği kaydedildi. Savcı Kılınç, HSYK'nın verdiği izin çerçevesinde yargılanırken, MİT'ten gelen bu cevap yazısını dosyaya neden koymadığı da sorulacak.
DELİLi 'ELİYLE KOYMUŞ GİBİ' BULMUŞTU
Casus davası sanıklarından olan ve 22 ay hapis yatan Astsubay Saygın Özdemir'in evinde o dönemde yapılan aramada, polis davaya delil teşkil ettiği öne sürülen harddiski böyle bulmuştu. Bazı tanık polisler daha sonra verdikleri ifadede, buzdolabının arkası toz içindeyken harddiskin üzerinde ise hiç toz bulunmadığına dikkat çekmişti.
SABAH