Bu yüzden önce şu fes-şapka faslında görüş bildireyim. Bir kere son derece şıktı Hanif'in buluşu. Bana daha çok Audrey Hepburn ve Grace Kelly'nin kullandığı zarif kepleri hatırlattı.
Ayrıca 'Muhteşem Yüzyıl'ın göklere çıkarıldığı dönemde biraz Osmanlı esintisi taşısa ne olur?
Kıyafetlere gelince; her Türk erkeği gibi kadının giyimsiz olanını tercih etsem de, burada zorunlu olarak bir iki çaput parçası gerekli elbette. Ama eteklerin bu kadar uzun olması bünyelerimizi biraz kastı. Kızları ne kadar kasacak bilmem, neticede o daracık uçak koridorlarında adım atacak olan bizzat kendileri.
Elbise biçimlerinin Osmanlı'dan çok, Anadolulu olmasını tercih ederim bu arada.
Kumaş renklerinin de, o Osmanlı bordosu, moru olacağına Anadolu'nun rengarenk dokumalarından esinlenmesi münasiptir.
Mesela bir Yozgat yemenisi, doğunun vazgeçilmez kumaşı çulha, (bunları internetten buldum) Rize, Merzifon, Buldan bezinden kostümler yaratılabilir.
Pan-am'ı hatırlatan laci etek -ceketten çok daha özgün olur kanımca.
Bu arada medyaya düşen modeller kesin değilmiş, henüz araştırma safhasındaymış.
Hanif kardeşin yerinde olsam sosyal medyada referanduma giderim, 'yolcu olarak nasıl bir kostümle hizmet görmek ister?' Türk erkeğinin tercihini yukarıda yazdık...
Not; Bu arada yeni Kültür Bakanımız şu hostes üniformalarına nasıl tepki verdi merak ettim? Bir de gazeteci arkadaşlar ne zaman soracaklar;
"Muhteşem Yüzyıl'da Sultan Süleyman'ın savaşmak yerine biteviye sevişmesine nasıl bakıyor? Ve evlat katili mevzuunda Ertuğrul Günay'la aynı fikirde mi?
* * *
HAYVANLAR VE HAYVANCIKLAR!
Hayvan sevgimiz bu kez de sevgili Gani Müjde'nin köpecikleriyle yargı önünde.
Oturduğu site yönetimi Gani'ye evinde evcil hayvan beslediği gerekçesi ile dava açmış.
Mahkeme de site yönetimini haklı bularak, 10 gün süre verilmesine karar vermiş. Yani o mini mini yavrularla birlikte anne köpecik kapının önüne konacak!
Ben öncelikle tüm site halkına dağıtılmak üzere kına yolluyorum, kabul buyursunlar efendim. Sonra da izninizle öfkemi saçacağım... Bunu da hayvanlarla-insanları kıyaslayarak yapacağım izninizle. 'İnsanlardan çok daha vefakar olduklarını, koşulsuz bağlılıklarını, evin neşe kaynağı olduklarını' filan anlatmayacağım, biliyorsunuz bunları. Ben daha çok bir hayvanın insan psikolojisinde nasıl muazzam etkiler yarattığının altını çizeceğim. Adamlar ölçmüş; hayvan besleyenler diğerlerine oranla çok daha az antidepresan kullanıyorlar. Aile içi kavgalar daha az, çocuklar daha mutlu. Bunlara bir de, tüylerimi diken diken eden 'sahibini koklayarak kanseri teşhis etmelerini' filan ekleyin... Ve sorun; "Arkadaşlar siz n'apıyorsunuz gerçekten?"
Cevabı beklerken de şunları hatırlayın...
Ortak yaşamanın kurallarından bihaber çörüçöpü konteynır yerine yollara saçan, sigara izmaritlerini çimenlere fırlatan, bulduğu her yere balgamını tüküren, televizyon ve müzik setinin sesini sonuna kadar açıp, eşliğinde naralar atan, kavgalarıyla her gece konukomşuyu ayağa kaldıran, şımarık çocuklarının ağlamalarıyla huzuru bozan 'insanoğlunu' nereye şikayet edeceğiz?
Gerektiğinde bu arkadaşları da ilelebet çevreden uzaklaştıracak bir kanun maddesi var mıdır? Hani balgamlarıyla, küfürleriyle, pislikleriyle devre dışı bırakacağımız herhangi bir kanun maddesi?
Hayvancıkları seviyoruz, Yaratan'dan ötürü...