Bir kaç filme konu olan ama gişe rekorları kıramadığı için yeni nesil tarafından hala kıymeti anlaşılmayan Çanakkale Destanı artık daha ucuz şekilde vatandaşın eline ulaştı.
Savaşın yıldönümü için hazırlanan çizgi romanda, harp sahnelerinin yanında,16 bin 562 şehit içinden seçilmiş hayat hikayeleri de var.
Maraşlı Hüseyin'in dramı ve şehit olan askerlerimizin başucundan aldığı kan bulaşmış Türk bayrağını ülkesine götüren Avustralyalı subayın iç burkan hikayesi, içlerinde en çarpıcı olanı.
Kitap, Milli Eğitim Bakanlığı'nın bir hizmeti. Her biri fotoğraf canlılığında olan kareler ise akademi-resim bölümü öğrencileri tarafından çizildi. Satış gelirleri ise eğitim kurumlarımıza gidecek.
Bu yüzden daha bir anlam kazanan bu çalışmayı gönülden destekliyor, başta Bakanımız olmak üzere emeği geçen herkese teşekkür ediyor ve diğer tarihi olayların ve tarihi şahsiyetlerimizin hayatlarının da böylesi çizgi romanlarla çoluk çocuğumuzun bilgisine sunulmasını diliyoruz.
Not; Bu arada duyduk ki hemen sırada, Aşık Veysel'in hayatını anlatan çizgi roman varmış. 21 Mart ölüm yıldönümü münasebetiyle hazırlanmış o da. Demek ki, Veysel ustanın filmlere konu olacak o muhteşem yaşamı artık çizgilerle de anlatılacak.
***
Erkek sermayelerin dramı!
Gazete başlığı; "Genelevde 'hayat erkeği' olarak çalışan babanın büyük dramı!" Konya ilimiz hariç ülke genelinde açılmasına izin verilen genelevlerden birinde, bir yıldır çalışan Muzaffer L. dünkü mesaisinde kızı Nalan L. ile karşı karşıya geldi! Hadise şöyle cereyan etti; Nalan L. saat 14.30 sularında müşteri olarak Cevizlibağ Genel Birleşme Evi'nin kapısından içeri girdi. O esnada hanenin tüm erkek sermayeleri kadın müşterilerini 'ağırlamaktaydı!' Ve tesadüf, bakın ki bir tek Muzaffer L. boştaydı. Kızını karşısında gören adam o kadar utandı ki, Nalan'ın orada ne işi olduğunu bile sormayı unuttu. Diğer yanda Nalan da girdiği şoku atlatamadı.
Çünkü babasının terzi olduğunu sanıyordu.
İşte size yeni akım Türk Sineması için güzel ve anlamlı bir senaryo.
Yalnız iki şekilde çekilsin isterim.
Birini Fatih Akın, diğerini Gani Müjde yapsın! Ha pardon bir de bu konuların Yeşilçam'daki ustası Temel Gürsu var. Nasılsa Temel'in elinde, kızı geneleve düşmüş babanın dramını anlatan tonla senaryo mevcut.
Hatta biri ikisi de benim kalemimden. Ters yüz eder karakterleri, aynen çeker benim adamım.
***
Önemli açıklama; Yazdıklarımın hepsi hayal mahsulüm sevgili okur ve sevgili Bakanım. Hani el oğlu kurgu romanlarını bile resimleyip yeniden dünyaya satıyor ya, içime dokundu uyduruverdim zahir. Şimdi diyorum ki, keşke biz de kahramanlarımızın (üstelik gerçek hepsi) hikayelerini resmedip, hatta bunu çeşitli dillere çevirip dünyaya sunabilsek.
***
Günün şık'ı... Fashion Week'teki kostümü ile Beren Saat.
Günün Nöri Kantar'ı... Fashion Week'deki şapkası ve oturuşu ile Kenan Doğulu.
Günün sorusu... 'Geçmişten Geleceğe İz Bırakan Türkan Şoray Fotoğrafları' adlı sergide Sevgili Sultanımızın göğüs dekolteli o meşhur fotoğrafı da olacak mı?
Günün hatırlatması... Bundan böyle mahkeme duvarındaki Atatürk'ün sözü ve imzası kaldırılmalı! Çünkü dayakçı kocanın hakimin önüne gelip, "Önderimiz Atatürk de Latife'yi dövüyordu üç öğün, ben yapmışım çok mu" demesinden korkarız.
Günün lafı... Ferdi Tayfur'dan; "Bir adamın karısı çoksa o iyi adamdır, kötü adamı kimse çekmez!"
Günün cevabı... Abi o kadınlar, sen vatandaş Mahmut olsan yine yanında olurlar mı, bir düşün istersen.