BÜLENT ERANDAÇ

BÜLENT ERANDAÇ

Tarihi 14 Nisan 2012

28 Şubat ve manşetler

28 Şubat sadece Türkiye'nin siyasetine müdahale değildir, 28 Şubat darbesi siyasetin yanı sıra ekonomiye, iş dünyasına bürokrasiye, eğitimcilere, üniversitelere, öğrencilere, özetle Türkiye'nin tüm kılcal damarlarına müdahaledir.
Yargılama sürecinin sadece asker ile kalıp kalmayacağı tartışılıyor. 28 Şubat Post Modern darbesinin pilotları kadar, uçağa lojistik destek veren siyasetçi, yargının bazı kesimi, iş dünyası, bazı medya gurubu sahip ve yöneticileri, onların yazarları, beşli çete denen bazı sivil toplum örgütleri de sorumludur.
Medya açısından bazı gerçekleri dile getirmeliyiz.
Bilhassa o dönemin iki büyük gazetesi, bu gazetelerin patron ve yöneticileri, grupların yazarları yaptıkları haberlerle Refah Yol Hükümeti'ni yıkmak için müdahaleye lojistik destek veriyor; laikliğin sözde tehlikede olduğuna ilişkin "senaryo" haberler yayınlıyorlardı.
Özel hayatlar hallaç pamuğu gibi atılırken, bazı yazarlar, üniformasız komutan konumunda faaliyet gösteriyordu.
Zaman geçti. İktidar değişti... Bir zamanlar kartal olanlar, 28 Şubat sürecinde "basının özgür olması gerektiğini" unutarak, bugün her ağızlarını açışta "basın özgürlüğü" diyorlar.
Dünün siyasal iktidara ve daha da fenası generallere eklemlenmiş yazarları, televizyoncuları bugün başkalarını suçluyorlardı.
Gün geldi, çattı. 28 Şubat post modern darbesi soruşturması, kimi gazeteci gazeteci-yazarlar için tam bir kâbus sürecinin başlamasıdır.

Gizli rapora bak

Geçenlerde basına sızdı.
Genelkurmay Harekât Başkanlığı'na bağlı olan Psikolojik Harekât Dairesinin ele geçen gizli raporu durumu net gösteriyor.
"Psikolojik Harekât Dairesi'nin medya ile ilişkisi:
Genelkurmay'da Refah Partisi aleyhine masa başı üretilen haberlerin belirlenen medyaya verildi ve yayınlatılması sağlandı.
Genelkurmay'a yakın gazetecilere sipariş üzerine yazılar yazdırıldı. En fazla yararlanılan gazeteci... ...'dır.
Dairede hazırlanan 20'den fazla haber gazetelerde yayınlandı.
Genelkurmay'a yakın olarak görülen bazı gazetecilere konu verilerek 'yazın' ricasında bulunuldu.
RP'nin kapatılmasını destekler mahiyette yazarlara kullanabilecekleri psikolojik harekât temaları verildi. ...
İsimli gazeteci her hafta bir gün mutlaka Genelkurmay'a uğruyor.
Kesinlikle Genelkurmay'ın sözünden çıkmıyor. Ayrıca ...'da Genelkurmay'a çok yakın olmak istiyor.
Çeşitli cemaat, tarikat ve Refah Partisi için raporlar hazırlanıyor. Bu konudaki bilgiler basına sızdırılıyor.
... gibi ünlüler aleyhine çok sayıda mektup yazıldı''
İSİM VERMİYORUZ
: 28 Şubat döneminin bir ketsinden örnekleri hatırlayalım.
Başlıklara ve yazılara bakarak, gazete ve yazarların hangisi ve kim olduğunu hatırlayabilir siniz:
HANGİ GAZETE?
1 MART 1997
: TARİHİ KARAR,
2 MART 1997: ASKERİN 20 ŞARTI, BUNLARI YAPIN
3 MART 1997: ERBAKAN DİRENİYOR. ERBAKAN KARARLARI İMZALAMASA DA OLUR.
4 MART 1997: YA UY YA ÇEKİL
5 MART 1997: 6 MİLYON İMZA
6 MART 1997: AYNEN İMZALADI
MANŞET: GEREKİRSE SİLAH KULLANIRIZ
Gazetenin yazarları kimler?
"Belki onuncu kez yazıyorum. 28 Şubat sürecinde yazdığım her yazının altındaki imzam aynen duruyor. 28 Şubat, Türkiye demokrasisinin gerçek bir balans ayarıdır."
"Üç gazeteci ve üç üst düzey asker, birkaç gece önce birlikte yemek yiyor. Askerler, Refah'a ve hükümete ateş püskürüyor. Gazetecilerden biri bu sırada soruyor:
"Şaibe Hanım hakkında ne düşünüyorsunuz?"
"Askerlerin sözleri daha da ağırlaşıyor''
BİR BAŞKA GAZETE
"Gölcük'ten Refah'a muhtıra"
"Paşa paşa imzaladı"
"Her an her şey olabilir"
"DYP milletvekillerine açık çağrı"
"Koalisyona verdiğinizi geri çekin"
MGK'ya giren askerlere sorduk:
"MGK haberlerini nasıl buldunuz, bir eksiğimiz, yanlışımız var mı?"
Komutan cevap verdi: Gayet güzel
Yargıya verilen brifing sonrası:
Türkiye sizinle gurur duyuyor.
Bir yazarın notları:
"Klozet imalatçılarına öneri"
"Şeriat Holding"
"Askerin yaptığı brifingler naklen yayınlanmalı"
"Genelkurmay Karargâhı'nda aldığı brifing sonrası yazan yazar:
'Harekât Başladı. Onurlu siyasetçiler şimdiye kadar çoktan çekilmişlerdi"
TAM SAYFA İLAN: Tehlikenin farkında mısınız?
General Özkasnak DİYOR Kİ:
Tek bir mermi dahi atılmadan, demokratik mekanizmalar harekete geçirilerek 'hükümet tehlikesi SİLAHSIZ KUVVETLER ile halledildi."
MANŞET: "Refah bunalımı" ve "Stresimiz dorukta"
BİR YAZAR: "Alçakları Tanıyalım" başlıklı yazı.
İTİRAFLAR:
Bir yazar:
28 Şubat süreci içerisinde özellikle büyük gazete ve televizyonların yaptığı haberlerin yüzde 90'ı yalandır.
Bir yazar: Bazı büyük gazeteler ve onların TV kanalları 'Türkiye'de darbe olsun' diye var güçleriyle çalıştı.
Bir yazar: Medyadaki ve sermaye kesimindeki bir grup durumdan hırsızlık çıkardı.
Özelleştirmeleri, bankaları aldılar.
Dönemin TOBB Başkanı Fuat Miras: Askerlerin müdahalesine iki gün kalmıştı...
Biz bütün Türkiye'de üretimi durduracaktık. Hayat felç olacak, elektrik, su kesilecekti.
Hükümet mecburen çekilecekti.
Genelkurmay eski Başkanı
Doğan Güreş:
Sheraton Otel'de gazeteciler ve milletvekilleri arasında yoğun bir trafik yaşanıyordu.
Üst kata çıkanlar, alt kata inenler vardı. Bu hareketliliğin ardından 'üç kuruş' için istifalar yaşandı.
SONUÇ: NAMLUSUNU MİLLETE ÇEVİRMİŞ TANKLARA SELAM DURULMAZ..