Arap Baharı ile başlayan değişim, Ortadoğu ve Kuzey Afrika ülkelerindeki rejimleri derinden sarsarken, Akdeniz havzasındaki statik dengeleri de yıkılmaya uğratan gelişmelere yol açıyor.
Önceki gün, Doğu Akdeniz'in kaderini değiştirecek çok önemli bir gelişme oldu.
Mısır Cumhurbaşkanı Mursi, Türkiye'yi kollayan, İsrail'e darbe vuran önemli bir adım attı. Mısır'ın, Güney Kıbrıs ve İsrail'le Şubat 2003'te imzalanan Münhasır Ekonomik Bölge (MEB) Sınırlarını Belirleme Anlaşması'nı iptal etti.
Mısır Halk Hareketi, 2011 yılında önemli bir başarı kazanmış ve ABD-İsrail ikilisinin çok önemli bir müttefiki olan 31 yıllık Hüsnü Mübarek'i devirmişti.
Mısır'da, Hürriyet ve Adalet Partisi adayı Muhammed Mursi, özgür iradeyle seçilen ilk cumhurbaşkanı olarak göreve gelmişti. En önemli müttefik olarak Türkiye ve AK Parti iktidarını hemen yanında bulmuştu. Mursi'nin Başbakan Erdoğan ile beraber AK Parti kongresine katılmasının stratejik bir gelişmeye işaret ettiğini o zaman belirtmiştik. Ortadoğu siyasetinde "Mısır-Türkiye kardeşlik"inin anahtar olacağını ifade etmiştik.
Doğu Akdeniz'in jeopolitiği
Şimdi, Mısır'ın aldığı stratejik kararın arka planına bakalım. Bilindiği gibi, Doğu Akdeniz'in yeni jeopolitiği, enerji.
Araştırmalar Doğu Akdeniz'in İsrail, Lübnan, Suriye ve Kıbrıs açıklarında kalan bölgelerinde 3.45 trilyon metreküp doğalgaz ve 1,7 milyar varil petrol bulunduğunu ortaya koydu.
Günümüz fiyatları itibariyle yaklaşık olarak 3 trilyon dolara tekabül eden petrol ve gaz rezervleri, Doğu Akdeniz coğrafyasını hem bölge, hem de küresel aktörler nezdinde etkileyerek dünya jeopolitiğinde gittikçe daha da önemli hale getirdi.
İsrail, 2003 yılında, Doğu Akdeniz'i kuşatmaya kalkarak, bir taraftan Mübarek'in Mısır'ıyla, diğer taraftan Yunanistan ve Kıbrıs Rum yönetimiyle anlaşmalar yaptı.
Amerikan Noble Enerji şirketi, Kıbrıs açıklarında üretim aşamasına geldi.
Son olarak, Rum yönetimi, Doğu Akdeniz'den, iki parseli Fransız Total, üç parseli de İtalyan ENI şirketlerine verdi. Doğalgaz sıvılaştırma tesisi kurmak üzere İngiliz-Hollanda şirketi Shell ve Norveç'li Hoegh Lng şirketleriyle prensipte anlaşmaya vardı.
İşte bu noktada, Mısır Cumhurbaşkanı Mursi, İsrail-Kıbrıs Rum planlarını ters yüz eden bir hamleye imza attı. Doğu Akdeniz'in MEB alanında Mısır-Türkiye ortak hamlelerine yol açacak kanalları açtı.
"Noble Dina" tatbikatı
Bu bir tesadüf olabilir mi?
Mısır, İsrail ve Kıbrıs Rum'larına darbe vuran kararı alırken, Doğu Akdeniz'de ABD, İsrail ve Yunanistan'ın katıldığı "NOBLE DİNA" askeri tatbikatı başladı.
Tatbikatı yapan ülkeler ve zamanlama dikkati çekerken tatbikata DİNA isminin verilmesi merak uyandırdı.
DİNA, Tevrat'ta ismi geçen Yakub'un kızı. Enteresan bir hikâyesi var. Noble ise; yüce, soylu, asil demek.
Tevratta geçen "Dina" hikâyesi: "Yakub'un kızı Dina'ya Hamor'un oğlu Şekem tecavüz eder. Şekem Dina'ya aşık olduğu için onunla evlenip namusunu temizlemek ister. Şekem 'Bizimle birlikte yaşayın. Ülke önünüzde, nereye isterseniz yerleşin, ticaret yapın, mülk edinin' diye teklif eder. Ancak, Yakup'un 'Sayıca azız.
Eğer birleşir, bana saldırırlarsa, ailemle birlikte yok olurum' demesi üzerine oğulları Şimeon ve Levi, Hamor'u, Şekem'i ve sülâlesinin tüm erkeklerini kılıçtan geçirip katlederler ve tüm mülklerini yağmalarlar."
Uzmanlara göre DİNA isminin seçilmesi tesadüf değil..
Şifre şu: "İsrail sayıca az. Karşısındakiler birleşmesin. Saldıran kazanır''
Sonuç:
Stratejik karardaki, Mısır-Türkiye'nin 'Akdeniz Hançeri'ne dikkatle bakınız:
Mavi Marmara'nın intikamı İsrail'den bir yanıyla şimdi alınmıştır. Doğu Akdeniz'de, stratejik hesaplar ve dengeler değişmiştir.
Mursi ve Başbakan Tayyip Erdoğan'ın geliştirdiği, "Mısır-Türkiye kardeşliği", bir "Akdeniz Hançeri" olarak, İsrail, Kıbrıs Rumları (Yunanistan) üzerinde sallanacaktır.