Zaten trafik akmıyordu. Uzanıp arka koltuktaki çantamı aldım. Merakla elimi daldırıp telefonu çıkardım. Mesaj, uzun zamandır ortalıklarda görünmeyen FÖTR ŞAPKALI dostumdandı... "Bebek'te aynı yere gel. Kahvaltıyı teknede yaparız" yazıyordu.
Şaşırmıştım... Çünkü nerede olduğuna dair bir bilgim yoktu. Ama belli ki İstanbul'daydı... Hemen direksiyonu çevirip Boğaz'a kırdım. Otomobili Bebek'te dev ağaçların altına bıraktıktan sonra iskeleye doğru koşar adım ilerledim. Hem yürüyor hem de "Acaba ne söyleyecek" diye aklımdan geçiriyordum. Ama merak içimi titretiyordu...
Yine saatinde oradaydı... Beni görünce oturduğu iskemlesinden kalkarak fötr şapkasıyla selam verdi.
Beyaz gömlek, turkuaz ince bir ceket, aynı renkte kuşağı olan beyaz bir şapkayla beni karşıladı. Tekneye geçtiğimde her taraf taze çay kokusunun esiri olmuştu. Gazetede kahvaltı yapmayı düşündüğüm için açtım. Benim için hazırladığı masaya sormadan oturdum. İlk lokmayı ağzıma götürürken, "Hayırdır beni göremeyince yeni dostlar bulmuşsun" dedi...
Tam "Kim o?" diyecekken, "Son birkaç yazında sözünü ettiklerini merak ettim doğrusu" sözleriyle lokmayı ağzıma tıkadı... "Ee, sen de ortadan kaybolma o zaman" çıkışıyla altta kalmamak için direndim...
Güldü, "Haklısın" karşılığını verdi...
Fırsatı ganimet bilerek hemen sordum.
Bilmediğimiz neler oluyor? Çok şey...
Anlat o zaman!
Gece yarısı bugünkü yazını okudum. Doğru ve anlamlı bir yazıydı.
Geniş bakmışsın. Kutlarım...
Yani "Bana bir şey sorma mı" diyorsun?
Alınma hemen... Türkiye'nin rotasından rahatsız olan çok. Geçen gün BARONLARIN YALI ZİRVESİNİ yazdın. Adamlar artık uluorta iş tutuyorlar. Kimseden çekinmeden hareket ediyorlar... Hırsları ve telaşları büyük.
Yahu benim gibi sıradan birinin anlayacağı şekilde konuş lütfen...
Türkiye Cumhuriyeti uzun yıllar İngilizler'in, sonra da Amerikalılar'ın etkisinde kaldı. Yani adamlar bizi yönetti. Ancak İngiliz aklı çok ileriydi.
Kurumlar üzerinde ABD'nin etkisi bariz bir şekilde görünse de DEVŞİRDİKLERİ isimler Londra'yı hiç satmadı. Hem askerler hem siviller yani. İçinde büyük patronların da olduğu büyük bir yapıdan söz ediyorum. Bu iki güç bir türlü MİLLİ yolda ilerleyen Türkiye'yi kabul etmedi. Etmek istemedi.
Eee?
Daha sonra Obama'ya destek veren BEYAZ AMERİKA, Ankara olmadan Ortadoğu'da kalamayacağını anladı. Ortaklık teklif etti. "Birlikte dünyayı yönetelim" dedi.
Abarttın sanki biraz!
Hiç de değil. Bizim bölgemizde 2 milyar insan yaşıyor. Enerjinin merkezi burası. Burayı yöneten her yere hakim olur. Unutma. Adamlar bu nedenle 150 yıldır yakamızı bırakmıyor.
Tamam kızma! Sonra? Şimdi Yeni Ankara'yı yolundan çevirmek için büyük koalisyona gittiler.
Hayırdır, ne bu?
Yeni Türkiye'yi alt etmek için start verdiler. Hedeflerinde yine Başbakan Erdoğan var!
Darbe yapamadılar, kriz çıkaramadılar, sandıktan sonuç alamadılar... Ne yapacaklar ki başka? İşte koalisyon dediğim bu! Tek yol kaldı önlerinde, içeriden bölmek.
Kışkırttıkları isimleri yanlarına çekmek.
Bu öyle kolay değil!
Evet ama ortadaki PARA büyük...
Ne parası? İçeride dışarıda ne kadar grup varsa birleşti. Masaya 3 milyar dolar geleceğinin sözü verildi.
Ne sözü bu yahu?
Adamlar iktidar istiyor. Türkiye'nin yürüyüşünü baltalamak istiyor.
Seçtikleri adama "Cebinde 3 milyar dolar var.
İstediğin gibi harca" diyorlar. 3 milyar dolar seçim kazandırmasa da oyları böler en azından... CHP'ye yol açmak için pahalı ama akıllı bir operasyon...
Buldukları isim kim?
Onu şimdilik söylemek istemiyorum. AK Parti'ye neşter vurmak istiyorlar...
İzin verecek misiniz?
Mümkün mü bu! Bilesin diye söylüyorum bütün bunları...
Planınız ne peki?
Bertaraf olacaklar.
Nasıl ve kimler?
Kimler olduğunu şimdilik sorma.
Ama büyük ve etkili bir koalisyon.
Neşter atmaya kalkarken neşteri yiyecekler.
Bulmaca gibi konuşma yahu! Ne yapacaksınız?
Bir süre Suriye konusunu erteledik.
Suriye'de yapmaya çalıştığımız rejim değişikliğini önce Ankara ve İstanbul'da yapacağız.
Esad, nasıl olsa gidici. Ama içerideki GİZLİ MUHALEFETİ bitireceğiz. Üstünden geçeceğiz. Bunu da ilk sana söylüyorum...
Suriye işi durdu mu yani? İçeriden kaynıyor. Hem Kuzey Irak, hem Şam kendi ayağıyla bize gelecek.
Zaten bunu bildikleri için Ankara'daki havayı kirletmeye çalışıyorlar.
Bölgedeki planlarımızı bozmak için çırpınıyorlar... Suriye sahilinde düşen uçaktan sonra hepsi ani kararla hareket etmemizi ve sert tepki vermemizi bekledi. Akıllı davranınca şaşırıp kaldılar. Kendi aralarında, "Bu Türkler de çok oldu" diye konuşuyorlar... Bu daha ne ki; biraz beklesinler ne olduğumuzu daha iyi görecekler...
Peki sizin planınızdan ayrıntı versen biraz!
Köpeksiz köyde değneksiz gezmeye alışmışlar. Yok artık öyle... Attıkları her adımı, konuştukları her cümleyi, gittikleri her kuytuyu biliyoruz... Bunu gördükleri için sinir krizi geçiriyorlar...
Allah aşkına kim bunlar?
Erken soru bu... Biraz bekle, sen yazarsın yine... Sabırsız olma...
Adamlar anlamayacak mı onlardan söz ettiğini?
Anlasınlar zaten... Ama akıllarına gelmeyecek çok daha önemli işler yapıyoruz.
Ne mesela?
Bak, Zbigniew Brzezinski, Wikileaks için "Akıllı ABD ile Yeni Türkiye'nin arasını açmaya çalıştılar. Kullandıkları dil çok ağır. Asıl hedef Erdoğan'dı.
Arkalarında bazı istihbarat teşkilatları var gibi" demişti. Biz de hem içeride hem dışarıda yalan yanlış bilgi sızdıran bazı isimleri bulduk. Gereğini yaptık.
Bunu öğrenince adamlar şoke oldu..
Peki yeni bir parti mi oluşturmak istiyorlar. Onu anlamadım. Açsan biraz...
Kafalarındaki bu. Bir hayalperest bulurlarsa yapacaklar. Ama şansları hiç yok. Aklı başında biri Erdoğan'ın karşısına çıkmaz. Rakibi sandığa gömer. Bunu bildikleri halde "umut" diyerek asılıyorlar...
Saflığımı bağışla... Yenilgiyi göre göre 3 milyar doları masaya neden koyuyorlar?
Türkiye'nin değerini düşün... Bu para mı?
Kongreye 27 ülkeden misafir geldi. Türkiye'nin gücü ortada.
Şaka mı bu? İşte sorun bu zaten. Londra merkezli, Yahudi BARONLARIN desteklediği yapı bundan rahatsız.
İstiyorlar ki istikamet Tel Aviv olsun...
Çok geç artık... Tokadı yiyip kaçacak yer arayacaklar.
Son sözün ne peki?
AK Parti'nin içinden kimseyi bulamazlar. Dışarıda birkaç isimle görüşüyorlar. Parayı duyan şaşırıyor.
Tabii hep avuçlarında kalıp yönetecekleri isimlere gidiyorlar...