Özellikle eceliyle ölen LADİN örneğini vermesi, KANDİL'i aynı şekilde BASALIM demesi gerçekten ilginçti.
Sayın Büyükelçi'nin sözlerini deşifre etmeye niyetim yok. Daha önce birkaç kez yaptığım gibi bugün yine BÖLGEDE TURA çıkalım.
Çünkü FİNAL yaklaşıyor. Bu yüzden şimdi çıkacağımız kısa seyahatin büyük önemi var!
Türkiye, dolayısıyla Erdoğan ve Suriye lideri Esad'ın arasından su sızmıyordu. Eller kenetlenmiş, vizeler kalkmış, Türkiye İsrail'le resmen sınır komşusu olmuştu. Erdoğan Irak'a gitmiş, hem Sünniler'i hem Şiiler'i kucaklamıştı. Bölgeye HUZUR gelecek, herkes pastadan payını alacaktı. Cumhuriyet'in ihtiyacı enerjiydi. KATAR ile GAZ ve PETROL boru hattı için imzalar atıldı. Proje Suriye topraklarının üzerinden Akdeniz'e akacaktı.
Avrupa'nın ŞALTERİ Ankara ve ŞAM'ın elinde olacaktı. Her şey güzeldi. Ama Esad nedense bir anda döndü. Erdoğan'la sıkıştığı eli unuttu!
Unutmakla kalmayıp büyük bir kavganın fitilini ateşledi...
İran'a mesaj gönderip "Tahran, Bağdat ve Şam birlikte doğalgazı Akdeniz'e indirsin. Avrupa, hem bize hem de Ruslar'a muhtaç kalsın" dedi.
Avrupa'yı gaz kartıyla elinde tutan Putin bu projeye el altından destek verdi. Sonuçta o da güçlenen Türkiye'nin ileride TEHDİT olacağını görüyordu. Esad ile aradaki BAĞ böylece koptu. Şam'ın bu çalımıyla Suudi Arabistan ve Katar da devre dışı kaldı. Ancak Türkiye ENERJİ sorununu çözmek zorundaydı. Nasıl AVRUPA ve ABD bunun için didiniyorsa aynısını Türkiye de yapıyordu. Bölgede misafir olan ARAP BAHARI bir anda Suriye'ye geldi. Ankara da bunu destekledi.
Esad, DÖNÜŞÜNÜN faturasını ödeyecekti. Ankara buna kararlıydı.
Uçak düşürülmesi olayında herkes Ankara'nın sessiz kalışını eleştirirken aslında kale içeriden fethediliyordu!
Tabii bunu çok kimse bilmiyordu...
Türkiye kararlılığını gösterdikçe OSLO görüşmeleri sızıyor, PKK daha da fazla saldırıyordu.
Peki bu üç ülkenin PKK ile bağlantısı neydi?
Büyük fotoğraftaki güçlü figürler kimdi?
Ne istiyorlardı?
Bir hikaye ile cevap verelim...
Geçtiğimiz aylarda bir kanalda mesaj yüklü bir belgesel vardı...
Uzun ve sert gagalı bir kuş türü yılın belli zamanında belli miktarda bala ihtiyaç duyuyordu.
Koku alma yoluyla da balı nerede bulacağını çok iyi biliyordu. Kuş kendisinden beklenmeyecek kadar akıllıydı.
Arıların üstüne kendi gitmiyordu. Bir çözüm için havada uçup PARTNER arıyordu. Aradığını çok geçmeden buldu. PORSUK'a benzeyen her tarafı tüylerle kaplı bir hayvanı rahatsız etmeye başladı. Sinirlenen hayvan bir süre sonra kendisini taciz eden kuşun peşine düştü.
Hayvan tam yorulup takibi bırakmak üzereyken KUŞ yine onu türlü oyunlarla BALIN OLDUĞU ağacın dibine getirdi.
Kendisini tehlikeye atmadı. Hayvanın elini kovana sokmasını sağladı. Birkaç saniye sonra bal dışarıda duruyor, arılar tüylü hayvanı kovalıyordu. Aklını kullanan KUŞ da ihtiyacını büyük bir keyifle gideriyordu.
Amerika'nın önemli ve güçlü bir KANADI bizi ısrarla "Katar'dan gelen boru hattı ile gazı almalısınız" diyerek Suriye'ye itiyor... Yani kendi isteklerini gizleyip bizi "eksiklerimizle" gaza getiriyordu. Onların amacı Türk askerine sınırı geçirerek Avrupa'yı elinde tutacak olan Şİİ ENERJİ KALKANI'nı kırdırmaktı! Ödül de Katar'dan gelecek olan GAZDI!
Ankara bu oyunu gördü. KUŞ'un fikrini anladı. İşi ağırdan almaya başlayınca hem ABD hem Londra merkezli güç PKK ile üstümüze geldi.
Şam'a gitmek belki 2 saat bile almayacaktı ancak daha sonra BÖLGEDEKİ liderliğimiz sona erecekti. Eskiden olduğu gibi yine ÇIRAK çıkacaktık. Onların planı buydu! Çünkü bu çağda kimse askerle gittiği yerde kalamıyordu.
Arap Dünyası İstanbul'a koşarken Şii ya da Sünni bir Arap'a kurşun sıkmak BÜYÜK TÜRKİYE'nin felaketiydi!
Akıl bunu "yapma" diyordu...
Ankara, tarihine sahip çıkıp aklı devre dışı bırakmayınca birbirleriyle savaşan AVRUPA-ABD birlikte Türkiye'ye çullandı. Garip ama gerçekti. Konu Türkiye olunca düşmanlar birleşiyordu... Kürt kartı ortada hazır duruyordu... Taşeron PKK ihale almaya hazırdı.
Suriye'ye girmeyen Türkiye'nin sınırdaki hazırlıklarının asıl amacının IRAK olduğu görüldü. Reste restle karşılık verilmişti...
Şimdi BARONLAR, AK Parti için 2014'ü son tarih olarak kabul etti!
Türkiye'yi ENERJİYLE buluşturmak için çırpınan Erdoğan'dan kurtulmak tek hedefleri...
Bunun için Mustafa Sarıgül'ü bile yedeğe aldılar...
Sarıgül'ü ABD'deki derin ağabeylerle tanıştıran John Sitilides ve PATRİK bu işin startını verdi...
Sarıgül de kendileri için oldukça iyi bir isim. Cuma camide, cumartesi havrada, Pazar ise kilisede olmayı başarabilen ender insanlardan...
Büyük oyun kuruyorlar. Yaptıkları numaralar buraya sığmaz. Paraları da hazır. Ankara'daki yeni masayı yerle bir etmek istiyorlar...
Ama sandığı unutuyorlar. Çünkü şimdiye kadar oradan çıkamadılar...
NOT: Bir dostum Ankara'da bazı isimlerin zehirlenmeye çalışıldığını söyledi. "Kim?" diye sordum. Söylemedi. Ama "Deniyorlar" dedi.