Amacım eve dönmekti!
Yağmurla karışık gelen yüzlerce aracın içinden sıyrılmaya çalışırken bir GİZLİ NUMARA aralıksız çaldırıyordu.
Telefonu her elime aldığımda "Arkadaş 2012'de gizli numara mı olur yahu" deyip telefonu aldığım yere bırakıyordum. Defalarca aynı hareketi yapınca karşı taraf umudu kesip bu kez mesaj attı. Gözlüğüm olmadığı için okuyamadım. Haliyle cevap da veremedim. İki SMS daha gelince aracı sağa çektim. Son mesaj sanki aracın içinden çekilmişti:
Otomobili uygun bir yere çekerseniz rahatça geri dönebilirsiniz!"...
Şaşırmıştım. O numarayı çevirdim. Fötr Şapkalı'nın dostu karşımdaydı. O trafikte aynı yolu gerisin geri gitmek zorunda kaldım.
Bu kez önemliydi çünkü! Bir saatlik mücadeleden sonra Nişantaşı'nda daha önce bir kez uğradığım KAFE'deydim... Merak içindeydim.
Görüşmenin içeriğini bilmiyordum...
Oturur oturmaz "Nereden döndüğümü bir bilseniz" diyerek sitem ettim. Dostum hazır cevaptı:
Haklısınız ama iki saatir size ulaşmaya çalışıyorum...
Söyleyecek sözüm yoktu! En iyisi soru sormaktı. Öyle de yaptım...
Irak'ta neler oluyor?
Bakın siz daha önce yazdınız.
Bizim komşularımızla SIFIR sorun politikamız vardı. Hepsi bunu yanlış anlamış olmalı ki el birliğiyle YÜZDE YÜZ soruna dönüştürdüler!
Kim ya da kimler?
Esad, bir sahil kentimizde söz verdiği KATAR boru hattı projesinden İngilizler'in ısrarıyla vazgeçti. Çok yalvardık. Tabiri caizse "Bizi satma" dedik. Öyle HİSSE istedi ki kısaca "hayır" dese daha şık olurdu! Göz doktoru eğitimi aldığı İngiltere'yi dinledi. Şimdi bin pişman. "Bu hatayı nasıl yaptım" diye gece gündüz ağlıyor! Ona çelme takan İngilizler yanında yok!
Başka?
Maliki, İran, Rusya ve İngiltere'yi arkasına alıp önümüze çıktı. Bölgede adım atmamızdan rahatsız oldu.
Adım dediğimiz KÜRT sorununu, PKK'yı bitirecek hamlelerden söz ediyorum. Bizim sorunla yaşamamız isteniyor anlaşılan. Barzani-Talabani ile yaklaşıp PKK'yı saha dışına itmeye başladığımızı gördükleri an çıldırdılar. Kürtler'i tehdide başladılar.
Biz PKK ile savaşsak da Kürtler'le kardeşiz. Zaten PKK'nın içinde Kürt'ten başka her şey var! PKK dediğin istihbarat teşkilatlarının karması! Ne ararsan var!
Kerkük-Musul problemi diyebilir miyiz?
Maliki ve arkasındaki güç, petrol ve gazı ne Kürtler'e ne bize koklatmaya yanaşmıyor. "Kürtler'e bu haksızlığı yapmayın. Bölge için hayırlı olmaz" dedik. Ama dinlemediler. Şimdi onların anladığı dilden konuşuyoruz.
Sorunsa sorun yani!
Vurur muyuz?
Hayat ne gösterir bilinmez. Kimse istemez. "Olmaz da" diyemeyiz ama!
-Ben birkaç kez yazdım.
Merak ettiğim için soruyorum.
Şam'da Ulusal Güvenlik Merkezi'nin havaya uçurulması nasıl oldu?
Esad'ın 16 yıldır yanında taşıdığı en güvendiği isim bizim adamımızdı!
Bunu oradaki kimse bilmiyordu.
Bilmesi de mümkün değildi.
Bombayı o koydu. Esad hedef değildi. Ama mesaj yerine gitti! Daha sonra da o adamımızı çekip korumaya aldık! FANTOMUMUZ düşürüldükten sonra Şam'daki patlama olmuş ve Erdoğan Moskova'ya öyle gitmişti!
Sizi bulmuşken sormak isterim. Biz LADİN 2007'de öldürüldü" diye manşet yapmıştık. Ancak Obama ve ekibi canlı yayında Ladin'in yakalanışını izlediler. Yanlış mı yaptık biz?
Hayır! Ladin sizin dediğiniz gibi Böbrek yetmezliğinden 2007'de öldü.
Ancak ÖLÜSÜ bile paha biçilmezdi. Çok pazarlıklar yapıldı.
Sade bir törenle toprağa verilecek bir isim değildi. Gereği yapıldı.
Ne yapıldı?
Kim bilir belki bir takım şeyler karşılığı ABD'ye teslim edilmiştir.
Çünkü onlara bir cenaze lazımdı.
Bölgeden çekilirken anlamlı bir finale ihtiyaçları vardı.
Denize atılan Ladin miydi?
Pazarlıklar sonucu verilmiştir.
Ölüyü tekrar gömdüler. Olay budur!
Bitmesi gerekiyordu bitti yani.
Herkes aldığına bakar. Onlar da kazandı biz de! Onlara cenazede FİGÜR lazımdı. Oldu. Ellerinde yandan çekilmiş fotoğrafları var.
Sonra yayınlarlar. Ama operasyon yalan! Ama herkes inandı işte.
Denize atılan Ladin televizyon başındaki Ladin'den çok daha zayıf ve bitkin... Bir ölüyü ne kadar makyajlarsan makyajla sonuçta ölü yani!
Ne aldık ki?
Ne bileyim belki Patriotlar bu nedenle geliyordur! Örnek olsun diye söylüyorum! Şunu unutmayın Türkler bile devletlerinin ne kadar büyük olduğunu bilmiyor. Bir kompleksin içinde savrulup duruyoruz. Biz bölgede güçlüyüz.
İstediğimizi yaparız. Sadece sokaklar bunu bilmez. Ama yaparız... Bir imkanınız olsa da sorsanız İran'a Suriye'ye, Libya'ya, Mısır'a Rusya'ya...
Yeni derin devlet mi bu?
Biz ona katılmayız. Devlet devlettir. Ama şimdiki DEVLET hiç olmadığı kadar güçlü. Bambaşka bir modelimiz var.
Model demişken Erdoğan Cumhurbaşkanı olacak mı?
Bilemem. Ama neden olmasın.
Ama sürprizler de olabilir!
Nasıl yani?
Bakarsınız Erdoğan Köşk'e çıkar, Başbakanlığa beklenmedik bir isim gelir.
Kim gelebilir sizce?
Daha ortada bir şey yok. Ama mesela Rusya'da olduğu gibi devletin içinden biri çıkıp o koltuğa oturur.
Putin gibi istihbarat kökenli biri mi yani?
Olabilir. Neden olmasın.
Devletteki kenetlenme sürsün diye düşünülen biri bu! Ama erken...
Sonra konuşuruz!
Başınızı şişiriyorum ama bizim FANTOMU kim düşürdü?
Suriye düşürmedi! Resmi açıklamalar öyle olsa da gerçek başka. Bir saat içinde her şeyi çözdük. Gereğini yaptık. Ama basına yansıyan bir şey olmadı.
Esad değilse kim?
Esad olsaydı ülkeyi başına yıkardık. Başka bir aktör devreye girdi. Gereğini yaptık. 2013'e girmeden bunu da öğrenirsiniz.
Merak etmeyin...
Nasıl öğreneceğiz ki?
Putin, hayırlısıyla bir gelsin... Son nokta konulsun. Gerisi kolay...
Son sözünüz peki?
Ortadoğu yeniden kuruluyor!
Oyun çok zor. Herkese büyük görev düşüyor. ABD, Çin'le uğraşacak.
Bölgeyi mecburen bize bırakacaklar.
Ruslar paylarına düşenle yetinecek.
İran ise henüz daha net değil...
Büyük Türkiye yolda. Irak'taki gelişmeler rotayı belirleyecek.
Biliyorsun Ortadoğu'da her şey DEHŞET dengesindedir. Burada SÖZ geçmez. Vuran kazanır. Biz bunu değiştirmeye çalışıyoruz. Ama kıyamete kadar bekleyecek de değiliz...