Gereğini yapar" diye yazdım.
Sokaktaki insan "PKK denildiğinde"
Öcalan'ı anlasa da gerçek hiç öyle değildi. Öcalan, lider olarak üzerinde anlaşılan bir isimdi. Bir markaydı.
Onun gölgesi altında çok iş çevrildi.
Gerçekte örgüte çok fazla tesiri yoktu.
Düşünsenize, 1999'dan beri içeride olduğu halde Kandil kendi bildiği yoldan gitmekte hiç tereddüt etmedi!
NASIL OLUYORDU BU?
Sebebi aslında çok basit. Biraz kafa yorduğunuzda gerçeği görürsünüz.
Öcalan, dönemin Kara Kuvvvetleri Komutanı Atilla Ateş Paşa'nın tehdidinden sonra ŞAM'ı terk etti! PKK lideri Suriye'den çıktıktan sonra kapı kapı dolaştı! Önce Rusya'ya, ardından İtalya'ya gitti. Ne yapacağını bilemez halde bir o ülkeye, bir bu ülkeye sığınma talebinde bulundu! Ama örgüte her türlü desteği veren AVRUPA, sırtını sıvazladığı örgütün liderine KAPILARINI açmıyordu!
Garipti!
Dışarıdan böyle görünse de aslında her şey kendi MODUNDA ilerliyordu.
Çünkü Öcalan, onların onayladığı bir isim değildi. Öcalan silaha sarılmış da olsa ayrılıkçı DEĞİLDİ! Bu nedenle onlar, kendi yetiştirdikleri Kani Yılmaz kod isimli FAYSAL DUNLAYICI'yı Apo'nun yerine getirmek istiyordu.
Bunu da açık açık söylüyorlardı. Ama Amerika, örgütü tamamen elinden kaçırmamak için Dunlayıcı'yı bombayla ortadan kaldırdı.
Bunun üzerine Öcalan, marka olarak yaşamaya devam etti. Avrupa isteksiz de olsa bu imajın yaşamasına izin verdi!
Bu nedenle PKK'lı Sakine Cansız, Fidan Doğan ve Leyla Söylemez'in PARİS'in göbeğinde öldürüldüğünü duyunca çok şaşırmadım. Aksine "daha yeni başlıyorlar" dedim...
Bu suikastların geleceği, geçtiğimiz ekim ayı başında belliydi! Barış isteyen ve hatta OSLO'daki görüşmelere büyük katkı yaptığı söylenen ADEM UZUN isimli PKK'lı Paris'in LAVAL MAYENNE semtinde bir barda otururken gözaltına alındı.
Neden alındığı merakla beklenirken, Fransız polisi "PKK için silah pazarlığı yapıyordu" açıklamasını yaptı.
Hiç inandırıcı değildi! Bunu duyan Fransa'nın PKK'dan nefret ettiğini düşünürdü!
Ama gerçek hiç de öyle değildi.
Fransa, PKK'yı besleyen önemli ülkelerden biriydi! Zaten üç kadın PKK'lının enselerine kurşun sıkıldığı yer Rue Lafayette Street 147 numaradaki Kürdistan Enformasyon Bürosu'ydu...
Fidan Doğan ve Leyla Söylemez ise aylık kirası 185 bin euro olan Rue Lafayette Street 106 numaradaki Kürt Enstitüsü'nün üyeleriydi...
Yani görünmeyen bir el, PKK'ya PARİS'in göbeğinde çok değerli yerleri kullanıma açmıştı! Örgüt de kendisine sunulan her imkanı göstere göstere kullanıyordu!
Peki bu suikast neden yapıldı?
Gazete haberlerine bakıp PKK terör örgütünde her ismin DERİN ilişkileri olduğunu düşünmeyin.
Cemil Bayık ve Bahoz Erdal arazide önemli isimlerdir. Ancak uluslararası arenada onları tanıyan yoktu! Özellikle BAHOZ'u...
Örgütü yöneten güçle ilişkide olan başka isimler vardı... Öldürülen üç PKK'lı kadından Sakine Cansız, daha önce PKK'nın Avrupa sorumluluğunu yapmış olan bir isimle çatıştı. Bu kişi, önceki yıllarda Öcalan'ı ortadan kaldırmak için hamleler yapan biriydi!
Fransa istihbaratı ile çok iyi ilişkileri vardı. PKK'ya bölgede destek veren ülkelerin DERİN AĞABEYLERİYLE de oturup konuşurdu! Öcalan da bunu çok iyi bilirdi...
İşte basında en fazla bir ya da iki fotoğrafı yayınlanan o isim, BARIŞIN karşısındaydı.
Avrupa'da çok etkin olduğu için aksine bir şey yapılmasına izin vermezdi. Sakine Cansız da örgütün kuruluşundan beni Öcalan'ın yanında olup sadakatiyle öne çıkan bir militandı! İmralı ile süreç başlayınca Sakine Cansız, Avrupa'da silahsızlanmaya giden yolu açmak için girişimlere başladı. Barış için enerji harcıyordu. Örgütün her koluyla görüşüyordu.
Ancak AVRUPA KANADINI temsil eden isim, buna karşıydı. Öcalan'ı Avrupa'ya sokmamış olan güç, bir kadına teslim olacak değildi! Gereği yapıldı.
Yolun başından beri Öcalan'la olan CANSIZ ortadan kaldırıldı.
Mesaj doğrudan İmralı'yaydı: "Biz sana daha önce örgütün sahibi olduğumuzu gösterdik. Sen anlamadın. Bu sana ilk ikazımız..."
PKK'yı Avrupa'da barındıran ittifak, Öcalan'a karşı ilk hamleyi böylece yaptı. Şimdi Öcalan'a destek veren yani barışı isteyen herkes tehlikede! Bu suikastle örgütün AVRUPA YÖNETİCİ sınıfı baştan aşağı değişecek. Öldürerek ortadan kaldırdıkları isimlerin yerine ÖCALAN karşıtı isimler gelecek. Bu cinayetlerden sonra da kimse çıkıp "Siz ne yapıyorsunuz! Yıllardır örgüte çalıştım" diyemeyecek!
Operasyonun amacı buydu!
Dediğim gibi ilk hamlelerini açıkça yaptılar.
Bundan sonra hareketin içinde olan Kürtler "Biz kime hizmet ediyoruz" diye düşünmeli. Liderlerini bile dinlemeyen GÜCÜN ne olduğunu anlamalılar...
Kim bilir belki de Sakine Cansız, Avrupa sorumlusu olan o kişiyle ilgili çok önemli bilgilere ulaştı! Derin bağlantılarını çözdü! Çünkü Öcalan'a karşı bile fikirlerini açıkça dile getiren biri olduğu biliniyor!
İster misiniz PKK'yı KADINLAR bölsün!
Unutmayın kadınlar daha cesurdur!
NOT: Dün Abdülmelik Fırat'ın Londra'daki bir programda İngiliz lordunu azarladığını yazmıştım.
Doğrusu Brüksel olacaktı. Özür dilerim.