İçeride bir kesim hala eski alışkanlıklarında ısrar ediyor.
Olayları anlamakta zorlananların atladığı nokta burası. Halkı APTAL yerine koymakla işlerin üstesinden geleceğini sanıyorlar. PKK'yı da, HDP'yi de, Demirtaş'ı da, merkez medyanın ilişki ağını da, sipariş yazıları da, özel manşetleri de gizleyebileceklerini düşünüyorlar.
Ama yanılıyorlar...
Çünkü Türkiye eski Türkiye değil... Ankara, çok rahat kontrol edebilecekleri bir merkez olmaktan uzun zaman önce çıktı.
Gelin bugün bizim canımızı sıkan gelişmelere TEPEDEN bakalım. Ne olup bittiğini anlamaya çalışalım.
Dengelerin nasıl değiştiğini görmek için adım atalım...
Hep söyledim! Biz de SOL asla ve kat'a YERLİ ve MİLLİ olmadı!
Olmasına izin verilmedi. Dönün biraz geriye...
18 Aralık 2012'ye...
Hatırlayın o günü!
ODTÜ'lü gençler okulu ve çevreyi ateşe verip UZAYA GÖNDERİLEN TÜRK UYDUSU'nu protesto ediyorlardı.
Polisle çatışıyorlardı. Yapımına 2007'de başlanan GÖKTÜRK-2, 5 yılda bitirildi. YAZILIMLARININ YÜZDE 100'ü Türk mühendisler tarafından yapılan UYDU Çin'e ait roketle yörüngesine oturtuldu.
Peki Göktürk-2 ne yapıyordu?
Dünyanın çevresini sadece 93 dakikada dolaşabiliyordu...
Uzaydan, yeryüzündeki bir kişinin kol saatini ve yelkovanın üzerindeki yazıyı bile görüntülüyordu.
Yanındaki uyduları, sinyal bozucu sistemi sayesinde etkisiz hale getirebiliyordu.
Gerçek zamanlı görüntü aktarımı yapabiliyordu.
Gece-gündüz yüzde 100 başarılı görüntü alabiliyordu.
Hareketli hızlı çekim özelliği vardı. (ABD'deki bazı gelişmiş uydularda var)...
Canlı cansız nesneyi hatasız ayırt edebiliyordu.
Daha da var ama öne çıkan özellikleri bunlardı. Özellikle İKİNCİ MADDEYE YOĞUNLAŞIN! Gökyüzünden bir insanın kolundaki saati ve yelkovanının rengini anında masaya koyuyordu! KAÇIŞ YOKTU YANİ! ABD medyası dün yazdı...
Gökyüzündeki AKINCILARIMIZIN neler yaptığını...
Anlaşılan, Göktürk dışında da etkili silahlarımız vardı! İnsansız Hava Araçları (İHA) hariç... Herkes anlıyor ama içerideki naylon SOL'cular ile MERKEZ MEDYA bir türlü anlamak istemiyordu. Dillerinde sadece ERDOĞAN vardı.
Uydularımız fırlatılırken de Erdoğan protesto ediliyordu. Cumhuriyet tarihimiz boyunca YÜZDE 100 MİLLİ uydu bu dönemde yapılıyor, inanılmaz kaliteli görüntü ve fotoğraf elde ediliyor, bölge avucumuzun içine alınıyor ancak ODTÜ tüm bunlara ve Erdoğan'a karşıydı! Tıpkı Aydın Bey'in gazeteleri gibi... Karşı olan biri daha vardı o günlerde! İSRAİL! "Yüksek çözünürlüklü görüntüler yanlış ellere düşer!" gerekçesiyle Türk uydularına da Erdoğan'a da karşıydılar...
Kendileri tepemizde UYDULARLA dolaşırken hiç sesleri çıkmıyordu. Neyse... Bizim uydular son dönemde SINIRIMIZI MERCEK ALTINA ALDI! Hem Esad'ı hem PKK'yı salise salise izledi. Sizlerle paylaştığım fotoğrafa bakın! Kim ne yapıyorsa Ankara'nın anında haberi oldu. Kimine göre 3000, kimine göre ise 850 İŞ YAPAN uydu vardı.
ABD yukarıda da pastanın büyük dilimini almıştı. Ama bizim dışımızda herkes oradaydı. 2012'de biz de o lige katıldık. Daha sonra oyuncularımızı artırdık!
Tabii bizim orada olmamız birilerini rahatsız etti. Bunlardan biri ALMANYA idi. Hiç görülmemiş bir şey yaptı Almanlar... Bir ilk yaşandı.
Bizim UYDULARIMIZI izlemek ve çalışmalarını aksatmak için CASUS UYDU gönderdi. Birileri hem PKK ile hem de casus uydu ile geliyordu, gelmeye çalışıyordu.
Ama başarılı olamadılar. GÖKTÜRKLER, Türk yazılımı sayesinde yukarıda DESTAN yazıyordu.
Rus casus uydusu, gitmesini istemedikleri Esad'a düzenli olarak aşağıdaki hedeflerle ilgili bilgi aktarıyordu.
Tüm hareketlilik anında Esad'a iletiliyor, Şam rejimi de bu bilgiler doğrultusunda istenilen yeri hemen imha ediyordu.
Ama artık çok zor! Çünkü GÖKTÜRKLER o bölgeyle ilgili bütün bilgi akışını kesti. Biz engel olduğumuz için kimse HAVADA kafasına göre operasyon yapamıyordu. SİNYAL BOZUCU mekanizma ile bütün iletişimleri istediği an kesip atıyor, ama kendileri asla etkilenmiyordu!
İşte bu vurucu özellik etrafa korku salıyordu.
Sadece Esad'a mı? Elbette hayır!
PKK, Kandil ve bölgede kim varsa herkes huzursuz! Kimse dışarı adımını atamıyor. Kimse mağaradan çıkamıyor.
Tepede Türk UYDULARI var.
Teröristin ayakkabısıyla basıp geçtiği karıncayı anında görüyor.
PKK'nın içinde kim yabancı kim yerli, an be an biliniyor.
Eskidendi o mağaradan çıkıp intikal ederek karakol basmalar!
Şimdi bölgeyi kuşatan Türk kuşları var. Görüntüler, bilgiler akıyor TÜRK F-16'lar'ı da havalanıp yüzde 100 isabetle hedefleri imha ediyor.
PKK'daki paniğin nedeni bu!
Avrupa'nın ısrarla "Barıştan vazgeçmeyin sakın!" diye feryat etmesinin nedeni de bu!
Devlet bunları yaparken, havada da rakipleriyle mücadele ederken en büyük direnç yine içeriden geliyordu. Bazıları kendilerinden geçip PKK'ya destek atar noktaya gelmişlerdi.
Devletine milletine karşıydılar.
Ülkenin büyümesi, güç olması hiç işlerine gelmiyordu. Yabancılar yıllardır bizi bunlarla kontrol ediyorlardı. Dedim ya hem kendileri hem de destek verdikleri yapılar YUKARIDAN DA ARTIK AN BE AN İZLENİYORDU. "Kimin eli kimin cebinde" sorusunun cevabı artık yüksek çözünürlükle anlaşılıyordu.
Devlet bunu biliyordu!
Sıra millette!
Herkes görecek ve öğrenecek. GÖK-TÜRK'ten rahatsız olan varsa bilin ki bizden değildi!
Bir de bakarsanız havadan daha güzel haberler gelir...
Unutmayın YÜKSEK ÇÖZÜNÜRLÜK'ün bize vereceği hediye çok değerli olur!
Tabii bence!
Türk uydularının gelişmiş özellikleri, birçok ülkeyi tedirgin etti.