Ergün Diler

ERGÜN DİLER

Tarihi 6 Ekim 2015

Dağ ele geçti

KATOLİK Kilisesi'nin ruhani lideri Papa Francisco, Afrika ülkelerinden kaçan mültecilerin ilk durağı olan Lampedusa adasını ziyaret etti.
Ne zaman?
İki yıl önce...
Bir sahil güvenlik botuna binen Papa Francisco, hayatını kaybeden mültecilerin anısına Lampedusa açıklarında denize bir çelenk bıraktı.
Papa Francisco, daha sonra Lampedusa Stadyumu'nda düzenlenen ayine katıldı.
Herkesi mültecilerle ilgilenmeye çağıran Papa, "Aldırmazlığın küreselleştiğini" savundu.
Demek ki PAPA Avrupa'nın mültecilere sahip çıkmasını istiyordu!
Üstelik gelenler ya da gelmeye çalışırken Akdeniz'de can verenler MÜSLÜMANDI!
Demek ki PAPA Avrupa'daki Müslüman sayısının artmasını istiyordu...
Peki kime karşı?
Acaba Amerika, Vatikan ve Türkiye ortak bir operasyonla Avrupa'yı ve özellikle Almanya'yı sıkıştırıyor muydu?
Devam...
Hatırlayın birkaç ay önce Erdoğan bir sözüyle günlerce süren tartışma başlattı. "Küba Kolomb'tan önce Müslümandı" diyerek ezberleri bozdu, Hatta Küba'ya cami de çok gündemde kaldı. Geçtiğimiz günlerde de PAPA, Küba'ya gitti. Neredeyse 60 yıl sonra KATOLİK Kilisesi'ni açtı. Devrim Meydanı'nda yüzbinlerce kişiye seslendi. "İdeolojilere saplanmayın!" dedi. Yani "Boş verin komünizmi" çıkışı yaptı... Erdoğan da İsrail ve İsrail destekçilerinin politikalarına karşı çıkıyordu Katolikler de...
Hatta orijinal ismi Cristiano Ronaldo Dos Santos Averio olan Real Madridli yıldız, Filistinli çocuklara yardımda bulunuyor, Vatikan da FİLİSTİN DEVLETİNİ tanıyordu!
Babası Ronald Reagan'ı çok sevdiği için RONALDO ismini alan futbolcu ile bu politikaların bir ilgisi var mıydı?
Peki PAPA olacağı bile söylenen GANALI Kardinal Peter TURKSON kimdi? "40 yıl içinde Fransa bir Müslüman devlete dönüşecek" diye konuşan TURKSON, Obama'dan sonra yani siyahi başkandan sonra siyahi PAPA mı olacaktı! Konuşulmuş ama sırayı şimdilik Francisco'ya bırakmıştı.
Vatikan'a o gelmişti! Hala TURKSON etkiliydi, gelir miydi?
Amerika, Afrika ve Ortadoğu'daki Katolikler ve Müslümanlar arasında dünyanın seyrini değiştirecek ortaklık mı kuruluyordu.
Protestanlara ve Yahudilere karşı?
Ortodokslar zaten İstanbul'daydı!
Düşünelim bakalım...
Papa II. Jean Paul zamanında iki ALMANYA birleşti, Varşova Paktı çöktü, Sovyetler dağıldı! PAPA'nın Avrupa'nın sınırlarıyla oynadığı gerçekti. Acaba PAPA, YALTA'da ABD-Rusya arasında yapılan gizli paylaşım anlaşmasını mı bozdu! Kim bilir? Sahi Papa neden vurulmuştu...
Dünyanın, Müslümanlığını hatırlayan güçlü bir Türkiye'ye şiddetle ihtiyacı var!
Yeni büyük plan böyle...
Bosna'dan Şam'a, Üsküp'ten Almatı'ya kadar olan bölgeyi etkileyecek bir Türkiye'ye ihtiyaç var.
Bunu engellemek için geliyorlar...
Alın size bir şehir dedikodusu...
Çok etkileyici...
Avrupa'da çok sık görülen Selahattin Demirtaş geçtiğimiz günlerde İstanbul'a uğramış... Hemen "Ne var bunda?" demeyin...
Selahattin Bey, GİZLİ mi GİZLİ bir randevu için İstanbul'un merkezindeki bir ofise gitmiş.
Ofisin sahibi çok ama çok bilinen biri. Etkili mi etkili biri. Üstelik AK Parti'ye de çok yakın... Hem de çok! Demirtaş, dedikoduya göre ofise girerken görülmek istememiş...
Belki de ofisin sahibi hassas davrandı ve "Ön kapıdan gelme!" dedi... Bilemem. Dedim ya dedikodu... GEZİ olaylarında öne çıkan bir ailenin kızının (çok iyi tanıyorsunuz) kullandığı işletmenin kapısı kullanılarak, hedeflenen yere arka kapıdan girilmiş.
Gazeteciler görmesin, dedikodusu çıkmasın diye...
Ama bana kadar geldi bu görüşme dedikodusu... Doğruysa fena halde önemli.
Hem AK Parti için hem de HDP için...
İttifakların nasıl ve nerede kurulduğunun anlaşılması için de şaşırtıcı...
Ne mi konuşuldu orada? Dedikodu diye oralara girmiyorum. Kulağıma gelenler hiç alışıldık şeyler değil.
Bilseniz, üzülürsünüz...
İstanbul gerçekten Bizans... Kim dost, kim değil belli olmuyor. Herkes el ele vermiş, Erdoğan'ın önünü kesmeye çalışıyor... Bir de İstanbul'un lüks ve yeşillikleriyle ünlü semtindeki büyük malikanede 35 kişiyle "Erdoğan'ı durdurma!" Toplantısı yapıldı! Katılanları biliyorum. Çok tanıdık isimler hepsi de... Ama neden ortaya çıkmadıklarını anlamıyorum. Çekiniyorsanız neden toplanıyorsunuz? Toplanıyorsanız neden açıklamıyorsunuz? Garip değil mi...
Neyse devam...
PKK'nın içinden telefon ya da telsiz kayıtları sızıyor ya! Nasıl olduğunu anlayamamıştım!
Bir dostuma sordum. Güldü... "Bunlar basına sızanlar. Bir de bizdekileri bilsen!" dedi imalı imalı... Anladım ki Dağ ele geçmiş!
PKK'nın arasında çok sayıda PKK'lı görünümlü PKK karşıtı varmış!
Hayırlısı...
İngilizler, Avrupa'nın göçmen krizi dolayısıyla Erdoğan'a yaptıkları eleştirileri azaltıp anlaşma yolu arayacaklarını söyledi. Demek ki en büyük korkuları Müslümanlar...
Demek ki ortada bir satranç var ve kazanan Türkiye... Bükemedikleri bileği öpecekler yani...
Son not... Çok sevdiğim bir dostum "CIA, KGB, BND, MI6, MOSSAD gibi istihbarat örgütleri tek başına bir işe yaramaz.
Önemli olan bu teşkilatlara ne yapacağını söylemektir. Hedef göstermektir. Bizim devletin düne kadar böyle bir derdi yoktu.
MİT de bu nedenle boş durmamak için kendi insanını izlerdi" dedi...
Şimdi ise MİT saldırı altında.
Demek ki bizim için iyi onlar için kötü bir şeyler yapılıyordu!
Olması gerektiği gibi yani...