Suriye'den gelen binlerce göçmen, yeni bir hayata başlamak için denizlere açılan çaresizler, düşürülen Rus SU-24 savaş uçağı, içeride koparılan fırtına, ambargolar, Bağdat'ın zaman ayarlı çığlığı, Türkiye'yi gaz'la korkutma çabaları, Esad'ın bombaları, bölgeye gelen yabancı askerler, Akdeniz'de yükselen tansiyon ve cevabı merakla beklenen sorular...
Bazı konuları anlık ve günlük değerlendirdiğimiz için aklımız karışıyor. En iyi öğretmen ARŞİV'dir! Hiç unutmaz ve unutturmaz...
Dengeleri anlamak ve gelecekte neler olabileceğini kestirmek için UNUTMADAN gitmek şart...
Biraz geriye gidelim... Gidelim ki şimdiyi anlayalım... 16 KASIM 2013'e gidelim...
Diyarbakır'da tarihi bir gün yaşanıyordu. Barzani ve Şivan Perver, Erdoğan ve Fidan'la birlikteydi. Barzani o gün kürsüye çıkıp KÜRTÇE konuştu, finalde ise TÜRKÇE mesaj verdi...
Unuttuk tabii... Barzani Kürtçe konuşuyor ve çok önemli mesajlar veriyordu: "Ortadoğu'da halkların birleşme zamanı geldi. Savaş bizi ayırdı. Kardeşlik birleştirecek. Bu güç bizde var. Türkiye bu işi başaracak. Hizmetinizdeyim..."
Aşağı yukarı bu anlama gelecek sözler söylüyordu. Son olarak da "Yaşasın Türk-Kürt kardeşliği" diyordu... Barzani kendi geleceğini Ankara'da görmüştü. Oyunu doğru okuyordu. Bu nedenle RULAR MUSUL'da TÜRK ASKERLERİNİ HAVADAN ÇEKİNCE hemen Ankara'ya koşuyordu.
Yanında çok özel ekiple gelmişti.
Kardeşliğe inanan biri olarak çok önemli istihbari bilgileri de paylaşıyordu...
Barzani Diyarbakır'a geldiği gün "Aramıza kimse giremez!" diyordu.
Şimdi de öyle diyor. Fakat o gün geldikten sonra işler karışmıştı!
Hatırlayın! Diyarbakır'daki buluşmadan tam bir ay sonra 17 ARALIK KUMPASI için start verildi. Barışa siper olan Erdoğan ve ailesi hedefteydi.
Hepsi alınacak, Ankara eski rotaya oturtulacak, Kürtler'le ve Ortadoğu ile bütünleşme çöpe gidecekti.
Buna kalkışanlara da büyük ceza verilecekti... Barzani o gün bardağı taşırmıştı. 17 Aralık'la birlikte hem Erdoğan hem de birleşmeye büyük destek veren Barzani tasfiye olacaktı... Türkler'in Ortadoğu'ya inmesi, kardeşleriyle bütünleşmesi ve 100 yıl sonra OYUN KURMASI engellenecekti. Bu nedenle Erdoğan hedefti. Zaten manşetlerle bunun sinyalini veriyorlardı!
Barzani'nin gelişinden önce düğmeye BASMA KARARI veriliyordu! TASFİYE OPERASYONU İÇİN ELLER ve AKILLAR o zaman birleşiyordu.
Çünkü gördükleri TABLO onlar için korkutucuydu!
Ne mi o? Hatırlayalım yine...
Tarih 30 Eylül 2012...
Barzani'nin gelişinden tam bir yıl önce... AK Parti'nin Büyük kongresi... Ama bir kongreden çok daha ötesi... CHP ve MHP düğün salonunda kongre yapamazken Erdoğan için Muhammed Mursi, Almazbek Atambayev, Nuceyfi, Nigmatulin, Muhammed Taha, Tarık Haşimi, Barzani, Tsvetan Tsvetanov, Salih Mutlak, Haris Sladjzic, Allawi, Raza Gilani, Berham Salih, Rashid Al-
Ghannushi, Halit Meşal, Ahmed Hariri gibi ORTADOĞU ve BALKANLAR'ın önemli isimleri ve devletleri geliyordu!
Aslında o gün TÜRKİYE 'nin BÜYÜKLÜĞÜ ilan edildi. 17-25 Aralık'la DURDURULMAK istensek de o salon bunu dünyaya duyurdu... 200'e yakın YABANCI KONUK'un geldiği o toplantıdan sonra birileri elele verip "Türkiye'yi biran önce durdurmalıyız. Çok oldular. Artık yeter!" dedi. Zaten daha öncesinde GOOGLE iddianamesiyle, parti kapatmayla, cuntalarla, finansal depremlerle ve terörle Erdoğan'ı SİLMEK istemişlerdi.
Ama onlara göre tehlike giderek büyüyordu. 17 Aralık atacakları son adım, yapacakları son hamleydi...
Toplanıp yaptılar. İçerisi dışarısı destek verip hep birlikte geldiler.
Son kez gelirlerken bütün güçlerini kullandılar., Ama yenildiler.
Deviremediler... O andan sonra TARİH 100 YIL ÖNCE KALDIĞI YERDEN TÜM HIZIYLA AKMAYA BAŞLADI... Tıpkı OSMANLI gibi... Osmanlı'da DEVLET herkesi kucaklar, ırk, din, dil ayrımı yapmazdı.
Yeniliklere ve akıllı insanlara kapısını açardı. Osmanlı'yı yıkan İngilizler ise kontrol etmek istedikleri ülkede kim onlara hizmet ediyorsa onlarla çalışırdı. Ama üst akıl onlarındı. Sadece kullanırlardı.
Kontrol onlarda kalır, sistem işlerdi.
Osmanlı'yı bu metodla yıkıp sonrasında da CUMHURİYET'i ele geçirdiler. Bu İŞGALDEN sonra sadece TÜRKLÜK aşılandı bizlere...
Hiç dostumuz yoktu! Korkacak çok nedenimiz vardı! Adım atacak gücümüz yoktu, olanlar da tarihin tozlu sayfalarındaydı... Eğitim sistemi bize bunu öğretiyordu. DRAJE DRAJE bunu alıyor ve kendimize olan güvenimizi kaybediyorduk.
Kendimizi keşfedecek bakış açımızı olmadığı için de yerimizde sayıyorduk.
Bazen de durduğumuz yerde yumrukları saydırıyorlardı...
Amerika ise İkinci Dünya Savaşı'ndan sonra tıpkı OSMANLI gibi yaparak herkesi kucakladı. Biz içeride Türk-Kürt, Alevi-Sünni diye bölünürken bunlar İNGİLİZ AKLINA AYKIRI BİR MODELLE geliyorlardı. EGEMENLİĞİ zaten böyle aldılar.
Ankara bunu Erdoğan'a kadar göremedi. Göremeyince hem içeride kavga ettik hem dışarıda adam yerine konmadık... Şimdi ise koskoca Rusya verecek cevap bulamıyor! Çünkü DEVLET AKLI kendi KOD'larını ilk kez yeniden keşfetti... Erdoğan'ın kongresine Malezya'dan Maldivler'e kadar olan eksendeki her DE VLET temsilci gönderdi...
Müslüman aleminin anladığını, bizim içerideki arkadaşlar anlamıyordu. Onların patronları tehlikeyi görüyor ve içimizdeki YERLİ YABANCILARLA KUMPAS kuruyordu... Amaç Erdoğan'ı durdurmak değil BÜYÜK TÜRKİYE 'yi suikastla öldürmekti... Sultan Abdülaziz'i, Sultan Abdülhamit Han'ı nasıl İÇERİDE KİLERLE hallettilerse Erdoğan'ı da aynı yolla devirmek ve silmek istediler... Menderes ve Özal aynı yöntemle gitmişti çünkü...
Savaşların, kan ve gözyaşının hakim olduğu ORTADOĞU'nun huzur bulması için tek şart TÜRKLER 'in geri gelmesi...
Bunu ben söylemiyorum sadece...
Pentagon'da hazırlanan ve BEYAZ SARAY'a sunulan rapor da aynı şeyleri çok daha ayrıntılı ve keskin bir şekilde söylüyor...
Suriye'den gelen yaşlı bir dedenin "Atalarımız size arkadan saldırdı. Bunu biliyoruz. Ama siz bizi bağrınıza bastınız..." sözleri bile bu raporlarda ayrıntılarıyla var... Dengenin, barışın, huzurun, paylaşımın ve ortak geleceğin adresi ANKARA...
Maldivler'den Somali'ye, Bosna'dan Pakistan'a kadar bize ihtiyaç var. Tarih bizi geri çağırıyor...
Davete icabet edilir... Biz de öyle yapacağız. Hem Sultan Abdülaziz'in Süveyş'te yarım kalan hesabını göreceğiz, hem de Abdülhamit Han'ın elinden ZORLA alınanları geri getireceğiz...
Müslümanlar'ı KATİL ve TERÖRİST gösteren Suriye ve Irak'taki OLUŞUM gittiğinde sizce oralara kim HÜKMEDECEK! Ondan sonra MÜSLÜMANLAR'ın çekim merkezi neresi olacak? BAKIN! 17 ARALIK'ta DEVİRMEK İÇİN GELENLER DEVRİLDİ ! Şimdi tarih kaldığı yerden akacak! İsteyen durdurmaya kalksın! Kalksın da ne olduğunu görsün! Ortadoğu, yani YAVUZ SULTAN SELİM'le yücelttiğimiz coğrafya, şimdi bize akacak! Ezan sesi herkesi birleştirecek... Camide, KİLİSE EŞRAFIYLA ellerini buluşturanlar da hep birlikte eriyip gidecek...
Tarih de böyle yazılır zaten...
Keyfini çıkarın!