Uluslararası kredi derecelendirme kuruluşlarının son dönemde yaptığı ve doğal davranış haline getirdiği en önemli hataları not düşürme konusunda hızlı, not artırım konusunda ise yavaş olmaları.
Kimileri buna temkinli iyimserlik, kimileri ise yanlışlar doğrulardan daha kolay görülür diyebilir. Ancak temel bir gerçek var ki, kredi derecelendirme kuruluşlarının ana misyonu küresel ekonomide fonların güvenli şekilde hareket etmesini sağlamaktır. Yatırımcıların doğru karar almalarında bu notlara bakabilmeleri küresel sermayenin daha güvenli hareketini sağlayacaktır.
Moody's'in Türkiye'nin kredi notunu yükseltmesini nasıl değerlendiriyorsunuz?
Türkiye'nin kredi notu görünümü 'durağandan'dan 'pozitif'e yükseldi. Not artırım gerekçesi, Türkiye'nin kriz döneminde beklentilerin ötesinde gösterdiği performans. Ancak verilen notun geç ve gösterilen performansı karşılamadığını görmekteyiz. Şu an Türkiye'nin kredi notu Fitch nezdinde 'BB+' ve görünümü de pozitif. S&P nezdinde ise kredi notu 'BB'.
Ancak Moody's'in Ba2 olan notu şu anda Fitch'e göre; yatırım yapılabilir seviyenin ise iki kademe altında. Baktığımızda Türkiye'nin yatırım yapılabilir ülke seviyesine gelmiş olmasının yeterli olmadığını ve mutlaka yatırım yapılabilir ülke kategorisinde yer alması gerektiğini görüyoruz. Bu yüzden Moody's daha cesaretli olmalıydı.
Kredi notunun piyasalara etkisi nasıl olacaktır, açıklar mısınız?
Kredi notunun beklentilerimizin altında olmasına rağmen, bu kararın piyasalar açısından 2 önemli katkısı var. Birinci olarak Türkiye, dünyada yatırım yapılabilir ülke olma konusunda daha fazla iç ve dış yatırımcıyı cesaretlendirecek. Bu da yeni yatırımlar için daha fazla kaynak sağlamayı kolaylaştıracak. İkinci olarak dış piyasalar Türkiye'nin büyüme hedeflerini yukarı doğru yeniden revize etti. Bu ileriki dönemler için daha fazla yatırım, daha fazla iş ve aş demek.
