KEDİYE CİĞER EMANET EDİLDİ
Toplam 11 bankaya borcu olan Çağlar, ANAP iktidarı döneminde sıkıntıya girdi. "Demirel'in kara gün dostuyum, servetim ona feda olsun" diyen Cavit Çağlar, 20 Ekim 1991 seçimlerini takiben kurulan hükümette Bankalardan Sorumlu Devlet Bakanı oldu. Çağlar'ın Ziraat Bankası'na 399 milyar liralık borcunu 176 milyar liraya indirdiği iddialarının sonunda Adnan Kahveci "Kamu bankalarının Cavit Çağlar'a teslim edilmesi, ciğerin kediye emanetinin belgesidir" demiştir. Çağlar, kendisine bağlı olan bankayla pazarlığa oturdu ve borcunun büyük bölümünü kabul etmedi. 173 milyar olduğunu söylediği borcunu 4 yıl içinde faizsiz ödemeyi önerdi. Ziraat, öneriyi kabul etti ve borç 1996'ya kadar ödenmek üzere taksitlendirildi.
İNTERBANK'I ALIYOR
İnterbank 1888 yılında Selanik Bankası ismiyle Osmanlı, Avusturya Macaristan ve Fransız sermayedarlar tarafından Selanik'te kuruldu. 1991 yılından itibaren bankanın ismi İnterbank olarak kullanılmaya başlandı. Hazine tarafından 20.6.1994 tarihinde gözetime alınan İnterbank Çukurova Grubu tarafından 16 Şubat 1996 tarihinde Çağlar'a satıldı. TMSF'nin araştırmalarının temeli olan iddialara göre İnterbank satılmadan önce Cavit Çağlar yakınlarının kurduğu paravan şirketlere 250 milyon dolarlık kredi açmıştı. Bu açılan krediler daha sonra Çukurova Grubu'na aktarılmıştı ki, bankanın satış ücreti böylece ödenmişti. Hazine Müsteşarlığı Banka Kambiyo Genel Müdürlüğü, bankanın Cavit Çağlar'a geçtiği sene içerisinde 20 Eylül 1996 tarihinde Devlet Bakanlığı'na yazdığı bir yazıda, Cavit Çağlar'ın Nergis Grubu'nun da İnterbank'ı alır almaz 'içini boşaltmaya' başladığını ve hatta Çukurova Grubu'na verilen banka bedelinin de İnterbank'tan çekilen kredilerle karşılandığından bahsedecekti. 7 Ocak 1999'da TMSF'ce İnterbank'a el konuldu. Ancak kısa bir süre sonra tekstil krizine yakalandı. Sahibi olduğu İnterbank'a 1998'de el konuldu. Çağlar, bu karardan hemen önce NTV'yi Doğuş'a sattı ve Etibank'taki yüzde 50 hissesini Dinç Bilgin'e devretti. Çöküş hızlandı, işyerine, evindeki her şeye haciz yağdı. Eski Devlet Bakanı Çağlar, oğlu Mustafa Çağlar, yeğeni Şenol Şankaya ve diğer sanıklar 1997-1998 yılları arasında İnterbank'ın içini boşalttıkları iddiasıyla yargılanmaya başlamıştı. Yargılama süresinde Çağlar'ın dayısı Şükrü Şankaya ile sanıklardan Oktay Girtine hayatını kaybetmişti. İnterbank yönetim kurulunda, Jandarma eski Genel Komutanı emekli Orgeneral Teoman Koman vardı. 1985-1989 yılları arasında Tümgeneral olarak görev yapmış ve 29.08.1988 tarihinde Milli İstihbarat Teşkilatı Müsteşarlığı görevine getirilmiştir. 1997 yılında emekli olduktan sonra Cavit Çağlar'ın Nergis Holding'inde de yönetim kurulu üyeliği yapmıştır.
KIRMIZI BÜLTEN
Çağlar hakkında Egebank ve Etibank soruşturmaları kapsamında gıyabi tutuklama kararı verilmişti. Sonra kırmızı bültenle aranmaya başlandı. 18 Nisan 2001'de eşi Nergis Çağlar'ı karşılamaya gittiği sırada New York'taki John F.Kennedy havaalanı garajının parkında, Amerikan Federal Soruşturma Bürosu FBI tarafından tutuklandı. Çağlar, yakalandıktan 1 gün sonra Manhattan'daki ABD bölge mahkemesine çıkarıldı. Duruşma salonuna FBI ajanları tarafından götürüldüğü sırada, Çağlar'ın elleri arkadan kelepçeli ve üstü pardösüyle kapatılmış görüntüleri, Türkiye'de büyük yankı yarattı. 45 dakika süren ilk duruşmada Çağlar'ın serbest kalmak için teklif ettiği 5 milyon dolarlık kefalet önerisini dikkate almayan yargıç, Çağlar'ın tutukluluk halinin devamına karar verdi.
ÖZEL EKİPLE GETİRİLDİ
Çağlar, 28 Nisan 2001'de özel bir ekip tarafından Türkiye'ye getirildi, tutuklanarak cezaevine konuldu. Çağlar, 6 Şubat 2002'de tahliye edildi. İnterbank davasında Şişli Cumhuriyet Savcısı, İnterbank Yönetim Kurulu'na Nergis Grubu'na verilen kredilerin dondurulması istemiyle yazı gönderilmesine rağmen, sanıkların usulsüz kredi vermeye devam ederek, bu kredilerin büyük bölümünü Cavit Çağlar'ın şahsi hesaplarına aktardıklarını söyledi. Savcı, mahkemenin 'görevsizlik kararı' vererek, dosyayı Ağır Ceza Mahkemesi'ne göndermesini talep etti. Daha sonraki aşamalarda yapılan yargılamalar sonunda sanıkların iyi halini ve zararın karşılanmasını dikkate alan mahkeme, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verdi. Böylece Cavit Çağlar ve diğer sanıklara verilen ceza, önümüzdeki 5 yıl içersinde suç işlememeleri halinde dava düşmüş olacak.
6 KERE GİTTİ 7 KERE GELDİ
Süleyman Demirel (d. 1924), siyaset adamı. Isparta'nın İslamköy'ünde başlayan bir hayat. 1949 yılında Elektrik İşleri Etüd İdaresi'de başlayan devlet hizmeti, 1999'da yarım asrı tamamladı. İnşaat Yüksek Mühendisi olarak hizmet yoluna koyulan Demirel, Barajlar Dairesi Reisi, Devlet Su İşleri Genel Müdürü, Başbakan Yardımcısı, Başbakan ve nihayet Türkiye Cumhurbaşkanı oldu. 2000 yılında Çankaya'dan ayrıldı. Güniz Sokak'ta duayen siyaset adamı olarak hayatını sürdürüyor. Devlet Su İşleri Müdürlüğü yaparken, dönemin Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Cemal Gürsel'le yakın ilişki geleceğini belirledi. 13 Temmuz 1960 yılında asker oldu. Yedek subaydı. Yıllardır kendisinin emrinde çalışan Turgut Özal, Süleyman Demirel'in amiriydi. Çünkü Demirel asker kaçağı durumuna düşecek kadar geç askerliğe başlamıştı. Aynı yerde Kenan Evren de okulun Kurmay Başkan'ıydı. Askerlikten sonra ABD şirketlerinden "Morrisson-Kunudsen"in Türkiye temsilcisi oldu. O yıllarda Demirel dur-durak bilmeden çalışıyordu. ODTÜ'de öğretim görevliliği de yapıyordu. Demirel, 1965 yılında Türkiye'nin 13'üncü Başbakanı oldu. O günden beri , 6 kere gitti, 7 kere geldi.
DEMİREL'İN KABİNESİ
Demirel, 1991 seçimlerini kazandı. Ve hükümeti kurdu. Başbakan: Süleyman Demirel (Isparta, DYP) 20.11.1991-16.05.1993 Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı: Erdal İnönü (İzmir, SHP) Devlet Bakanı: Cavit Çağlar (Bursa, DYP) Devlet Bakanı: Ömer Barutçu (Zonguldak, DYP) Devlet Bakanı: Mehmet Batallı (Gaziantep, DYP) Ulaştırma Bakanı: Yaşar Topçu (Sinop, DYP)
MALKİ CİNAYETİNİN ÖNEMİ NERESİNDE?
Nesim Malki, Bursa'da 1995 yılında öldürüldü. Çok büyük paraları borç olarak vermesiyle tanınan bir işadamıydı. O kadar çok parası vardı ki, firması Tunca Tekstil bünyesinde bir banka kurmak için başvuru da yapmıştı. Bursa'da bu cinayetle ilgili olarak Erol Evcil adlı işadamı üzerinde kuşkular oluştu. Evcil, Malki'den aldığı borçları ödeyemez olunca, çare olarak korkutmak ister. 400 milyon doların üzerinde bir borçtan bahsedilmektedir. Evcil ile Malki arasındaki gerginlik büyür. Aradan aylar geçerken, Malki öldürülür. İçişleri Bakanı Kutlu Aktaş ile Bursa Valisi Orhan Taşanlar'ın Başbakan Yılmaz'a verdikleri birifing vardır. Soruşturma birdenbire tırmanır. Nesim Malki cinayeti Türkiye'de son dönem yeni sermayelerin ortaya çıkışında çok kilit bir nokta. Bu cinayet çözüldü mü, son 10 yılın mafya ve işadamı örgütlenmesi ortaya çıkar. Malki'nin öldürülmesinden kârlı çıkan kimlerdir? 3 Mart 2010'da, Yargıtay'ın Bursa 2'nci Ağır Ceza Mahkemesi'nce verilen kararı 2 kez bozmasının ardından yeniden görülen Nesim Malki davası sonuçlandı. Mahkeme Erol Evcil, Burhanettin Türkeş, Oğuz Işıklı ve Mücahit Çakal'a ömür boyu hapis cezası verdi.