Aydın Doğan'a büyük protesto!

İstanbul Adliyesi'nde, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Memur Suçları Bürosu Savcısı Mehmet Selim Kiraz'ın şehit edildiği terör saldırısı sırasındaki yayınları nedeniyle Doğan Holding önünde protesto eylemi düzenledi.

takvim.com.tr takvim.com.tr
Giriş Tarihi :01 Nisan 2015 , 00:00 Güncelleme Tarihi :01 Nisan 2015 , 22:54
Aydın Doğan’a büyük protesto!
Holdingin Üsküdar'daki binası yakınlarındaki Hz. Ali Camisi önünde bir araya gelen bir grup, binaya doğru sessiz şekilde yürüyüşe geçti.

Herhangi bir slogan atmayan gruptakiler, "Bu da sorumsuzluğun cabası", "Yayın ilkelerini neden uygulamıyor Doğan Medya", "Doğan Medya yayın ilkeleri bu mu?" gazeteci Mirgün Cabas'ın saldırı sırasında yazdığı "Bu eylem nasıl biterse bitsin çıkarılacak tek ders var: çocukları vurmayın, annelerini yuhalatmayın" yazısının bulunduğu dövizleri ve saldırıda şehit olan Savcı Mehmet Selim Kiraz'ın umrede çekilmiş fotoğraflarını taşıdı.

Grup üyesi Muhammet Bolat AA muhabirine yaptığı açıklamada, Kiraz'ın şehit edilmesinden duydukları üzüntü dolayısıyla burada toplandıklarını söyledi. Saldırıyı vatan hainliği olarak değerlendiren Bolat, "Dün savcımızı şehit ettiler. Bunu sadece bir ölüm olarak göstermek isteyenlere karşı buradayız. Bu ölümü farklı cümlelerle farklı yorumlayanlara karşı buradayız. Bunun bir vatan hainliği olduğunu göstermek için buradayız. Sesimizi çıkarmak için geldik. Şehidimizin arkasında olduğunu, şehidimizin şehit olduğunu göstermek için buradayız. Ülkeyi bölmek için, toplumda yaygara koparmak isteyenlerin bu amaçlarına ulaşmayacaklarını göstermek için buradayız" diye konuştu.



Uğur Karaboğa da Savcı Kiraz'ın iki terörist tarafından katledildiğini anımsatarak, şunları kaydetti:

"Bu eylem güvenlik açığı nedeniyle yapıldı. Bundan sonra gerekli tedbirler alınacaktır. Hem medya yoluyla hem de sosyal medya yoluyla, Mirgün Cabas da bunun örneğini gördük, 'Çocuklar ölmesin, anneler yuhalanmasın' diyorlar. Dün katledilen savcı da iki tane çocuğun babası, bir annenin evladı, bir kadının kocasıydı. Ve maalesef bu katliam onların umurlarında olmadı. Onların tek derdi var, kendi siyasi çıkarları uğruna insanların katledilmesi ve kan üzerinde siyaset gütme politikaları. Sessiz bir şekilde barışçıl topladık. Ölülerin arkasından biz slogan da atmayız. Akşam namazından sonra dualarla, Kur'an-ı Kerim'le savcımızı anacağız."



Eylemin maskeli kişilerce gerçekleştirdiğine dikkati çeken Karaboğa, "Muhalefetin aylardır Meclis'te karşı çıktığı yasanın nelere neden olduğunu gördük. Korkumuz bu tür saldırıların seçimler yaklaştıkça daha da artacak olması ve bunlara sahip çıkacakların da artacak olması" dedi.

Protesto eylemine destek veren gazetecilerden Kenan Alpay, basın mensuplarına yaptığı açıklamada, saldırı kadar saldırıdan sonra ortaya konulan tavırların daha büyük infiale neden olduğunu düşündüğünü ifade etti.



Saldırının amacının propaganda yapmak olduğunu dile getiren Alpay, şöyle konuştu:

"Örgütün amacı ülke üzerinde bir dehşet ve korku salmasıdır. Bazı basın yayın organları, özellikle CNNTürk başta geliyor, sanki örgütün amacıyla ortak bir amacı varmış gibi bütün bu fotoğrafları yayınlıyor. Ve bunları yayınlarken de adeta ülkenin ve toplumun bir örgüt tarafından rehin alındığı havasını dünyaya servis ediyor. Bu hem ahlaken hem hukuken asla kabul edilmeyecek son derece çirkin bir tavırdır. Sadece bununla da kalmadı. Bu gazetelerde, televizyonlarda editörlük yapan deneyimli bazı gazeteciler, atmış oldukları tweetlerle, mesajlarla sanki bu rehin alma ve katliam operasyonu yapan örgüte değilde, bu örgütle mücadele yapan bir toplumu ve siyaseti suçluymuşcasına kamuoyuna takdim etmeye çalıştılar.

Ne yazık ki Mirgün Cabas'ın attığı tweet kabul edilebilir bir şey değildir. Sanki Berkin Elvan'ın ölümünden bir toplumu, bir ülkeyi, bir hükümeti sorumlu tutmak, bunun intikamı alınıyor, bundan başka yapılacak şey yok gibi bir tutum takınmak kabul edilebilir bir şey değil. Bir gazeteci olarak, CNNTürk'te ve Hürriyet grubunda sergilenen son derece çirkin, kara propagandaya gönüllü olarak ortak olmuş olan bu tavrı ve duruşu kabul etmiyorum."

Açıklamaların ardından ellerindeki dövizleri, binanın kapısına asan gruptakiler, akşam namazı kılmak için Hz. Ali Camisi'ne gitti.