Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan Avrupa'ya son uyarı

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Slovenya Cumhurbaşkanı ile yaptığı görüşme sonrası düzenlenen ortak basın toplantısında konuştu. Erdoğan, mültecilerin iadesi anlaşması konusunda sözlerini tutmayan Avrupa'ya sert tepki gösterdi ve Türkiye'nin 'B' ve 'C' planları olduğunu hatırlattı.

takvim.com.tr takvim.com.tr
Giriş Tarihi :15 Aralık 2016 , 00:00 Güncelleme Tarihi :15 Aralık 2016 , 20:58
Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan Avrupa’ya son uyarı

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Slovenya Cumhurbaşkanı ile yaptığı görüşme sonrası düzenlenen ortak basın toplantısında konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın açıklamalarından öne çıkan kısımlar şöyle:
Dostumuz müttefikimiz ve stratejik ortağımız Slovenya Cumhurbaşkanı'na bir kez de sizlerin huzurunda hoş geldiniz diyorum. Ülkemize resmi bir ziyarette bulunuyor. 15 Temmuz sonraıs destek mahiyetinde olan bu ziyaret için şahsım ve milletim adına kendilerine teşekkür ediyorum.

Az önce yaptığımız görüşmelerde oldukça verimli istişarelerde bulunduk. Hem ikili hem de bölgede olan konuları görüştük.

Benim ve Sayın Pahor'un Başbakanlık döneimnde imzalanan stratejik ortaklık belgesi ikili ilişkilerimizin bir dönüm noktası olmuştur.

Yaptığımız görüşmelerde AB ile ilgili gelişmeleri ve Türkiye AB ilişkilerini acaba bundan sonraki süreçte nasıl çok daha olumlu bir seviyeye çıkartabiliriz bunu konuşştuk.

13 Aralık'ta bir üye ülkenin vizyonsuz tutumuna rağmen diğer ülkeler sağduyulu davrandı. AB sürecimize destek veren Slovenya'ya çabalarından d olayı teşekkür ederim.

Ancak metinde yeni fasılların açılmasını öngörmüyoruz cümlesini kabul etmiyoruz.

Bu arada 15 Temmuz'da darbe girişiminde bulunan kesimlere karşı yasal çerçevede attığımız adımları hala şüphe ile karşılayan yorumları da tasvip etmiyoruz.

ÖNCE KENDİ ÜLKELERİNE BAKSINLAR
Bizler köklü Türkiye AB ilişkilerinin bazı AB ülkelerindeki dar bakışlı ve popülist siyasi yönelimlerden etkilenmemesini ümit ediyoruz. Türkiye'ye taraflı bir şekilde durmadan eleştiri yönelten bazı Avrupalı siyasilere öncelikle kendilerine kendi ülkelerine bakmalarını tavsiye ediyorum.

Avrupa'da özellikle bazı kesimlerde İnsanların dış görünüşleri dilleri etnik ve dini kimlikleri dolayısıyla ötekileştrilmeleri bizler için de ciddi bir endişe kaynağıdır.

Burada şu tarihi gerçeği bir kez daha ifade etmem gerekir. Türkiye henüz AB üyesi olmasa da Avrupa'nın ayrılmaz bir parçasıdır. AB üyeliği bizim için stratejik bir tercihtir. Bugün Türkiye üye ülkelerin pek çoğuna kıyasla AB'nin değerlerini çok daha fazla gözeten bir ülkedir.

Yaşadığımız krizler ortak sorunlardır ve bunlar ancak tam bir işbirliği ile çözülebilir. Türkiye'yi dışlamaya çalışmak bölgenin istikrar ve güvenliğini de tehlikeye atmak demektir.

"TÜRKİYE'NİN YER ALMADIĞI AVRUPA'NIN GÜVEN İÇİNDE OLMASI MÜMKÜN DEĞİL"
"Türkiye'yi dışlamaya çalışmak bölgenin istikrar ve güvenliğini de tehlikeye atmak demektir. Türkiye'nin yer almadığı Avrupa'nın güven ve huzur içerisinde olması mümkün değildir. Kısır siyasi çekişmelerin, siyasi rant arayışlarının odağına yerleştirilmemeliyiz. AB sürecinde samimi olduk. Verdiğimiz sözlerin arkasında durduk. Terörle mücadelede AB ülkelerine gereken desteği vermekten çekinmedik. Mülteci sorunu var buna göğsünü geren Türkiye var. yaptığımız harcamalar belli. Fakat AB'nin bize verdiği sözler de ortada. Ne yazık ki yerine getirmiyorlar."

B VE C PLANI HAZIR
Vize konusunda beklenen neticeyi alamazsak şüphesiz ki aynı şekilde, tabii Kızılay'a ödenmesi gereken rakamlar ödenmeyecek olursa bütün bunlar, bu verilen sözler yerine gelmediği takdirde Türkiye'nin de bir B planı olacaktır, bir C planı olacaktır. Hakkımızda alınan her karara evet demek mecburiyetinde değiliz. Çünkü AB'nin bize bugüne kadar kazandırdığı hiçbir şey yok. Bunu da özellikle açık ve net söylemek zorundayım.

AB VERDİĞİ SÖZLERİ TUTMADI
Verdiğimiz sözlerin daima arkasında durduk. Terörle mücadelede AB'ye gereken desteği vermekten çekinmedik. Şu anda mülteci sorunu var ve buna göğsünü geren Türkiye var. Yaptığmıız harcamalar belli. Fakat AB'nin verdiği sözler de ortada. Ne yazık ki AB verdiği sözleri yerine getirmedi. 3 Milyar Euro verecekti şu ana kadar gelen para 677 milyon dolar veya Euro. Aynı şekilde ikinci taksit yine 3 milyar Euro olacaktı ondan zaten hiç bir ses yok. Vize konusu vardı. Bu yıl sonuna kadar da vize sorununun çözülmesi mümkün değil.

"TÜRKİYE'DEN KAÇAN TERÖRİSTLER AVRUPA'DA DOLAŞIYOR"
Ben şimdi soruyorum. Latin Amerika ülkelerinin AB ile ne ilgisi var? Ama bunlar kullanıyorlar vize konusunu. Biz Türkiye olarak diyoruz ki onlara da verecekseniz verin ama 53 yıl kapıda bekleyen Türkiye'yi ne için oyalamaya devam ediyorsunuz? Avrupalı dostlarımızın ilkeli bir tavır sergilemelerini bekliyoruz. Bazı Avrupa ülkelerinde terör örgütü elebaşlarının rahatça dolaşıyor olmalarını AB müktesebatının hangi maddesine dayandırıyorsunuz? Türkiye'den kaçan teröristler Avrupa'da rahat rahat dolaşıyor. Hatta tüm AB ülkelerinden toplanan haraç 26 milyon Euro'dur. Bunları söylediğimizde rahatsız oluyorlar. Bunları düzelteceksiniz. Hem Türkiye'yi kapıda beklet bir taraftan Türkiye'de mücadele verilsin bu mücadelede NATO'da olan Türkiye yalnız bırakılsın.

Biz AB konusunda nasıl samimi isek AB'den de samimiyet bekliyoruz. Müzakere konusunda aklı selim hareket edeceklerine inanmak istiyorum.

HALEP'İN TAHLİYESİ
Ayrıca Suriye'deki son gelişmeleri değerlendirdik. Halep'teki katliam, vahşet zulüm tüm dünyanın gözü önünde işleniyor. Rejim ve destekçileri tahliyeyi engellemeye çalışıyorlar. Bu süreçte bizler yoğun bir çalışma gerçekleştirdik. 21. yüzyılda böyle bir trajedinin yaşanıyor olması utanç vericidir. Bir çözüm isteniyorsa öncelikle Halep'teki durumun kontrolü şarttır.

Sayın Putin ile bir çok görüşme yaptım. Bunlarla birlikte Dışişleri Bakanlarımızı görevlendirmek suretiyle onlar da süreci beraber takip ettiler. BM yeni Genel Sekreteri ile de görüşme yaptım ve destek istedim. MİT ve dışişleri bakanlarımız yoğun görüşmeler yaptılar. Rusya, İran ve bölgedeki diğer etkili unsurlarla gelişmeleri görüştüler.

"OBAMA 'NASIL YARDIMCI OLABİLİRİZ' DEDİ"
"Sayın Merkel ile neler yapabiliriz bunu konuştuk. İnsani yardım konusunda her türlü yardıma hazırız dediler. Sayın Obama ile uzunca bir görüşmemiz oldu. Ve kendileriyle yaptığımız görüşmede sadece Suriye değil, aynı zamanda Irak'taki gelişmeleri de ele aldık. Bölgede sadece Suriye yok. Irak'ta da özellikle Telafer ve Sincar'da istenmeyen bir durum olması halinde buradaki sorumluluğumuzun ne denli önemli olduğunu ifade ettim. Kendileri biz nasıl yardımcı olabiliriz dediler, ben de ayrıca ifade ettim. Takriben 1250 sivil ve yaralı tahliye edilerek İdlib'e geldi."