MERHUM Akif ne güzel söylüyor. Tarihi tekerrür diye tarif ediyorlar. Hiç ibret alınsaydı tekerrür mü ederdi? Milletler tarihleriyle var olur, tarihleriyle yaşar, köklerinden de beslenir. Biz de tarihi geçmişte kalmış olaylar yığını olarak asla görmüyoruz. Bilakis bizim için tarih, geçmişimiz kadar aynı zamanda geleceğimizdir. Kökü mazide olan atiyiz. Tercümede yanlışlık olmasın. Yani kökü geçmişte olan geleceğiz.
LAWRENCE DİYOR
EN somut örnek olarak, I. Dünya Savaşı'ndan alacağımız çok önemli dersler var. Son 200 yıllık tarihimizin en büyük zaferi Çanakkale ise, en önemli utançlarından biri de Balkan bozgunudur. Sarıkamış felaketinden de ibret almamız gerekiyor. Tarihi bugünden okumak, tarihi yapan aktörleri bugünden yargılayıp mahkum etmek elbette kolaydır. Bugün birileri, 'yedi düvele karşı savaştık' cümlesine istihza ile yaklaşıyor, kendilerince alay ediyor. Hatta 'Osmanlı Çanakkale'de kuklaydı' diyecek kadar şuurunu kaybeden, Çanakkale'nin ifade ettiği anlamdan bihaber olanlar var.
I. dünya Savaşı'nın diğer adı da 1. paylaşım savaşıdır. Petrolün, Akdeniz, Süveyş'in ticaret yollarının anahtarını elinde tutan Osmanlı'nın paylaşımıydı bu. Meseleye bu açıdan baktığımızda bugün içinde bulunduğumuz dönemin olaylarını da daha iyi değerlendirebiliriz. Bugün Suriye'de, Irak'ta, Mısır'da, Libya'da aslında ne olduğunu ancak geçmişe bakarak anlayabiliriz.
Bugün çok net bir şekilde görüyoruz ki I. Dünya Savaşı aslında hala sona ermiş değil. I. Dünya Savaşı'nın açtığı uzun parantez hala kapanmış değil. Bu savaş özellikle sonunda bizim coğrafyamızı şekillendirenler, halkların arasına koydukları bariyerlerle kalpleri, gönülleri, ruhları da birbirinden ayırmayı hedefliyordu.
Sykes Pycot Anlaşması sadece huzursuzluk, kargaşa, acı, gözyaşı ve zulüm getirdi. Bölgemizde ve dünyada bu dönem kurulan kaosa dayalı düzen hala işlemeye devam ediyor. Bu anlaşma neticesinde belirlenen sınırlar etnik, dini, mezhep temelli ayrılıkları sona erdirmek için değil, tam tersine büyütmek için çizilmişti.
Ortadoğu'da hala süren fitnelerin en önemli kaynaklarından biri olan İngiliz ajanı Lawrence ne diyor: Bu savaş, Türklerin askeri gücüne değil, zihinlerine ve kalplerine karşı verilen bir savaştır...
BİZ 2015 yılını şanlı mücadelelerimizin, zaferlerimizin 100'üncü yıldönümü olarak kutlarken, birileri de bu yılı Türkiye karşıtlığının, Türkiye düşmanlığının bayrağı haline dönüştürmek istiyor. Ermeni diasporası, dünyanın her yerinde, soykırım iddialarına dayalı kampanyalarla Türkiye düşmanlığını geniş toplum kesimlerine aşılamaya çalışıyor.
Anadolu'da Ermenilerin gördüğü zarar kadar, Ermeniler'den zarar gören yüz binlerce Müslüman vardır. Ben hep seslendim. Ey Ermeni diasporası, ey Ermenistan yönetimi, gelin, arşivlerimiz, belgeler burada. Bizim şu anda yüz binlerce, milyonu aşmış, şu anda tasnifi yapılmış belgemiz var. Senin ne kadar belgen var, çıkar belgelerini. Tarihçileri görevlendirelim. Arşivcilerimizi, siyaset bilimcilerini, hatta arkeologları, hukukçuları görevlendirelim. Ülkeleri dolaşıp, orada da para yedirmek suretiyle lobiler oluşturmak, ahlaki olmayan yollara tevessül etmek suretiyle Türkiye'nin aleyhine yapacağınız kampanyalardan bir şey kazanamazsınız.