Tarihi 25 Nisan 2024

Sosyal medya!

EMRE Belözoğlu'nun Ankaragücü- Beşiktaş maçı sonrası yaptığı basın toplantısını izledim de harika bir ifade kullandı. "Sosyal medya lağım çukurudur!" Sonuna kadar katılıyorum. Sosyal medya teknolojik gelişimin en acımasız ve en kirli simgesidir.

***

İnsanların ailelerine kadar uzanan sövgülerin, iftiraların matah bir şeymiş gibi gösterildiği bu lağım çukurunda linç çeteleri var. Futbolda bu çeteleri yemleyenler, her başarısızlığın üzerine yeni yalanlarını demleyenler var.
Sosyal medyada insanlık için dünyayı ayağa kaldıran bir güç de var ama iyiliği kötüleyen kötülüğü ütüleyene sosyal medyada prim bile dağıtılıyor.
Her sezon sosyal medya mezbahalarında çalıştırılmak üzere yöneticiler tarafından sözde kaç bin sözde taraftar işe alınıyor?
Onlar kaç çocuk tarafından örnek alınıyor?
Bunların hesabını yapan yok!

***

Her türlü masumiyetin öldürüldüğü bir zaman diliminden geçiyoruz.
Sosyal medyadan sadece lağım kokusu değil kan kokusu da geliyor! Kötülüğe çanak tutulurken eller de zalim diller de. Ölülerin arkasından küfür yağdıranlar bile var. Yeni moda erkeklik bunu emrediyor çünkü.

***

İfade gücünü bilgiden ve sevgiden almayan insanları ciddiye almamak gerektiğini biliyorum ama tedavisi mümkün olmayan bir nefret hastalığı yayılırken insanlık ölümünün gerçekleştiğini de görüyorum.
Eskiden sokaklarda oynardı çocuklar.
İnsanlar kitap okurdu, cehalet bile haddini bilirdi de bilmediği konularda susardı. Şimdi ellerinde silahla sosyal medyada poz veren ve can alan katillerden ilham alanlar cana susuyorlar.
Hayatın gözleri kanlı olsa da delikanlı bir duruş vardı. O delikanlılar çocukları da korurdu kadınları da! Yakasına yapışırlardı şerefsizliğin.
Geçti o günler! Şimdi zalimliğe programlanmış robotlar, linç çeteleri, imparator trolleri sosyal medya mezbahalarında iyi kazanıyor. "Kan çıkmazsa para yok!"

***

Emekten ve alın terinden söz edenler bu ülkede "eski kafalı" olarak damga yiyor da haram yemiyorlar, insanlara saygısızlık etmiyorlar ya!
Teknolojiyle ve sosyal medyayla ancak kirli çamaşırlar kurutulur.
Ahlakın ve dürüstlüğün bayrağını dalgalandırmak nostaljinin işi!

***

Elimizle dokunamadığımız eşyalara bakarken, dilimizle kapattığımız mektup zarfları gelir gözlerimizin önüne. "Dünya ne kadar temizmiş" deriz.
Sosyal medyayla ilgimiz yoktur hala postacılardan mektup bekleriz.
El etek öpen yağcıların değil onurlu insanların değer bulduğu memleket sevdasından asla vazgeçmeyiz.

MUTLULUK TAKVİMİ
Hasta yakınını ziyaret et.
Kuşlara yem at.
Güneşin batışını izle.
Çadırlı yaz tatilini düşün.
Karton bardakla kahve iç.

Veda ediyorum
Hatıralara
Bu ayrılık seni
Ağlatır belki
Benim gibisini
Mum yak da ara
Bütün vefasızlar
Aynıyla vaki

Bundan sonra bende adın
Ha yabancı ha yalancı
Benden sonra tek adresin
Ya bir falcı ya masalcı

Sadece hak edene
Verilmeli sevgiler
Kendini ele veren
Sonunda eve döner
Yasaksın artık bana
Gerek yok utanmana
Gururlu kalbim sana
Hayırlı günler diler
Hakkı YALÇIN

Bankalardan önce okumadığımız kitaplara borçlandığımızı bilmemiz gerekirdi!

Emre Şahin
Takvim Gazetesi'nin Yazı İşleri Müdürü Emre Şahin yıllardır can dostumdur ama evladım gibidir. Dün sabah beyin kanaması geçirdiğini duydum, hemen hastaneye koştum. İyiye gidecek eminim. Ama insan sevdiklerinin böyle kritik rahatsızlıklarını duyunca kahroluyor.
Emre Şahin çok özel biridir, kibardır, yardımseverdir, nesli tükenmeye yüz tutan iyi insanlardan biri.
En kötü günlerimde hep yanımda olmuştur. Sevgili eşi Aslı'yla muhteşem bir çift olarak hayatımın her anında yerleri var. Allah ikisini de birbirlerine bağışlasın.
İyi olacaksın Emre!
Güneş her gün iyi insanlar için doğuyor ve hepimizin sana ihtiyacı var.