Tarihi 24 Ekim 2013

Çiftçi bankalar!!!

Bir iddia atıldı ortaya bir dönem.
Yenilir yutulur bir iddia değildi.
5000 İsrailli kadın...
Hamile bir vaziyette Türkiye'ye giriyor...
Urfa ve dolaylarında doğuruyor...
Çocuğunu Türk nüfusuna kaydettiriyor...
Sonra alıp gidiyordu.
Hedef Doğu ve Güneydoğu Anadolu'ydu.
Kutsal kitap Tevrat'ta yazan "Vadedilmiş topraklar" böyle ele geçirilecekti.
Türk vatandaşı 5000 bebek büyüyüp yıllar sonra Türkiye'ye gelecekti.
Fırat ve Dicle'den başlayan hatta yerleşecekti.
Her biri üçer çocuk yapsa 20 bin nüfus ederdi.
Bir de yanlarında eşleri olacaktı.
Al sana 25 bin nüfus.
Birkaç nesil sonra yüzbinleri aşacak bir İsrailoğulları nüfusu.
Ele geçirme buna denir.
İddia buydu işte.
Kulaktan kulağa yayıldı.
Medyaya kadar düştü, haber oldu.
Türk istihbaratı harekete geçti hemen.
Bölgedeki nüfus müdürlükleri tek tek tarandı.
Türkiye'de doğurulmuş, Türk kütüğüne geçirilmiş İsrailli bebek yoktu.
Bu bir şehir efsanesiydi.
Hatırı sayılır bir dostumla muhabbet ettik dün.
Bu konulara derin anlamda vakıf biriydi.
Laf lafı açtı. "Efsane İsrailli Bebekler" muhabbetine geldi.
"Bebekler yok, onu biliyoruz" dedi.
Ama Türk halkının bilmedikleri vardı.
"Bilinmesi gerekiyor" dedi.
Türkiye'nin doğusunda İsraillilerin cirit attığını söyledi.
Yüklü paralarla toprak kiralıyor, meyve yetiştiriyorlarmış.
Çölde yaşayan İsrail tarıma milyar dolarlar harcıyor.
Laboratuvarlarda bilim adamlarını çalıştırıyor.
Çölde tarım kolay değil.
Bitkilerin genleriyle oynuyorlar.
Son yıllarda tatsız ve tuzsuz sebze ve meyve sardı ülkemizi.
Çocukluğumda yediğim domatesin tadı ve kokusu yok artık.
İsrail bizim tarlalarda genleriyle oynanmış sebze-meyve yetiştiriyor.
Toprağımızı bozuyor.
Uzman dostum bu görüşte.
Ve "Bu konu az çok biliniyor ama...
Duyarlılık yok"
diyor.
Ancak bizim hiç bilmediğimiz bir konu varmış.
"Gittik araştırdık" diyor.
Özellikle Urfa'da tuhaf şeyler oluyormuş.
"Tek dünya" hedefindeki masonik küresel sermayenin iki bankası büyük krediler açıyor dostuma göre.
Krediyi alanlar çiftçiler.
"300 milyonluk araziye bedelinin iki üç katı kredi veriyorlar" dedi.
Gerçekten tuhaf bir durumdu.
Büyük miktardaki krediyi ödeyemezsen ne olacak?
İpotekli olduğu için arazilere küresel bankalar el koyacak.
Ortaya çıkan durum bu.
Şaşırdım.
Dostum yüzüme baktı.
"Dahası var" dedi.
Çiftçilerin boydan büyük kredileri artık ödeyemediğini söyledi.
Urfa'da yabancı bankalar çatır çatır toprak sahibi oluyormuş.
Urfa dolaylarında "İsrail sevgisiyle beslenmiş Küresel Sermayeye ait Çiftçi Bankalar" dönemi başlıyor eğer bana anlatılanlar doğruysa.
Umarım bu da şehir efsanesi çıkar.
Umarım bebek hikayesinin bir benzeridir.
Böyle söyledim dostuma.
"Sen çok bebek yüzlüsün" dedi.
Allah Allah!
Ne demek istedi acaba?