Donanma ve uçaklar kayalıklar civarında savaş tamtamları çalıyor. O yaşanan krizi dönemin Yunanistan Dışişleri Bakanı Theodor Pangolus ve Türk Dışişleri Müsteşarı Onur Öymen BBC'ye dakika dakika anlatıyor.
Söyleşide en çok dikkatimi çeken o dönemin Yunanistan Dışişleri Bakanı Theodor Pangalos'un anlattığı son sözlerdi. Bakın ne diyor; "Krizden 6 yıl sonra New York'ta ABD Dış İşleri Bakan Yardımcısı Richard Holbrook ile bir araya geldik. Kardak krizinin tavan yaptığı gecenin çok tehlikeli olduğunu söyleyerek 'Kimse ölmediği için çok mutluyum' dedim.
Holbrook gülümsedi ve 'Yoo Theodor zaten hiç kimse ölmeyecekti' dedi. Ben de 'Nasıl olur, Türklerle karşı karşıya geldik?' cevabını verdim. Holbrook yine gülümseyerek 'Hayır sizler Amerikan gemileri, mühimmatları ve istihbaratı ile karşı karşıya gelmiştiniz. Yunanistan ile Türkiye arasındaki iki KÜÇÜK GEMİMİZ sizin teknolojik ve elektronik görüşünüzü bozacaktı. Fırlatacağınız füzeler sadece balıkları öldürürdü' dedi." Evet iki komşu ülke donanmaları, uçak filoları ile kayalıklar için bir el tarafından savaşın eşiğine getiriliyordu. Ancak üçüncü bir ülkenin iki KÜÇÜK GEMİSİ isterse GÖRÜŞ AÇINIZI BOZUP füzelerinizle sizi BALIKLARI ÖLDÜRME noktasına getirebiliyordu.
Rus büyükelçi Karlov Ankara'da, CIA'nın kucağındaki FETÖ tarafından öldürüldükten saatler sonra bu defa da bir Rus TU-154 tipi uçağı düşüyordu. Rusya'nın sembolü olan dünyaca ünlü Kızılordu Korosu üyesi askerleri Suriye'ye götüren uçak, Soçi'den kalktıktan iki dakika sonra 91 yolcusuyla düşüyor, kurtulan olmuyordu. Rusya Birleşik Havacılık Koordinasyon Merkezi eski yöneticisi Vitaliy Andreev ilginç bir açıklama yapıyordu; "Kalktıktan ve iki dakikalık kısa uçuştan sonra uçağın mesaj göndermeden radardan kaybolması, uçakta beklenmedik durumun olduğunu gösteriyor. Ya dışarıdan bir etkiye uğradılar, ya da göremedikleri bir engele çarptılar." Dışarıdan bir etki...
Görünmeyen bir engel... Ve görüş açınızı bozup füzelerinizi dahi BALIKLARA yönlendirebilecek teknolojiler, sistemler...
Türkiye tam 100 yıldır Görüş Açısı her alanda bozulmuş bir sistemle yönetiliyordu. Balık bile avlayamıyor, içerideki maşalarla sadece ve sadece içeriye yönlendiriliyorduk. Çıkarlarımız, gücümüz dışarıdan etki ve uzaktan kumanda ile masalarda meze yapılıyordu. Ne zaman ki, Milli tanklar, savaş uçakları, füze sistemleri, üretim demeye başladık, dışarıya açılmaya heveslendik saldırılar arttı. En son tüm dünyanın 63 ülkeyle koalisyon yaparak daldığı ve savaşı bitiremediği Suriye'de, Rusya ve İran ile masa kurup anlaşarak "BARIŞ" için umut doğurduk, masadan uzak kalanlar düğmeye bastı. Ankara'daki suikast de, Soçi'de düşen uçak da aynı operasyonun bir parçasıdır. Moskova'da dün sirenler çalışıyor, binlerce kişi bomba istihbaratı ile metrolardan tahliye ediliyordu. Birileri ısrarla Batı kapılarında 50 yıldır bekletilen Türkiye'nin Doğu'ya kaymasını istemiyordu.
Birileri ısrarla "Güneş sadece Batı'dan doğmak zorunda" diyerek beyinlerimizi uyuşturuyordu. İsrail'in ilk Cumhurbaşkanı "Yeni kurduğumuz Türkiye'de öyle bir sistem oluşturduk ki, 200 yıl tarihlerine küfredecekler" diyordu. Cumartesi günü Yazboz'da röportajını yayınladığımız Şanghay 5'lisinin kurucusu, Rusya'da Generellerin Generali ünvanını alan İvaşov "Bölgedeki tüm TARİH KİTAPLARININ yazımını finanse eden adam, zengin oligarkların tetikçisi Soros'tur" diyordu. Bizim anlı şanlı proflarımız ekranlara çıkıp "Sultan Murat alkolü yasaklamıştır ama Üsküdar'da köhne bir bodrumda tebdil-i kıyafetle meyhaneye gider, kafayı çekerdi" diyordu. Kimse de çıkıp "Yahu aklını nerede unuttun? Koskoca Padiaşah alkol alacaksa Üsküdar'daki bodrumlara gizli gizli niye gitsin? Topkapı Sarayı'na boğaz manzarasında çilingir sofra kurmak varken" demiyordu. Eğitimde yalanlarla tarihimize küfrettiriyorlar, teknolojide savaş uçağı ve füzelerle bizi sadece balık avlayacak noktaya getiriyorlardı. Türkiye artık "Güneş Batı'dan doğuyor" masalını kenara itiyor. FETÖ'den, DAEŞ'e, PKK'ya tüm maşalar ortaçağ engizisyonunun gönüllü cellatları olarak sahaya sürülüyor. Ama farkında değiller... Bu Millet güneşin nereden doğduğunu gayet iyi biliyor!