Yeni dünya düzeni kurulurken, Büyük Türkiye oynanan oyunlara karşı net biçimde, "Kediye kedi" diyor.
Takvimler, 19 Kasım 2010'u gösteriyordu.
NATO, Devlet ve Hükümet Başkanları Zirvesi Portekiz'in başkenti Lizbon'da gerçekleştiriliyordu.
İttifakın önümüzdeki 10-15 yıllık yol haritasını belirleyecek olan yeni Stratejik Konsept'in Zirve'de kabul edilmesi üzerinde konuşmalar yapılırken, dönemin Fransa Cumhurbaşkanı Sarkozy, doğru olmayan bir konu üzerine, "Biz kediye kedi deriz" gibi tuhaf şeyler söylemişti. Bu sözleriyle, Türkiye'de kurulacak NATO Füze Savunma Sistemi'nin İran'ı hedef aldığını ima ederek, aklınca Türkiye ile İran'ın arasını açmaya soyunmuştu. Tuhaf sözler üzerine Liderimiz Tayyip Erdoğan, "Biz de kediye kedi deriz" karşılığını vererek, Sarkozy'nin yalanını, hayalini ortaya koymuştu. Sarkozy gitti, yalanı da kısa zamanda anlaşıldı. Nitekim, füze savunma sistemi kurulunca, bunun İran'a yönelik olmadığı net şekilde ortaya çıktı.
Bu olaydan sonra, Mısır'da darbe oldu.
Ne NATO, ne AB'den, "kediye kedi" denildiğini duymadık. Çünkü darbenin arkasında onlar vardı. Aradan yıllar geçti. NATO, Amerika, İngiltere, AB, Irak-Suriye üzerine tezgâh üstüne tezgâh kuruyor. Karşılarına sadece Türkiye çıkıyor. Cumhurbaşkanımız, İbadi'nin ağababalarına, kendilerini dünyadan büyük zanneden 5 Küresel Güç'ün, Amerika-İngiltere-Fransa'sına (Almanya) sert bir mesaj verdi: "Musul'a yapılacak operasyona Cerablus'taki Rai'deki gibi katılacağız, biz bildiğimizi okuyacağız.
Muhatabım değilsin, seviyemde değilsin, kıratımda değilsin, kalitemde değilsin.
Kim bu, Irak'ın başbakanı. Önce haddini bil. Şu anda kendileri Başika üssünü kurmamız için bizlere talepleri var. Şimdi diyor ki Başika'dan çekilin. Türkiye'nin ordusu sizden emir alacak değildir." Başbakan Binali Yıldırım da Suriye konusunda tarihi bir çıkış yaptı, hem ABD'ye hem Avrupa'ya mesaj verirken, Fırat konusunda "Kediye kedi deriz" özelliğinde, "Fırat'ın batısı doğusu yok. Fırat Fırat'tır" dedi.
Başbakan Yıldırım, Suriyeli Kürtleri silahlandıracaklarını söyleyen ABD başkan adaylarından Clinton'ı da eleştirdi. Başbakan Binali Yıldırım, "Terör eylemleri Fırat'ın doğusu için de devam ederse orası için de gereğini yaparız. 911 kilometre Suriye ile hududumuz var. Bu hududun her karşısını güvenli hale getirmek bizim boynumuzun borcudur. Suriye'de, Irak'ta yaşayan Kürt kardeşlerimizle bizim derdimiz yok" sözleriyle dikkati çeken bir hamleye imza attı. Cumhurbaşkanımız Tayyip Erdoğan ve Başbakan Binali Yıldırım, Batı'nın tezgahlarını açıkça masaya yatırıyor. Irak ve Suriye'ye yönelik yeni haritalar hazırlayan, petrole, gaza bir yüzyıl daha el koyacaklarını zanneden, Müslüman ülkeleri etnik ve mezhepler bağlamında parçalamaya karar vermiş, başta Amerika-İngiltere ve Avrupa'ya, "Biz kediye kedi deriz" özelliğinde mesajlar veriliyor. Yukarıda, "Misak-ı Milli" çıkışlarından söz etmiştim. Misak-ı Milli'de Irak-Suriye sınırları: "İskenderun körfezinin güneyinden, Antakya'dan, Halep ile Katma istasyonu arasında Cerablus köprüsünün güneyinde Fırat nehrine ulaşır. Oradan Deyrizor'a iner, oradan doğuya uzatılarak Musul, Kerkük ve Süleymaniye'yi içine alır." Musul'da ve Fırat'ta Amerika-İngiltere öyle oyunlar oynuyordu ki, Türkiye'yi köşeye sıkıştıracaklarını sanıyorlardı.
Cumhurbaşkanımız Tayyip Erdoğan ve Başbakan Binali Yıldırım, çok akıllı hamleler içindeler. Çünkü Misak-ı Milli sınırları içinde kalan Musul ve Fırat'ın doğusu-batısı, Cerablus 1926 yılında , toprak bütünlüğü sağlanması şartıyla terk edilmişti. Bugün, Irak ve Suriye'de taşeron DEAŞ ve PKK-PYD'nin varlığı Türkiye'nin haklarını gündeme getirmiş bulunuyor.
SONUÇ: Kurulan tezgâhlara, açıkça "Biz kediye kedi" diyoruz. Yeni Türkiye özgüveniyle Amerika-İngiltere-Nato-AB'ye anlayacakları dilden mesajları veriyoruz.