PYD’li yarbay

Ergün Diler

ERGÜN DİLER

Eklenme Tarihi 4 Eylül 2016
Bugün kısa kısa notlarla gidelim...
Önce son yazdığım iki yazı ile ilgili bir not düşmek istiyorum.
BORAJET ve TARKİM HAVACILIK konusunda bildiklerimi, daha doğrusu bildiklerimin bir kısmını yazdım. Dün de burada özel bir jetten ve kuyruk numarasındaki FTG'den söz ettim. İsim vermemiştim ama yine de sahibi olan Sayın Fettah Tamince Bey aradı. "Ortada bir yanlış var. Uçağın kuyruğundaki 'FTG' Fetullah Gülen'i değil, FETTAH TAMİNCE GLOBAL'i simgeler. Bunu iletiyorum. Düzeltip düzeltmemek sizin kararınız..." dedi.
Bu nezaket dolu telefondan sonra bu açıklamayı yapmak benim için bir görevdi. Sizlerle paylaşıyorum...
Devam...
Devlet operasyonlara devam ediyor.
Kimi yakalanıyor, kimi kaçıyor. Ama DÖNDÜĞÜNÜ SÖYLEYENLER ya da "BEN ONLARDAN DEĞİLİM!" diyenlere iyi bakın! Herkesin gözünün içine bakarak dans ediyorlar. İsimlere girmek istemiyorum... Ama genelde şöyle konuşuyorlar: "Ne benim ne yakınlarımın bahsi geçen FETÖ ile bağı var. Bunu kime sorsanız bilir. 15 Temmuz kalkışmasının arkasında olduğu söylenen yapının ALLAH cezasını versin. Bizim hiç bunlarla ilişkimiz olmadı, olamaz da..." Dikkat edin, örgütle ilişkisi olmadığını anlatmaya çalışanlar asla ve kat'a Fetullah Gülen ismini kullanamaz. Hiç biri yazamaz, söyleyemez. Bunu önemli bulduğum için değil, DÖNÜŞÜN ve KOPMANIN olmayacağını bildiğim için paylaşıyorum. FETÖ'ye yüklenirler ama Fetullah Gülen'in ismini anamazlar.
Bu yapı budur... Liderleri için tek söz etmezler. Edemezler... Bu da normal, sadece not düşeyim istedim...
Madem FETÖ'den gidiyoruz, ilerleyelim...
Sanırım 2010 yılıydı. Milli Takım HİDDİNK'le birlikte AMERİKA'ya kampa gitmişti. O zamanlar "Neden bu kadar uzağa gidiliyor. Garip. Bir nedeni olmalı!" diye düşünmüştüm. Aslında nedenlerinden birini biliyordum. Ama o zaman yazsam kıyamet kopardı. Takım içinde PENSİLVANYA'ya gitmek isteyenler vardı.
Bir gün Hiddink, teknik patron olarak sahanın ortasına geçti ve isyan etti: "Ya bu takımın kaptanı nerede? Sabahtan beri ortada yok. Biz nasıl kamp yapıp, nasıl sonuç alacağız..." Oysa aradığı isimler Pensilvanya'daydı. Tabii kimse söylemeyince bu adam bunu nereden bilsin! Hoş söylese de bir HOLLANDALI bunu nasıl anlar... Bunu nereden mi biliyorum? Kiraladıkları aracın şoföründen...
Gelelim Pensilvanya'ya...
15 Temmuz darbe girişiminden sonra herkes gibi ben de en çok Pensilvanya'da neler olup bittiğini merak ettim. Çok kişiye haber saldım. Orayı bilen kişilere yani! Orada eli bulunan ve neler döndüğünü çok iyi bilen arkadaşlarım, dostlarım vardı. Çok etkili olmayan bilgiler geldi. Paylaşmadım. Ancak dostlarımdan biri orada geçen önemli bir buluşmayı aktardı. Tam günü ve saati bilemiyorum. Söylemedi...
15 Temmuz'dan sonra bir grup CIA ajanı Pensilvanya'ya gelmiş. Amaç her şeyi konuşmak... Toplantı çiftliğin neresinde yapıldı bilemiyorum ama anladığıma göre masanın etrafındakiler tamamen AMERİKALI. Türk yok gibi.
Yalnız CIA ajanlarından biri mükemmel derecede TÜRKÇE konuşuyor. Toplantı biraz da hesap sorma formatında ilerliyor. İklim o... Darbenin arkasında olan zor durumda. Ankara bastırıyor.
İade söz konusu... İşin içinden nasıl çıkılacak... TÜRKÇE konuşan CIA ajanı çok uzatmadan konuya giriyor...
"Biz sizi nereye kadar idare ederiz bilemiyorum. Sonuçta ABD'de KUVVETLER AYRILIĞI var. (Doğru söylüyor... Şirketler, lobiler, enerji, sağlık gibi...) Bir cevabınız olmalı... Merak ediyorum...
Pensilvanyalı söze girmiş:
"Beni teslim ederseniz Amerika'ya çalışacak bırakın bir örgütü bir tek insan bile bulamazsınız. Kimse size güvenmez, kimse sizinle iş yapmaz. Bırakın da Molla Mustafa Barzani gibi burada can vereyim..." Türkçe bilen ajan "Hem bize para getirecek, hem Türkiye'de hem dünyada kullanacağız. Bir de üstüne iade edeceğiz öyle mi?" diye sormuş..
Kendi cevap vermiş: "Bir süre sonra her şey unutulur..." "Ya bunlar doğru olamaz" diye dostuma çıkıştım. "Doğru mu değil mi karar senin! Ama bil ki ABD böyle düşünüyor. En azından bu son cümleme itibar et!" cevabını aldım. Kafam karıştı.
Birlikte düşünelim...
15 Temmuz'dan devam edelim...
Amerika'da akıllı birileri şu an Türkiye'deki KALKIŞMAYI masaya yatırmış durumda. Özellikle Türkiye'yi bilenler 15 Temmuz'la ilgili bilinmeyenleri tartışıyor. Tartışmanın merkezinde Zbigniew Brzezinski var!
İşte bize kadar gelen Brzezinski yorumu: "Dünyada Rusya'yı, Kremlin'den daha iyi tanıyan tek kişi olan Brzezinski, 10 Temmuz'da darbenin startını verdi. Türkiye ile Rusya'nın yakınlaşacağını, Moskova'daki casuslarından öğrenen Brzezinski ABD'ye hemen harekete geçmeleri gerektiğini söyledi. Hatta, Erdoğan'ın darbeyle indirilmesinin ABD çıkarları için tek yol olduğunu detaylı bir raporla anlattı. Aynı Brzezinski, darbe girişiminde Gülen'in kullanılmamasını istedi. Çünkü bir olumsuz bir gelişme halinde ABD'nin zor durumda kalacağını, tüm kozlarını kaybedeceğini söyledi. Ancak Derin ABD'deki bir kanat, Gülen'le birlikte bunu organize etti. Çünkü Gülen'i ABD'ye getiren güç, Türkiye'yi kendi arşivlerine almak için Gülen'li bir darbeye karar verdi.
Brzezinski de, Türkiye'deki ekibini kaybetmemek adına, şimdi darbede ABD'yi suçluyor. Aslında suçladığı bir nokta haklı. O, Gülensiz bir darbe istiyordu..." Sanırım gerçekten AMERİKA bu kez iki parça... Bu yoruma bakacak olursak öyle...
Darbeden yürümeye devam edelim...
15 Temmuz'un içinde olan 4 Amerikalı subaydan söz etmiştim.
Bunları isim isim de sıralamıştım.
Bunları bana ileten Amerika'nın dünyaca tanınan bir ismiydi. Yoksa ben nereden bilecektim de yazacaktım. Saydığım isimlerden biri olan Yarbay Timothy J. Cook hala özel bir görevdeymiş. Bunu da ben değil yabancılar söylüyor! Nasıl mı?
Şöyle!
15 Temmuz darbe girişiminin merkezi İncirlik'ti. Buradaki Amerikan 425. Hava Üssü Filosu PYD'ye başta silah yardımı olmak üzere lojistik destek sağlıyor. ABD'nin İncirlik'teki en kapsamlı filosu olan 425, ikmal, koruma ve destek operasyonları konusunda PYD'yi resmen yönetiyor.
425. Hava Üssü Filosu sadece geçen yıl PYD'nin hakimiyetindeki Haseke bölgesine 50 ton silah yardımı yaptı.
GEÇİCİ GÖREVLE İncirlik'teki ÇADIR KENTLERE yerleşen bu ekip İZMİR'den gidip geliyor. Peki, başında kim var? Evet, bildiniz darbede operasyonu yönetenlerden Yarbay J. Timothy Cook!
İlginç değil mi!
Biraz dışarı çıkalım...
Brezilya'ya gidelim...
Daha önce birkaç kez yazmıştım.
Tayyip Bey'i silmek isteyen güç, dünya üzerinde 5 lideri daha bitirmeye kararlı... Bunlardan biri Brezilya Devlet Başkanı Dilma Rousseff'ti. Bizdekinin bire bir aynısı olan sokak eylemleri düzenlendi. Gençler YOLSUZLUK gerekçesiyle sokaklara çıktı. Dalga dalga gelen eylemler ülkeye yayıldı.
Uzun yıllar sonra Brezilya ekonomik olarak nefes alıyordu ama sokaklar 17-25'in bir benzeri senaryo ile doluyordu. Dilma, dayanamadı.
HUKUK devreye girdi. Bizdeki KAPATMA DAVASI gibi. Dilma'yı kenara aldı. Ve dava sonuç verdi.
Yumuşak ve zamana yayılarak yapılan darbe ile Dilma gitti...
Yerine Michel Temer geldi. KÜRESEL SERMAYE'nin sadık bekçisi olan TEMER göreve başladı. Biz 15 Temmuz ile uğraşırken, tankın önüne yatarak bunlara geçit vermezken, Brezilya düştü. Peki şimdi ne oldu dersiniz!
Dilma yanlıları TÜRK BAYRAKLARIYLA SOKAKLARA ÇIKTI. Bakalım bizdeki gibi sonuç alabilecekler mi? Bilemiyorum. Ama TÜRK MİLLETİ DÜNYAYA MODEL OLDU!
Uyanık olalım. Asıl hesaplaşma bundan sonra. Tehlike geçmiş değil...


Brezilya'da halk, Türk bayraklarıyla Dilma'ya destek verdi.