Özellikle 15 Temmuz'dan sonra.
Herkes anlamak için soruyor.
Aslında 1945'lerde ortaya çıkan bu ÖRGÜTÜ anlamak için kimse işin başladığı noktaya gitmiyor...
Fotoğrafı tam olarak görmek için YAŞAR TUNAGÜR'ü bilmek şart. Çok ilginç bir hayat hikayesi var.
Asıl büyük ABİ o! Hayatta olamadığı için soramıyoruz.
Ama bildiklerimiz var...
Başlayalım...
Yaşar Tunagür, çok ama çok kritik bir isim.
Hayatının anlatıldığı kitap var.
Pensilvanya'da yazılmış. Kendisi aslen DİYANET KÖKENLİ değil.
ÖCALAN gibi TAPU KADASTRO'da çalışmış.
TURGUT ÖZAL'la da ORTAK İŞ YAPMIŞ biri...
Babası Ahmet Heyyül, aslen Siirtli.
Sarayla olan yakın ilişkisinden dolayı Beşiktaş Serencebey Yokuşu'ndaki bir konağa yerleşmiş.
Yaşar Tunagür, 1924'te burada doğmuş.
Kabataş Lisesi'nde okurken tanıştığı Priştineli Süleyman Efendi'den bir yıl Kur'an dersi almış.
Bu zat kendisini Beyazıt'ta aktarlık yapan Nadir Efendi'yle tanıştırmış.
O da kendisini Hocaefendi dediği Hüsrev Özaydınlar'a teslim etmiş.
"Kabataş Lisesi'nden bir hoşnutsuzluk yüzünden ayrılıp, okulu Ankara Atatürk Lisesi'nde bitirdim" diyor. Hoşnutsuzluk nedir, bilen yok...
Atatürk Lisesi'ne gidiyor ama TAPU KADASTRO LİSESİ'nden mezun oluyor.
Bunu da bilen yok.
Neyse...
İslami eğitimini İstanbul'da alıyor. Kur'an meallerinden aldığı parayla, millete rakı ısmarlayan isimlerle yan yana düşüyor...
Tapu memuru olarak işe başlıyor, 1946'da askerliğini yedek subay olarak İzmir Poligon'da yaparken, Kestanepazarı Camii'ne gider ve orada Salih Tanrıbuyruğu ile tanışır. Tanrıbuyruğu o esnada Kestanepazarı'nda vaiz.
Caminin imamı da Aksekili İbrahim Kılıç...
1948-1951 arası İstanbul Tapu Kadastro'da çalışır.
1951'de Diyanet İşleri kadrosuna geçer.
Bu arada Hüsrev Özaydınlar'dan ders alıyor.
1953'te Özaydınlar vefat ediyor...
O da müftülük sınavına girerek Çanakkale Ezine'ye müftü olarak atanıyor.
1955'te devlet kendisini Bağdat Üniversitesi'ne gönderiyor.
Orada 3 yıl kalıyor.
Üniversite mezunu olmamasına rağmen, orada ihtisas yapıyor! Nasıl oluyor bilen yok...
Geliyor. 1960 ihtilali oluyor.
Balıkesir'e geçiyor.
Oradaki vaazlarıyla adını duyuruyor.
Sonra Edirne'ye sürülüyor.
Orada Pensilvanyalı ile tanışıyor...
Pensilvanyalı, 1961'de askere gidiyor. 1962'de Tunagür'ü, Kestanepazarı istiyor. 1963'te göreve başlıyor ve 3 yıl orada kalıyor.
Ve tohum atılıyor...
KOLEJ fikri, burada doğuyor. İMAM HATİPLERE herkes çocuğunu yollamıyor.
"Bir yol açmalıyız" diye düşünüyor. Kolları sıvıyor. 5 bin lirayı cepten veriyor ve FATİH KOLEJİ'ni kurmak için kolları sıvıyor... Esnafları dolaşıp, 80 bin lira topluyor.
Hacı Ahmet Tatari, Hacı Nuri Sevil gibi tüccarlardan da 50'şer bin lira alıyor.
MASON OLDUĞU iddia edilen Ali Rıza Güven ise 220 bin lira değerindeki villasını veriyor...
Start veriliyor böylece...
Sonra ADALET
PARTİSİ iktidara geliyor...
Tabii rahmetli Süleyman Bey de MASON LOCASINI çatlatıyor.
MASON OLUP OLMADIĞI tartışılıyor ve loca belge ile bunu kanıtlamak yoluna gidiyor...
İktidar değişince Yaşar Tunagür, Diyanet'te İKİNCİ ADAM oluyor.
Tabii Kestanepazarı merak içinde... Kim gelecek bilmiyorlar.
Tunagür "Merak etmeyin benden çok daha iyi bir gelecek ve etrafında toplanacaksınız" diyor...
Öyle de oluyor...
Kestanepazarı'na RUH VEREN ailelere girmek istemiyorum ama içlerinde bazıları, İSPANYA'dan gelen İBRANİ AİLELER...
Zaten Tunagür İzmir'deyken, DİYANET "Bu şahıs İSLAM'IN DIŞINDA şeyler söylüyor" diye ayaklanıyor.
Ama o göreve devam ediyor.
Sonra Pensilvanyalı geliyor.
ŞİMDİ BYLOCK KULLANANLAR O ZAMAN EN BÜYÜK DESTEĞİ DEVLET GÖREVLİSİ OLARAK VERİYORLAR...
Korunma ve kollama burada başlıyor.
Neden Kestanepazarı bilen yok. Ben de bilmiyorum.
Neden her ikisi de burayı terk edemiyor?
Acaba CAMİ, BİLMEDİĞİMİZ SIRLARI MI TAŞIYOR?
İnanın bilemiyorum. Ama SIR camide...
Burada kurulan örgüt, Amerika dahil 170 ülkeye yayılıyor...
Kabul edelim ki TÜRKİYE'den çıkıp dünyaya yayılan tek proje.
Arkasında yabancılar olsa da durum bu...
Peki neden büyütüldü bunlar?
Kim istedi bunu?
Arada kimler vardı?
Hillary Clinton'u başkan seçtirmek için uğraşan bir yapıya nasıl gelindi?
Devleti buna, kim ya da kimler ikna etti?
SERMAYE, bu operasyonun neresindeydi!
İbrani Aileler neden işin içindeydi!
Ama TARKİM'den İNCİRLİK'e, BORAJET'ten Ayaslı ve Hamdi Topçu'ya, Atlas'tan Nijerya'ya, altın ve para transferinden devlete sızmaya, orduyu ve emniyeti ele geçirmekten adaleti sarmaya, partileri kuşatmaktan medyaya, finanstan reyting ölçümlerindeki hileye kadar her yere girdiler...
HANGAR VE HAVADA çok daha önemli şeyler yazacağız.
Kasetlere geleceğiz...
Ama biri, önce şu caminin SIRRINI açıklasın...
NOT: Yaşar Tunagür'ü anlatan kitabın TEŞEKKÜR kısmına bakıyorum. Şaşırıyorum. Çünkü Prof. Hayrettin Karaman bile Tunagür'ü anlatan kitaba destek veriyor... Nasıl oluyor da kimse gerçekleri göremiyordu! Anlamadığım bu... Dedim ya biri şu CAMİYE BAKSIN!
Türkiye'de bu kadar cami varken neden burası! Şifre burada...
