FETÖ demek istemiyorum artık.
Çünkü en hızlı FETÖ'cüler bile rahat rahat bu ifadeye yüklenebiliyor. Küfür bile edenler var. Ancak aynı kişilere FETHULLAH GÜLEN dediğinizde akan sular duruyor.
Kimse bu ismi ağzına almıyor. GÜLEN'in yanındakiler gizli açık bize de saldırmaya devam ediyor. Edecekler de.
Bunda bir sıkıntı yok.
Ama bize saldıranlar onların gizli ve açık yanlarını yazmayacağımızı sanıyorsa aldanıyorlar. Sonuna kadar yazılacak.
Rahat olsunlar. Özellikle GİZLİ FETHULLAHÇI olanlar... Bir eliyle Pensilvanya'yı bir eliyle Ankara'yı tutmaya çalışanlar... Onlar anladı!
Neyse...
Gülen ve çetesinden devam edelim...
Ama KAZAKİSTAN'da DARBEYE hazırlık içinde olduklarını bilerek devam edelim... Ve ayrıntılara girelim... İsim isim...
Kazakistan'ın nüfusu 17 milyon... Kazak oranı yüzde 61... Rus oranı yüzde 27...
Özbek oranı yüzde 3... Koreli oranı yüzde 1... AHISKA TÜRKÜ yüzde 1... UYGUR yüzde 4... Diğer milletler de yüzde 1...
Peki bu küçük ama toprağı büyük olan ZENGİN ÜLKEDE GÜLEN ÇETESİ ne durumda? İşte bunu atlıyoruz. EN güçlü oldukları yeri konuşan yok. Herkes ıskalıyor...
Öncelikle burada 33 FETÖ LİSESİ var. 2 de INTERNATIONAL SCHOOL...
1 üniversite, 58 dershane ve dil kursu...
Rahmetli ÖZAL'ın öncülüğünde bunlar orada yol aldı. 1991'den sonra hız kesmediler. Aldılar başlarını gittiler...
Oluşturdukları ÇARKTA her yıl binlerce öğrenci mezun ettiler. Ve hala 5 ile 7 bin arasındaki öğrenciyi her yıl DIŞARIDA eğitime yolluyorlar. Giden geliyor. Ve rakipsiz. Bunlar dışında KAZAKİSTAN'da böyle metodu olan başka bir yapı yok.
Bunlar her yerde. Devlet Başkanı NAZARBAYEV iyi niyetli, iyi kalpli bir insan... Bunlara samimiyetle yol verdi.
Bunlar da YAŞLI OLAN DEVLET KADROLARININ ALTERNATİFİNİ
HAZIRLADI. Yıllardır bu plan tıkır tıkır işliyor... Okullar bunların kontrol ettikleri çocuklarla dolu. Bürokrasi ve iş dünyası da aynı şekilde. Yetiştiren bunlar, yerleştiren bunlar... Yaşı gelenler EMEKLİ oluyor, yerlerine bunlar geliyor. Başka birinin gelme ihtimali yok. Asla ve kat'a...
Durum böyle iken hem Rusya hem Türkiye bu konuda bastırıyor. Bu tehlikenin altını çiziyor. Ancak DEVLET onlarda. Mekanizma kendilerine doğru esecek bir fırtınaya izin vermiyor. ALT KADEMELER önlüyor. Partiler, sendikalar, sivil toplum örgütleri iyi örgütlenmiş durumda değiller.
Herkes dağınık ve kendi kabuğu içinde. Oradaki en örgütlü yapı bunlar.
Saat gibi işleyen sistemleri var. Bunlardan olmayan bir işadamının yürümesi mümkün değil.
Tası tarağı toplayıp geri dönmek zorunda.
Ama bunlardan olan fırlayıp gidiyor...
Mecburen FETÖ'cü görünenler de yok değil. Bunlar hem VALİLİKLER'de hem MERKEZ'de güçlü. Parayı kolayca kontrol ediyorlar. İstemedikleri adamın adım atma ihtimali hiç yok... Bankalarda da durum aynı. Parayı istediklerine veriyorlar. Aksi mümkün değil...
Şimdi biraz daha açalım...
İsimler üzerinden gidelim...
DOKTOR ZEKİ PİLGE buradaki en zengin ve etkili isim. Bir de KATİAD yani Kazakistan Türk İşadamları Derneği var.
PİLGE, 16 yıl başkanlığını yaptı. (Zeki Pilge ile resmi bir ziyarette tanışmıştık.
Geç saatlere kadar oturup konuşmuştuk...) Zeki Pilge bu derneğin içine nedense hep FETÖ'cüleri doldurdu. Yola çıktığı ALİ BAYRAM kurucu ve Gülen'in yeğenidir. Daha sonra KAZAKİSTAN İMAMI olarak görev yapan Ali TOKUL, Ünal Öztürk gibi isimler de burada rol almıştır. GÜLEN ve ekibinin orada yayılmasını sağlayan Zeki Pilge'ydi! Benim gördüğüm kadarıyla da akıllı biriydi. Ama ilişkilerini saklamak konusunda başarılı olduğunu düşünmüyorum! Ya da bu günün geleceğini düşünmüyor olabilirler...
Bilemem...
Devam...
Zaman Gazetesi'nde çalışanlardan öğrendiğim kadarıyla bizleri SELAM TEVHİD KUMPASINA sokan Ali Fuat Yılmazer'di! Hiç tanımadığım biri, hiç tanımadığım örgüte bizi sokuyordu.
Nasıl olsa kimse KANIT sormayacaktı!
Öyle düşünüyorlardı. 17-25 olsa kimin sesi çıkacaktı ki! İşte bu polis istihbarat müdürünün KAYINBİRADERİ ve AVUKATI olan bir isim vardı: HÜSEYİN ATAOL! Bu avukat bilin bakalım aynı zamanda kimin yakın arkadaşıydı?
EVET bildiniz! ZEKİ PİLGE'nin...
2009'dan sonra Zeki Pilge bu ismi yanından ayırmadı. Gariptir, 15 Temmuz kalkışması başarılı olsa HÜSEYİN ATAOL'un ADALET BAKANI olacağını söyleyeni bile duydum... Tabii bu durumda ZEKİ PİLGE ne olacaktı bilemiyorum!
Büyük ihtimal Pilge'nin katkısıyla Ataol Kazakistan'ın değerli kuruluşlarından biri olan KAZMUNAIGAS'ın içinde yer aldı.
Önemli ve büyük anlaşmalara tanıklık etti. Muhtemelen buradaki tüm bilgileri de CIA'ya sızdırdı. Zaten zor da değildi!
Bu avukat daha önce de İGED'i yani İstanbul Genç İşadamları Derneği'ni kurdu ve başına geçti... Buradaki DERNEKLE Kazakistan'daki derneği birleştirdi.
Karşılıklı ÜYE olma imtiyazı sağladı...
Mesela öne çıkan işadamları vardı!
Yaptıklarıyla...
Ahmet Coşkun-SÜVARİ-18 mağaza açtı.
İsmail Hakkı Kısacık-LC Waikiki-23 mağaza açtı.
Hasan-İbrahim Sayın-Çiçek Mangal'ın zincirini kurdular. Devletten ihale kaptılar.
Bunların yanında Fatih Aktaş, Evren Karaca, Reşat Korkmaz, Murat Sungurlu, Faruk Güllüoğlu ve Nejat Güllü önü açılanlar arasındaydı. Başkaları da vardı! Onları sonra geniş olarak yazacağız... Dağılmadan gidelim...
Avukat Hüseyin Ataol polis-savcı-hakim üçgeninde pekçok işadamını bitirdi! İddialara göre ciddi bir miktarda parayı alıp örgüte aktardı. Yalnız değildi.
Hem iş dünyasından hem Emniyet'ten büyük destek alıyordu. Bazı bürokrat ve politikacıların TASFİYE olmasının sebebi de bu isimdi! ÖRGÜTTEKİ GÖREVİNİN AVUKAT İMAMI olduğunu duydum.
Bilmiyorum. Ama her şeyin içinde...
Kazakistan'da en güçlü dairenin tam ortasında!
Gelelim Zeki Pilge'ye... 17-25'ten sonra bile bu avukatı yanından ayırmadı. Sahip çıktı. Ayrılık fotoğrafı vermedi. Hüseyin Ataol ile yolu kesişen pekçok işadamı ya tutuklu ya da kaçak. Ancak Pilge nedendir bilinmez bu ismin hep yanında durdu.
Acaba AVUKAT 15 Temmuz'dan sonra BAKAN olacaksa Pilge ne olacaktı?
Bilmediğimiz bir anlaşma mı vardı?
Pilge bütün bölgeye ABD markalarını pazarlayan en güçlü isimdi. Değerli bir şirketin sahibiydi. 15 Temmuz'dan beklentisi neydi, bilemiyorum.
Hüseyin Ataol Almanya'da kaçak.
Pekçok kez KIRGIZİSTAN'a geçtiği biliniyor. Suçluların iadesi anlaşması olmadığı için burada boy gösterip KAZAKİSTAN'daki işlerini buradan görüyor. Pilge de buraya geçiyor mu bilmiyorum. Ama ilişkileri tam gaz sürüyor...
Buna da sözüm yok! Çünkü elimden bir şey gelmez. Ama bu adamların yapabileceklerini biliyorum. 1991'den beri hazırlanıyorlar. Devletin her yanına sızmış durumdalar. Zenginlik de bunların elinde.
Azımsanmayacak güçleri var. Bankalardan istihbarata kadar... En iyi eğitimi bunlar verdiği için, YURTDIŞI görenleri bunlar kaptığı için rakip bir ekol de yok...
NURSULTAN NAZARBAYEV çok samimi bir ak saçlı... Türkiye aşığı biri. Bunda sorun yok. Ama buradaki örgütlenmenin bir benzerini belki daha fazlasını orada gerçekleştirdiler...
Kazakistan zenginliği ve coğrafi pozisyonu itibariyle elde olması gereken çok önemli bir MERKEZ! Ve CIA'nın desteğiyle kontrolü kimseye bırakmak istemeyeceklerdir. Ve bunun için geleceklerdir...
Nursultan Nazarbayev nedenini bilmiyorum ama ENERJİ ZİRVESİ'ne belki de bu nedenle gelmedi. Gelemedi!
Bilinmez. Ama bu kendisinin tehlikede olduğu gerçeğini ortadan kaldırmaz.
Kardeş ülkemiz büyük tehdit altında.
Küçümsenecek tarafı yok.
Buradaki EKİP 15 Temmuz'un da 17- 25'inde tam içinde!
Her şeyi hep birlikte kurguladılar.
Öyle isimler var ki duysanız şaşırıp kalırsınız. Şimdilik daha fazla isim vermek istemiyorum. Ama inanın TARKİM HANGAR'dan İncirlik'e, oradan kasetlere, daha sonra da 15 TEMMUZ'a gidecek yollara taşları hep birlikte döşediler...
Hiçbiri bilmediğimiz isim değil. İlişkileri de SIR değil. En azından benim için...
Hem SELAM TEVHİD'e koyacaksınız, hem 15 Temmuz'da geleceksiniz, hem de susacağız!
Çok beklersiniz!
Bekleyin. Daha yazacak çok ama çok şey var...
KUMPASLARIN içinde olanlar kendilerini biliyor. Ama önce Kazakistan'ı uyaralım. Kaçacak bir yer daha olmasın bunlar için. O kapıyı da kapatalım...
Burada olsunlar ki rahat iletişim kuralım!
NOT: Zaman Gazetesi'nde beni tanıyan bir arkadaşım Selam Tevhid kumpasında ismimi görünce " Bu kadar da değil artık! Ali Fuat abarttı" diyor. Tabii etkisi yok. O arkadaşım şimdi içeride. İnşallah kumpasçıların yanından bir an önce ayrılır da özgürlüğüne kavuşur...