Reina saldırısı hala cevap bekleyen sorularla dolu. Şu an için polisin elindeki İÇERİDEN görüntüleri bilmiyoruz. Ama olaydan kurtulanlar ülkelerinde konuşmaya başladı. Biri kadın üç katilin olduğu kesin gibi... Bizim başlangıçta gördüğümüz ve muhtemelen UYGUR olan cani ise girişten sonra muamma. O girdi ama içeride katliamı kim yaptı bilmiyoruz. Bildiğimiz kesin olan şey saldırganlar ellerini kollarını sallayarak çıkıp gitti.
Önceki gün katilin YENİ KAPI üzerinden erken saatlerde aile görüntüsüyle Yalova'ya, oradan da Balıkesir üzerinden bir Yunan adasına kaçtığını yazdım. Bunu ben değil yabancılar söylüyordu.
Kaç gün geçti hala yakalanan yok...
Eşiyle çocuğuyla Konya'ya geldi, başka bir kadın ve çocukla ise Yunanistan'a kaçtı! Şimdi kim bilir nerede! Şimdilik yabancılar haklı!
Bunlar bir şey daha söyledi... Katliam timinden karı-koca görünümlü olanlar olaydan önce değişik kılık-kıyafetle gelip REİNA'yı gözden geçirdi. Aynı saatlerde Reina'ya denizden gelen bir TEKNEDEN havalanan insansız hava aracı (DRONE ) saatlerce Reina'nın üzerinden çekim yaptı. Her kare en ince ayrıntıya kadar incelendi.
Plan burada son şeklini aldı.
İncelemeler tamamlandıktan sonra CANİLERE güvenli bir yerde BRİFİNG verildi.
Yapacakları tek tek anlatıldı. Onlar da masum insanları katletmek için tetiğe bastı...
Geride acı, kan ve gözyaşı var!
Ancak katiller yok. Kimi kendini yaralayıp çıktı, kimi yanındaki kadın teröristi kurtarıyor görüntüsüyle...
Film istedikleri gibi başladı, istedikleri gibi bitti...
Karşı karşıya olduğumuz olay GLADYO operasyonuydu. Birden fazla mesajı vardı. Hem bize hem ilgili devletlere yollanıyordu. Bu işi yapanlar GLADYO B'nin en iyi yetiştirilmiş ekipleriydi... Karşımızda CIA-NATO işbirliği duruyordu...
GLADYO B'nin gerçek ismi JSOC'tu...
Yani The Joint Special Operations Command... Müşterek Özel Operasyonlar Komutanlığı... Bu oluşum ABD'nin içinde kuruldu, sonra ağ gibi yayıldı.
El Kaide de DEAŞ da bunların eseriydi... 1980 yılında kuruldu. Değişen dünyaya uygun bir format olarak hayata geçirildi. Özenle büyütüldü.
Kurulduğu yıldan beri 20 binden fazla saldırı ve suikasta karıştığı söylendi.
TAHRAN 'daki BÜYÜKELÇİLİK baskınından sonra ilk görevi aldı. Üstü kapalı geçse de BEN AFFLECK'in İstanbul'da çektiği ARGO filmi bu baskını ve kurtarma operasyonunu anlatıyordu. Bu ekip ilk burada kullanıldı... Yakın tarihte ölen RUZİ NAZAR da bu işin içindeydi. Hatırlayın, CIA'nın TÜRK CASUSU! İşte bu birim kurulduğu günden sonra hem ilgi alanını hem içindeki insan çeşitliliğini artırdı.
Kadın da vardı, erkek de!
Ve pek çok bölgeden insan barındırıyordu içinde. En son 25 bin kişinin bu oluşumun içinde olduğu ve emir beklediği söyleniyordu...
JSOC'un en önemli özelliği gizlenmeleridir.
Bazen BÜYÜKELÇİ, bazen senatör, bazen de bir sığınmacı görüntüsüyle ortaya çıkarlar... Ama en temel özellikleri asla ve kat'a yakalanmamaları... Şimdiye kadar yakalanan bir tek JSOC elemanı yok. Operasyonlar üzerinde çok düşünülür, bütün ihtimaller değerlendirilir ve yapılır. Sonra da ortadan kaybolur giderler!
REİNA 'da olduğu gibi...
Suriye ve Irak'ta çok ama çok etkinler!
Roma'da da Paris'te de operasyon yapacak kabiliyetleri vardır.
Bazen üniforma giyerler, bazen gün içinde 5 bin dolarlık takım elbiseyle karşınıza çıkarlar.
Merkezleri ABD'dedir.
Ama yakın bölgelerde de komuta kademeleri vardır... Terör örgütlerine bakılacağı zaman önce bunlara bakmak şart. DEAŞ'ı bunlar ortaya çıkardı. Eğitti, saldırılarda kullandı...
Sonuçta birilerine canlı bomba gerekiyordu!
Somali'de, Pakistan'da, Nijerya'da, Afganistan'da bunların pek çok operasyonu vardı.
Her şarta göre eylem planı belirliyorlardı.
Kullandıkları insanlar da değişiyordu...
Reina'daki saldırıda akılda kalacak en önemli şey KATİLİN KALÇASININ ÜZERİNDEN KALEŞNİKOF'LA ATEŞ ETMESİYDİ. ETMESİ VE VURMASIYDI.
Bu hiç öyle göründüğü gibi kolay bir hadise değildi.
Saatlerce çalışmış olması gerekiyordu. Zaten JSOC üyeleri günde 17 saat çalışırdı! Normal, iyi eğitimli bir asker ve polis o atışları yapamazdı.
Çok iyi eğitimli olması gerekiyordu.
Karşımıza dikilenler bunlardı! İstihbarat, yardımlaşma, koruma, kollama ve kaçırma gibi kategoriler de REİNA KATLİAMINDA GÖREV ALDI. Yine yabancılara göre, bir araç REİNA 'nın karşısında uzun süre tutuldu.
Kimse görmedi!
O da istihbaratın başka yönüyle ilgiliydi...
Sonuçta geldiler, vurdular, gittiler...
Açalım biraz...
Bu katiller ordusu olan JSOC'un suikast ve saldırı timlerinden bazıları 20 KASIM'da Türkiye'ye girdi... Afganistan, Lübnan ve Irak'ta deneyimli olan TİMLER! Beşiktaş ve Reina saldırısında ismini duyduğumuz örgütlerin hiçbir önemi yok. Yapanlar bunlar!
Ve bunların yolladığı katiller!
Türkiye'de 21 kent hedef olarak seçildi. Saldırılar ve suikastlar için...
Planları çeşitli alternatiflerle hazırlandı. Türkiye'nin Rusya ile yakınlaşması, özellikle Suriye konusunda ABD'den bağımsız politika gütmesi üzerine bunlar ANADOLU'ya yönlendirildi...
Bu ekip NATO'nun GİZLİ ORDULARI'nın en etkili bölümüdür. CIA ile yakın çalışırlar. Yerel unsurlar gerektiği zaman CIA'nın kapısını çalarlar. Kendini patlatanlar bu gruptandır. Geldikleri yerlerde en lüks otellerde kalırlar, turist kılığına girerler, su gibi para harcarlar, büyük bir istihbarat desteğiyle yürürler.
KESİNLİKLE yerel güçlerden destek görürler. İçeriden destek aldıkları için, bunu ıskalamadıkları için hiç YAKALANMAZLAR.
Hedef seçilen yere çok pahalı bir takım elbise ile girip garson kılığında çıkabilirler...
Bu ekip kendini "Karanlığın en dibindeyiz.
CIA ile bağlantılıyız ama biz sınırsız yetkiliyiz.
Dünyayı operasyonlarımızla şekillendiririz ama bizi gören olmaz" olarak tanıtıyor...
Karşımızdakiler AMERİKALI değil. Belki içlerinde olanlar var ama daha çok bize yakın tipleri seçip yollarlar... Toplum arasında dikkat çekmeyen karakterleri...
Reina'da kullandıkları UYGUR muhtemelen!
Bunların geliş amacı TÜRKİYE'nin izlediği MİLLİ DIŞ POLİTİKA... Bölgedeki adımlarımız bunların hoşuna gitmiyor.
Değiştirmek için buradalar. Kitlesel eylemlerle korku ve panik yaratıp devlete güveni azaltmaya çalışacaklar. Türk DIŞ POLİTİKASINI rayından çıkarmak için DESTEK OLANLARI hedef seçeceklerdir.
Bölgenin en büyük gücü olan Türkiye, NATO üyesi olmasına rağmen ABD politikalarından rahatsız oldu ve kendi bekası için adımlarını attı.
İŞTE BU NOKTADA BAĞ KOPTU!
Bu saatten sonra onlar gelecek biz de gerekeni yapacağız.
Diplomasinin en ince noktaya, yani kopmaktan bir önceki aşamasına geldiği yerdeyiz... Sertleşecek ortam...
AK PARTİ'yi içeride ve dışarıda yalnızlaştırmak için adımlar atılacaktır. MHP üzerinden de gelinmeye çalışılacaktır.
Korku salmak için şaşırtıcı hamleler yapabilirler. Bu olaylarla hiç ilgisi yok ama önceki gece SARAY İÇİN DE GECE GEZİNTİSİNE ÇIKAN KRALİÇE
ELIZABETH KORUMASI TARAFINDAN VURULUYORDU! Silahına davranan KORUMA az daha tetiği çekiyordu! Facianın eşiğinden dönüldü yani!
Bunları korkalım, sinelim diye yazmıyorum.
İddialar bu adamların geldiği yönünde...
Unutmayalım ki burası TÜRKİYE ve bizim topraklarımız...
Kimseye soracak, danışacak bir şeyimiz yok. Bu toprakları da üç beş yabancıya verecek değiliz...
Çanakkale'yi yaşamış ve yaşatmış olan bu millet üç bombayla pes edecek değil...
Etmedi, etmez de...
Gelenlerin amacı korkuyu yaymak ve hepimizi eve kapatmak.
Buna engel olmak için el ele yürümek zorundayız...
Kısır siyasi tartışmaların zamanı değil.
Hem de hiç... Ayrışma başladığı an ne kadar dağılacağımızı kimse kestiremez. İÇERİDEN DE DESTEK ALIYORLAR! Yalnız değiller.
Hem omuz omuza olacağız hem de uyanık kalacağız... Unutmayın bu ülkenin çocukları bu toprakları korur. Kimseye ihtiyaç yok. Ama dağılmayalım...
Bizim kazanmamız demek DÜNYANIN DENGESİNİ KORUMAMIZ demek! Savaş umduğunuzdan çok daha büyük.
Bizi tasfiye ederek istedikleri dengeyi getirmek istiyorlar. Türkiye sadece kendini değil bölgeyi de korumak zorunda...
Yalnız da olsak güçlüyüz...
Ayakta kalıp son sözü söyleyeceğiz...
NOT: Elbette canımızı yakan olaylar yaşıyoruz. Ama ne kadar canlı bomba yakalandığını hiç birimiz bilmiyoruz. İzmir'de günlerdir canlı bomba avı var. Terörist avı var.
7 ekibin eylem için geldiği biliniyordu. Dün bunlardan biri ortaya çıktı. Kahramanlarımız destan yazdı. Büyük bir olayı önledi.
Peki neden İZMİR ADLİYESİ'ne gelindi?
Düşünen oldu mu?
17-25'e kadar uzanan yolda önemli rol alan POLİSLER İZMİR'DEN GELDİ.
İZMİR'den gelenlere İSTANBUL ÖDÜL OLARAK VERİLDİ!
İzmir tamamen FETÖ'ye teslim edildiği için polis ve adliye ödüllendirildi... İşte dün teröristlerin saldırdığı adliye FETÖ'nün yaptıklarının tam tersini yapıp adalet dağıtıyordu...
Reina ERGENEKON'un başlangıç noktalarından biriydi! İZMİR ADLİYESİ de 17- 25'e giden taşların döşendiği ilk yerdi!
TESADÜF YOKTU!