Ergün Diler

ERGÜN DİLER

Tarihi 2 Mayıs 2024

Eylemin kodu

GÜNCEL olayları anlamanın bazen en sağlıklı yolu geçmişteki kırılmaları doğru analiz edip bugüne taşımaktır.
Türkiye şimdi ekonomik bir yol arayışında. Bu sonrasında siyasi rotayı getirecektir. Ancak biz olaylara güncel ve SON DAKİKA mantığıyla bakmayı tercih ettiğimiz için uzun soluklu düşünmeyi "PLAN NE?" sorusuna cevap aramayı sevmeyiz...
Ankara'da dalgalanmalar olduğu gerçek. Çok detaylara girmek istemiyorum.
Yoksa yazılacak kitaplar dolusu malzeme var. Ben içeriye fazla takılmadan dikkatinizi dışarıya çekmek istiyorum. Finalde bizi bekleyen sahne orada çünkü... Başkan Erdoğan'ın kazandığı onlarca seçimden sonra CHP'nin gelip belediyeleri alması, Devlet Bey'in içerik yüklü göndermeleri, ittifaklar, Kemal Bey gibi Meral Hanım gibi kaybedenler, çekilenler, tasfiye edilenler, para politikasında yön değişimi, tasarruf tedbirleri ve gidilecek yol... Türkiye birkaç elbiseyi üst üste giymiş biri gibi davranmıyordu. Keskin bir hedefi rotası yoktu. Bazen net bir adım atıyor ertesi gün vazgeçiyordu.
Uzun zamandır da bunun böyle olamayacağını yazıyordum.
Özellikle EKONOMİK GERÇEKLER manşetlere çıktığı zaman... Bu nedenle ANKARA'daki örtülü açık mesajların çok önemli adımlara gebe olduğunu görmekte zorlanmıyordum.
Açalım...
Menderes önemli bir isimdi.
Simgeydi. Darbe ile ortadan kaldırıldı. O dönemde askerin pantolonundaki kemer bile ABD malıydı. Yani Menderes'in ABD ile sorunu yoktu. Uçağı Londra'ya inerken düşen ve kurtulan bir isimdi. Darbe ile sistem değişti. Tasfiyeler yaşandı.
Rahmetli İnönü AVRUPA yanlısı bir tutum içindeydi. "Dünya yeniden kurulur Türkiye yerini alır" diyordu. Mesaj doğrudan Washington'aydı!
Darbeden sonra SOL tamamen ABD karşıtı oldu.
Sermaye ile işleri yoktu. Ticari olarak SOVYETLER'in bile gerisinde olan ticaret hacmine rağmen ABD ile uğraşıyorlardı!
Garipti. Oysa söylenmeyen TÜRKİYE'nin konumuydu!
İnsanları yönlendirerek Türkiye'yi AVRUPA'nın yanına çekmek istiyorlardı. ABD de bunun tersini yapıyordu. Her zaman!
Türkiye'nin de merkezde olduğu savaş yeni değildi. Bitmemiş aksine şimdilerde hızlanmıştı.
DOLAR ile EURO, DOLAR ile POUND savaşı vardı... Bu paraların arkalarındaki güçler savaşıyordu. Mesele buydu. Ve bu mesele 7 Ekim HAMAS saldırısıyla başlamış, İsrail'in acımasızca verdiği karşılıkla tavan yapmıştı.
Şimdi konuya gelelim...
ABD IRAK'a iki kez girdi.
Konuşulanların aksine kaybetmedi. Kazandı. Amacı IRAK'a özgürlük, demokrasi ve üniter bir devlet anlayışı getirmek falan değildi. IRAK ve inanç temelinde ülkeyi ayırmak istiyordu. Yaptı. Kürtler'i aldı kuzeyde tuttu. Koruma verdi. Hiç dinmeyecek bir kan davasını başlattı. Konu buydu.
Bunun yaşandığı bölge hemen aşağımızdaydı. Biz gitmesek de o sorun bize gelecekti NET...
ABD, Kürtler'i ayırınca onlara PETROLÜN önemli bir kısmını da verdi. Ancak bu onların yaşamasına, korunması, hayatta kalmasına yetmezdi. Başkan Erdoğan, 13 yıl sonra IRAK'a gitti. ORTAK OPERASYON kararı alındı. Türkiye askerini orada geniş alanda tutup, Kürtler'i kanatlarının altına alırsa bu doğal olarak ARAPLAR'ın hoşuna gitmeyecekti.
Aralarındaki çatışma kaçınılmaz olarak ortada durmaktadır.
Türkiye KÜRTLER'in güvenliğini sağlar ve ARAPLAR'a "DUR" derse sonuç itibariyle ARAP LİGİ ile araya mesafenin girmesi ilk şık olarak karşımıza gelecekti.
Aksi yapılır yani ARAPLAR'ın gelmesine karışılmaz ve Kürtler ezilirse silinirse bunun içeriye sıçrama ve karıştırma ihtimali de çok fazladır! Ankara bölgeye gözünü kapatamazdı!
Kapattığı halde buradaki projelerle ilgilenmediği sonucu uzun yıllar esecek olumsuz sonuçlar verirdi. ARAPLAR'a yakın olunsa petrolden kopuş KÜRTLERLE sıcak temas gündeme gelirdi! Yani ne yapılırsa yapılsın sorun İÇERİYE GİRECEKTİ.
Kürtler'in Araplar'a TESLİM ŞIKKI ihtimali üzerine de YPG kuruluyor binlerce KÜRT'ün eline silah veriliyordu!
Devam...
Menderes sonrası yapılan ANAYASA, SOL'a açık ve ABD karşıtıydı. Peki şimdi ANKARA'daki gizli manşet olan ANAYASA ÇALIŞMALARI neyi kapsayacaktı? IRAKSURİYE dikkate alınmadan yapılabilecek miydi?
Sanmıyorum... Zaten siyasi bütün tartışmaların hesapların altındaki asıl gerçek buydu! Bahçeli'nin seçim gecesi "Umarım Türkiye değişmez" demesini de böyle anlıyordum... KÜRESEL SAVAŞI biz sınırlarımızın hemen aşağısında ve içimizde bir kez daha görecektik. Türkiye bölgeyle ilgili karar verecekti.
Bu 1990'dan beri hayatta olan bir plandı. Ya elimizin tersiyle itecek AVRUPA ile yürüyecek ya kabul edip ABD'nin boşaltacağı alanı kontrol edecektik. İçerideki sancı bu kararın verilmesi ya da verilmemesi içindi!
Bakın!
George Washington, Brown, Yale, Harvard, Maryland, John Hopkins, Pennsylvania, Rochester, Pittsburgh, Indiana, Michigan, Minnesota, Berkeley, Arizona Eyalet, Virginia Tech gibi üniversitelerde binlerce genç İSRAİL'i protesto ediyor, Tel AVİV yönetimiyle ekonomik siyasi bağların kesilmesini talep ediyor. Liderliği de Columbia Üniversitesi yapıyordu. Bu ayın başlarında Columbia Üniversitesi Rektörü Minouche Shafik'in kampüsteki antisemitizm iddiaları hakkında Kongre önünde ifade vermesi bardağı taşıran son damla oldu.
ABD üniversiteleri bizlerin hiç alışık olmadığı formata bezendi. İsrail Filistinliler'i ilk kez vurmuyordu ilk kez bomba yağdırmıyordu, ancak üniversiteler ilk kez böylesine seslerini duyuruyordu.
Protestoların elbette vicdanlara bakan tarafı vardı. Bunu inkar etmek mümkün değildi.
Ancak madalyonun tersine bakıldığında da İNGİLİZ İSTİHBARATININ
ORADAKİ GÜCÜ ETKİSİ
GÖRÜLMEKTEYDİ.
ABD İÇİNDE ABD
İLE MÜCADELE
SÜRMEKTEYDİ. Dünya buydu. ABD, Irak'a gelerek gerçekte SADDAM ile değil, AVRUPA ile mücadele ediyordu. Sorun çözülmediğine göre devam ettiğine göre bu bize de yansıyacaktı. Çözüm isteniyordu. NET. Bu nedenle Türkiye'nin içeride alacağı tavır KÜRESEL sonuçlar doğuracaktı. Kaçınılmazdı.
Gerginlikler birleşmeler ayrılıklar yeni ittifaklar bu nedenle kapıdaydı...
Başkan Erdoğan'ın tutumlarından Demirtaş'ın duruma, Özgür Özel'in adımlarından Devlet Bey'in tercihlerine, yeni ANAYASA'nın ruhundan izlenecek PARA politikasına kadar olan her şey, yukarıdaki savaşın küçük küçük mevzileridir...
Olan budur. Her hamleyi içeriden okumak isteyenlere de sözüm yok. FİNANSAL TÜRBÜLANSI atlatmak için ABD ile yakın olma çabalarının gözden uzak tutulması gerektiğinin de altını çiziyorum...
Bakalım neler olacak...