Savaş sanatının büyük düşünürü Clausewitz "siyaset savaşın başka araçlarla devamıdır" demiş. Yani savaş siyasetin kısa kaldığı yerde devreye girer. Devletler siyaseten sonuç alamadıklarında güç kullanarak sonuç almaya yönelir.
Yani savaş siyasal hedefler için yapılır.
Arkasında siyasi bir hedef olmayan savaş gereksiz şiddettir ve başarısız olmaya mahkûmdur. Örneğin Napolyon tüm kariyeri boyunca büyük askeri zaferler kazandı ama bunları siyasal zaferlere çeviremediği için başarısız oldu.
Moskova önlerinde Rus ordusunu dağıtmanın siyaseten yeterli olduğunu düşündü. Hâlbuki siyasi zafer için Moskova'yı ele geçirmesi gerekiyordu.
Ruslar Moskova'yı yıkıp çıkınca Napolyon önce siyaseten sonra askeri olarak çöktü. 600 binlik Fransız ordusu muharebeyi kazanmasına rağmen Paris'e döndüğünde 60 bin kişi kalmıştı.
Napolyon o zamana kadar elde ettiği tüm askeri ve siyasi başarıyı kaybetti.
Türkiye'nin Suriye'deki konumu da bu çerçevede değerlendirilmeli. Fırat Kalkanı Operasyonu Suriye siyasetinin askeri ayağıdır. Bu operasyon belli siyasal hedefler için başlatıldı. Şimdilik o hedeflerin hepsi gerçekleşmiş durumda.
Bundan sonra yeni siyasal hedefler ortaya çıktıkça yeni askeri operasyonlar da devreye girebilir. Muhtemelen de girecektir. Fırat Kalkanı biter yerine Fırat Mızrağı başlar. Fakat o yeni bir planlama ve yeni bir zamanlama gerektirecektir.
Fırat Kalkanı siyasal olarak bir savunma operasyonuydu.
Üç hedefe hizmet etti. DEAŞ'ı Türkiye sırından attı. Suriye'nin kuzeyinde tek bir PYD hattının kurulmasını engelledi. Türkiye'nin Suriye'deki aktörlüğünü garanti altına aldı. Tek bir askeri operasyon bu üç siyasi hedefi birden elde etti. Şimdi yeni dönemde yeni hedefler yönelik planlamalar yapılmalı. Afrin, Münbiç ve Fırat'ın doğusu için atılacak adımlar planlanmalı.
Fakat yeni planlama için biraz beklemek ve görmek gerekecek.
Aksine birçok iddia bulabilirsiniz ama ben Amerika'nın pozisyonu netleşmediğini düşünüyorum.
Centcom ve Pentagon Obama siyasetini devam ettirmeye çalışıyor. Trump'ı ikna etmeye çalışıyor. Fakat Trump başka bir planlamayla ortaya çıkabilir.
Amerikan başkanlarının dış politika konularında etkin olması en az bir yılı bulur. İçeride yoğun bir mücadele verdiği için Trump döneminde bu daha çok zaman alabilir.
Bu gecikme Türkiye'nin aleyhine çalışıyor. Bürokratlar PYD'ye destek olan tavrı sürdürüyor. Trump etkinliğini arttırdığında Türkiye'ye yakın bir pozisyon alacağına garantimiz yok. Obama tarzını da sürdürebilir. Ama en azından nasıl bir pozisyon aldığını görmek Türkiye'nin de önünü görmesi için önemli. Trump netleştikten sonra Türkiye de yeni bir politika belirleyecek ve ona uygun askeri manevraları gerçekleştirmenin yollarına bakacaktır.
Türkiye'nin beklentileri Trump döneminde de gerçekleşmezse bile Türkiye ona göre yeni planlamalar yapabilir. Diyelim ki, en kötü senaryo oldu. Diyelim ki Rusya, Amerika ve PYD yakınlaşması Türkiye'yi yalnız bıraktı. Bu durumda bile Fırat Kalkanı sayesinde Türkiye önemli bir etkiye sahip olacaktır.
Eğer bu savaşın yakın dönemde biteceğini düşünüyorsanız yanılıyorsunuz. Suriye savaşı en iyi ihtimalle on yıl boyunca çözülecek gibi görünmüyor. Bu süre zarfında Amerika Rusya anlaşması gerçekleşse bile sürdürülemez. Her halükarda Türkiye Suriye'de Fırat Kalkanı ile elde ettiği alan sayesinde askeri ve siyasal manevralar gerçekleştirme şansına sahip olacaktır. Türkiye direnirse, Suriye'de Türkiye'ye rağmen bir anlaşma yapılamaz. Fırat Kalkanı operasyonu bir önceki dönemin siyasal şartlarına göre planlanmış bir askeri operasyondu. Yeni dönemin siyasal şartlarına göre yeni siyasal hedefler belirlenecek ve ona göre yeni askeri manevralar da planlanacaktır.
Yeni dönemde Türkiye savunmadan saldırıya geçebilir ve Fırat Kalkanı'nın yerini Fırat Mızrağı alabilir.