Son yıllarda özellikle büyük takımlarımızın taraftarları kendi oyuncularını çok ciddi şekilde protesto ediyorlar. Bunu en çok iki kulüp yapıyor, biri Galatasaray diğeri Fenerbahçe. Çünkü ikisi de son iki sezon şampiyonluk adayları… Dinamo Kiev-Galatasaray maçında da Galatasaray'ın efsanesi Muslera yine protestolara maruz kaldı. Uruguaylı kaleci bunu geçmişte birkaç defa daha yaşadı. Galatasaray'da 428 lig maçına çıkmış, Avrupalarını saymıyorum, 7 şampiyonluk yaşamış, kupalar kaldırmış, krizlerle boğuşmuş bir kaleciden bahsediyoruz… Ciddi sakatlıklar yaşamış, uzun süre sahalardan uzak kalmış, aile hayatıyla örnek olmuş. Zaman zaman sivri açıklamaları olsa da genelde naif yapısıyla dikkat çekmiş. Ama ne olursa olsun özellikle Fenerbahçe ile yapılan şampiyonluk mücadelesinde Galatasaray taraftarını ayakta tutan, camiaya pozitif mesajlar veren, dik durmuş bir lider. Durum böyleyken Galatasaray taraftarının yediği gollerden dolayı kalecisini protesto etmesinin kabul edilebilir bir tarafı tabii ki yok. Zaten sezon sonunda kendisi yüzde 99 ayrılacak. Buna dayanarak bu protestolar mı yapılıyor bilemem ama kalma ihtimali de küçük de olsa vardı düne kadar. Artık Muslera'nın kalacağını asla düşünmüyorum. Bir kısım taraftarın yaptığının hem kulübe hem de oyunculara olumsuz manada yansıyacağı da gerçek. Bakın Tadic protesto edildi, aynı oyuncu Fenerbahçe'yi kurtarıyor haftalardır. Yani bir futbolcu bir gün iyi bir gün kötü olmaz… Futbolumuzdaki bu olumsuz, kendi oyuncusuna sahip çıkmayan tavırdan bir an önce özellikle dört büyük takımın taraftarının vazgeçmesi lazım. Galatasaray, şampiyonluk kaybetmedi, Galatasaray, Avrupa'ya havlu atmadı ama Galatasaray'ın önemli ismine, duvarına yapılan protesto şık bir hareket değildir…
