Tarancı kime "Haydi Abbas" dedi

Eklenme Tarih 7 Temmuz 2011
Önce Cahit Sıtkı Tarancı ustanın Abbas şiirini hatırlayalım.
"Haydi abbas, vakit tamam;
Akşam diyordun işte oldu akşam.
Kur bakalım çilingir soframızı;
Dinsin artık bu kalp ağrısı.
Şu ağacın gölgesinde olsun;
Tam kenarında havuzun.
Aya haber sal çıksın bu gece;
Görünsün şöyle gönlümce.
Bas kırbacı sihirli seccadeye,
Göster hükmettiğini mesafeye
Ve zamana.
Katıp tozu dumanı,
Var git,
Böyle ferman etti
Cahit, Al getir ilk sevgiliyi
Beşiktaş'tan;
Yaşamak istiyorum gençliğimi yeni baştan."

Meğerse
Şimdi de şiirde adı geçen Abbas'ı tanıyalım. Mehmet Tuncer'den geldi. Keyifle iktibas ettim. Seveceksiniz eminim.
Cahit Sıtkı askerliğini yedek subay olarak yapmak üzere birliğine gider. O yıllarda yedek subay sayısı az olduğundan her yedek subaya emir eri verilmektedir.
Birliğine gittiğinde bölük yazıcısından künye defterini ister.
Sırayla isimlere bakmaktadır, bir isim dikkatini çeker. Abbas oğlu Abbas. Sakat çolak eli yüzünden çürüğe ayrılmış biridir Abbas.

Gel bakalım evlat

Talim bitiminde askerin yanına gönderilmesini ister.
Öğle saatlerinde kapı çalınır.
Karşısında civan, mert, yiğit biri selam çakıp; "Abbas oğlu Abbas emret komutan!" der.
Aralarında söyle bir konuşma geçer.
- Nerelisin?
- Memleket Mardin, kaza Midyat komutan.
- Sen benim emir erim olur musun?
- Sen bilir komutan!
Askerden eşyalarını toplamasını ve kendi evinin altındaki boş yere taşınmasını ister. Zamanla askerin zekiliği sıcakkanlılığından etkilenir.

Yemekler mezeler
Abbas
her sabah erkenden kalkar Cahit Sıtkı'ya kahvaltı hazırlar. Öğle yemeğini sormadan hazırlar. Tüm ihtiyaçlarını karşıdan bir istek gelmeden düşünüp yerine getirir. Erkenden kalkıp Cahit Sıtkı'nın kıyafetlerini ütüler, hazırlar ve evin temizliğini yapar.
Akşam olunca Cahit Sıtkı'nın sevdiği yemek ve mezeleri hazırlar.
Zamanla aralarında komutan asker ilişkisinden daha güçlü bir dostluk bağı oluşur. Bu saf ve temiz Anadolu çocuğundaki sadakat ve temiz yürekten etkilenmiştir Cahit Sıtkı...
Zaman zaman karşısına alıp dertleşir ve bu Anadolu çocuğunun ruhunda gizli şeyleri keşfeder...

Hazırlan da git

Akşamları rakı sofrası kurup en güzel kızartma ve mezeleri hazırlar Abbas... Aralarındaki duygu bağları güçlenir. Böyle bir keyif geçesi akşamında alkollü Cahit Sıtkı sorar;
- Sen İstanbul'u bilir misin Abbas?
- Bilir komutan.
- Orda bir Beşiktaş var bilir misin?
- Bilir komutan! Ben orda acemi birlikteydim.
- Orda benim bir sevgilim var. Sen bana kaçırıp onu getirir misin?
- Elbet komutan!
Sabah olur Cahit Sıtkı bakar ki Abbas yeni asker kıyafetleri giymiş, tıraş olmuş hazırlanmış.
Cahit Sıtkı sorar;
- Hayırdır Abbas neden böyle hazırlık yaptın?
- Ben İstanbul'a gidecek komutan!
- Ne yapacaksın sen İstanbul'da?
- Sen söyledi bana. Ben gidecek sana sevgiliyi getirecek!

Gel bakalım

Gözlerindeki hüznü ve gözyaşlarını gizlemek istercesine arkasını dönüp kapıyı çarpar ve çıkıp gider Cahit Sıtkı...
Fakat bu mert askerin, yüreği sevgi dolu Anadolu çocuğunun samimiyeti ve sıcaklığından duygulanır.
Akşam olur. Ağaç altında rakı sofrası kurdurur ve Abbas'ı karşısına oturtur.
Birlikte yer içerler ve Cahit Sıtkı o meşhur şiirini kaleme döker.