TİCARET PARALEL
Öte yandan Koza Altın ve Koza Madencilik firmalarının satış gelirlerindeki artış ve azalışların Türkiye'nin İran'la yaptığı altın ticaretindeki dalgalanmaya paralel seyrettiği belirlendi. Koza Altın firmasının 2011'deki cirosu 805 milyon TL iken İran'a altın ihracatı sadece 54 milyon TL idi. 2012'de İran'a altın ihracatı 6.5 milyar TL'ye çıkarken, Koza'nın cirosu da 1 milyar 43 milyon TL'ye yükseldi.
İPEKYOL'DAN ZARRAB KARARI
İşadamı Rıza Sarraf'ın yolsuzluk operasyonunda tutuklanması, İran'da Zarrab Ailesi ile iş yapmaya hazırlanan kadın giyim markası İpekyol'un önemli bir karar almasına yol açtı. İşadamı Yalçın Ayaydın'ın sahibi olduğu İpekyol, İran'da Zarrab Ailesi ile yaptığı distribütörlük anlaşmasını feshetti. Geçen Ekim ayında İran'da mağazalar açmak amacıyla Zarrab Ailesi ile distribütörlük anlaşması imzalayan İpekyol'un sahibi Ayaydın, yaşanan gelişmeler sonrasında bu yatırımları durdurma kararı aldı.
ŞOK İSTİFA ŞAŞIRTTI
17 ARALIK operasyonunun merkezindeki isim olan İranlı işadamı Rıza Sarraf, Sarkuysan yönetiminden istifa etti. Sarkuysan'dan KAP'a yapılan açıklamada, "20.06.2013 tarihli Olağan Genel Kurul kararıyla Yönetim Kurulu üyeliğimize seçilmiş bulunan Sn. Rıza Sarraf, 06.01.2014 tarihinde, gördüğü lüzum üzerine, Yönetim Kurulu üyeliğimizden istifa etmiştir" denildi.
'SARRAF'I TANIMAYIZ'
KOZA Grubu'ndan Kamuoyu Aydınlatma Platformu'na yapılan açıklamada ise; "Şirketimizin ve/veya grup şirketlerinin altın ithalatı söz konusu olmadığı gibi, ürettiğimiz altınların tamamı 26350 nolu Tebliğ uyarınca Borsa İstanbul Kıymetli Madenler Piyasası aracılığı ile satılmaktadır. Tüm işlemler Borsa İstanbul tarafından tescil edilmekte ve kayıtları tutulmaktadır. Şirketimiz bir madencilik şirketidir, altın ticareti yapmaz, bugüne kadar hiç yapmamıştır. Rıza Sarraf veya şirketleri ile, altın ticaretiyle uzaktan yakından veya dolaylı olarak ne kurumsal ne de bireysel hiçbir ilgi ve alakamız da yoktur" denilmişti.
FAZİ LOBİSİ İŞ BAŞINDA
MERKEZ Bankası üzerinde baskı oluşturup, 'faiz artırmaya mecbur' imajı yaratmaya çalışan uluslararası faiz lobisi yine iş başında. Financial Times gazetesindeki bir haberde, Türk mevduat sahiplerinin son 6 ay içinde 20 milyar dolarlık döviz aldığı iddia edildi. Haberde, Türk Lirası'ndaki değer kaybını önlemek ve enflasyonu düşürmek için faiz oranlarının yükseltilmesi gerektiği vurgulandı.
