Petrolün varil fiyatı dün 63 dolarlara kadar gerileyerek son 5 yılın en düşük seviyesine indi. Bugün de 63 dolar üzerindeki seyrini sürdürüyor. Petroldeki bu düşüş, yurtiçinde akaryakıt ürünlerine yansımaya devam ediyor.
Bu çerçevede benzin ve motorine bir indirim daha yapıldı. Benzinin litresi 7 kuruş, motorinin litresi 11 kuruş ucuzladı.
İŞTE YENİ FİYATLAR
Benzindeki 7 kuruş indirimden sonra İstanbul ve Ankara'da 95 oktan kurşunsuz benzinin litresi 4.40 TL'den 4.33 TL seviyelerine indi. 11 kuruşluk motorin indiriminden sonra İstanbul'da 3.93 TL'den 3.82 TL seviyelerine, Ankara'da 3.97 TL seviyelerinden 9.86 TL seviyelerine düştü.
İndirimli fiyatlar bu gece yarısından itibaren geçerli olacak.
İKİ GÜN ÖNCE DE İNDİRİM GELMİŞTİ
Akaryakıt dağıtım şirketleri, benzin satış fiyatlarında litrede ortalama 6-7 kuruş indirim yapmıştı. Petrol fiyatlarındaki düşüş akaryakıt ürünlerine indirim olarak yansımaya devam ediyor.
Akaryakıt dağıtım şirketleri 2 gün önce de, benzin satış fiyatlarında litrede ortalama 6-7 kuruş indirim yaptı. Ankara'da litresi 4,46-4,47 lira arasında olan 95 oktan kurşunsuz benzinin fiyatı, 4,39-4,41 liradan satılmaya başlanmıştı. İstanbul'da ise litresi 4,44-4,46 liradan satılan 95 oktan kurşunsuz benzinin fiyatı 4,37-4,40, İzmir'de ise 4,47-4,48'den 4,40-4,41 liraya düşmüştü.
PEKİ PETROL FİYATLARI TÜRKİYE'Yİ NASIL ETKİLER?
Dünya petrol fiyatlarındaki sert düşüşü ekonomist ve yatırım danışmanları değerlendirdi
Allianz Başekonomi Danışmanı Muhammed El-Erian, Türkiye'nin küresel belirsizlik ortamına karşın yolunu bulabileceğini, düşük petrol fiyatlarının Türkiye ekonomisine fayda sağlayacağını kaydetti.
Uzun yıllar tahvil fonu yöneticisi PIMCO'nun (Pacific Investment Management) üst düzey yöneticiliğini yapan El-Erian, Türk ve dünya ekonomisine ilişkin AA muhabirinin sorularını yanıtladı.
Türkiye'nin küresel belirsizlik ortamında yolunu bulabilme becerisine sahip olduğunu belirten El-Erian, petrol ithal eden bir ülke olarak Türkiye'nin petrol fiyatlarındaki sert düşüşten anlamlı bir şekilde faydalanacağını, azalan enerji ithalat maliyetine ek olarak, düşük fiyatların Türkiye'nin ödemeler dengesine faydalı etki oluşturacağını anlattı.
"Bu, Türkiye ekonomisi ve halk için ciddi kazanımlar anlamına geliyor" diyen El-Erian, öte yandan Türkiye'de bazı ekonomik savunma unsurlarının zayıfladığını, mali politika ihtiyaçlarının dikkatli ve ihtiyaçlara karşılık verecek şekilde konumlandırılması gerektiğini ifade etti.
El-Erian, önünüzdeki dönemde TL'nin diğer para birimleri karşısındaki performansına ilişkin sorulara ise, hem yerel hem de küresel faktörlerde daha fazla oynaklığa hazır olunması gerektiğini vurguladı.
DOLARIN DEĞERLENMESİ
Muhammed El-Erian, son aylarda yeniden gündeme gelen "kur savaşları" terminolojisine ilişkin olarak, düşük küresel ekonomik büyümenin olduğu ortamında, ABD haricinde para birimlerinin değerlenmesini görmeye istekli çok az ülke olduğunu belirterek, "Şimdiden Kore dahil olmak üzere Asya ekonomileri Japonya'ya katılarak dolar karşında para birimlerinin değerini azaltıyor" dedi.
Küresel ekonominin yeni bir dönemden geçtiğini vurgulayan El-Erian, "Geniş çaplı doların değerlenmesinden oluşan bir süreçten geçiyoruz ve iki şeyden biri olmazsa bu sürecin devam etmesini beklemeliyiz. ABD'de negatif bir politika reaksiyonu ya da bir çeşit piyasa kazası" diye konuştu.
GELİŞMEKTE OLAN ÜLKELER KENDİNİ KORUMALI
ABD Merkez Bankası'nın (Fed) parasal genişleme programını tamamlamasının ardından olası faiz artırımının zamanının ve hızının da önemli olduğuna işaret eden El Erian, şöyle konuştu:
"Fed, önümüzdeki senenin ortasında başlayacak şekilde faiz artırma yolunda ilerliyor. Bunu yaparak, dikkatli ve ölçülü bir faiz koridorunu üstlenmesi, normalize edilmiş oranların tarihsel ortalamasının biraz altında durması olası. Fed'in olası faiz artışının gelişmekte olan ekonomiler üzerindeki etkisini tahmin etmek oldukça güç. Küresel ekonomi ve piyasalar güvenli olmayan sularda ilerliyor. En iyiyi umut ederken gelişmekte olan ekonomiler küresel finansal istikrarda oluşabilecek krizlere karşı kendilerini korumalı.
Geçen sene mayıs-haziran dönemini de içeren son iki yıllık dönemde, gelişmekte olan ekonomilerde bazı değerlemeler, piyasa temellerinden ayrışarak finansal piyasaların kolaylıkla gerilmesine neden olabildi. Düşük ekonomik büyüme özellikle küresel ekonomik büyümeyi politika hatalarında ya da piyasa kazalarına karşı kırılgan hale getiriyor. Özellikle de gelişmiş ekonomiler deneysel para politikalarına güvenirken ve piyasalar temellerinden çok büyük bir şekilde ayrışırken bu böyle... Özellikle Ukrayna'da tansiyonun düşürülmesi konusundaki başarısızlıktan kaynaklanan bazı jeopolitik riskler söz konusu."
EL ERİAN
2007'de dünyanın en büyük tahvil fonu yönetim şirketi olan ABD merkezli PIMCO'ya katılarak Üst Yönetici ve Başyatırım Yöneticisi olarak çalışan Muhammed El-Erian, PIMCO'nun kurucusu Bill Gross ile birlikte şirketin yatırım stratejisini ve portföyünü yıllarca yönetti. 2008'de Financial Times/Goldman Sachs Yılın İş Dünyası Kitabı ödülünü kazanan, "Piyasalar Çarpışınca"(When Markets Collide) adlı çok satan kitabın da yazarı olan El-Erian, piyasaların açıklamalarını dikkatle izlediği fon yöneticilerinden biri olarak dikkat çekti.
2012 yılında ABD Başkanı Barack Obama tarafından Küresel Kalkınma Konseyi'nin (GDC) başkanlığına seçilen El-Erian, bu yılın mart ayına kadar PIMCO'daki görevine devam etti. El-Erian, halen Allianz'ın Başekonomi Danışmanlığı görevini sürdürüyor.
