Kalkınma Bakanı Lütfi Elvan, "Dış ticaret açısından, büyüme açısından, cari açık, enflasyon açısından beklentilerimizin iyi olduğunu söyleyebilirim. Dolayısıyla biz orta vadeli programımızda herhangi bir değişikliğe gitmeyeceğiz" dedi.
Kalkınma Bakanı Elvan, katıldığı bir televizyon programında hükümetin ekonomiyle ilgili yeni düzenlemeleri, üretim ve büyümeyi artırmak için yeni destekler de içeren reform paketleri ve Doğu ve Güneydoğu illerine yönelik özel desteklerle ilgili soruları yanıtladı. "Mart itibariyle istihdam verisi önümüzde, nasıl bir ekonomi performansı var yılın ilk yarısında" sorusuna Elvan, "Yılın ilk çeyreğine bakacak olursak, tabii 4.8 oranında bir büyüme gerçekleştirdik, bu beklentinin oldukça üzerinde bir büyüme performansı. Tabii büyümenin özellikle üretim yönüyle alt bileşenine baktığımızda sanayinin ön planda olduğunu görüyoruz, sanayi üretiminin ki 5.7 oranında bir büyüme gerçekleşti. Diğer taraftan özellikle toptan ve perakende ticaretine yönelik hizmetler sektöründe ciddi bir artış olduğunu görüyoruz. Talep yönüne baktığımızda, harcama yönüne baktığımızda da özellikle özel tüketim harcamalarında yılın ilk yarısında ciddi bir artış olduğunu görüyoruz ki yüzde 6.9'luk bir artış söz konusu. İhracata baktığımızda, net ihracatın aslında eksi 1,5'luk bir negatif katkı sağladığını görüyoruz büyümeye. İhracattaki negatif katkıya rağmen, ki eksi 1,5'luk katkı, negatif katkı oldukça yüksek, 4.8 oranında bir büyüme performansı göstermemiz son derece önemli diye düşünüyorum. Biliyorsunuz 2015'in son çeyreğinde 5.7'lik bir büyüme gerçekleştirmiştik. Bu büyüme performansımız devam ediyor. İkinci çeyrekte de, yine yurt içi talep kaynaklı büyümenin devam edeceğini açıkçası düşünüyoruz. Ama ilk çeyrekte gördüğümüz büyümeye net ihracatın katkısının negatif olması, bizim özellikle ihracata yönelik ciddi bazı tedbirler, önlemler almamızı gerektiriyor. Bu doğrultuda özellikle ekonomi bakanlığımız çalışmalarını yürütüyor. İhracatımızın artırılması, pazarımızın çeşitlenmesine yönelik de ciddi bir çalışma içerisindeyiz. Önümüzdeki günlerde de özellikle ihracat desteklerine yönelik de açıklamaları Hükümetimiz yapacak ve bu konuda çalışmalar devam ediyor" yanıtını verdi.
"BİZ ORTA VADELİ PROGRAMIMIZDA HERHANGİ BİR DEĞİŞİKLİĞE GİTMEYECEĞİZ"
Özellikle ikinci çeyrekten itibaren bir duraklamanın başladığı yönündeki yorumların gerçeği yansıtıp yansıtmadığı sorusuna Elvan, "Bizim büyüme hedefimiz 4.5 2016 yılı için. Şu anki göstergelere baktığımızda, orta vadeli programımızda herhangi bir değişikliğe açıkçası gitmeyi düşünmüyoruz. Dış ticarette, evet dünyada yaşanan küresel daralmadan kaynaklanan bir sıkıntı söz konusu. Ama ithalattaki gerileme, ihracattaki gerilemeden daha fazla. Biliyorsunuz ilk çeyreğimizde 2016 yılının, hatta Ocak-Nisan döneminde aşağı yukarı yüzde 10'un üzerinde bir ithalatta gerileme söz konusu oldu. İhracatta yüzde 7'nin biraz üzerinde bir gerileme söz konusu oldu. Dolayısıyla cari açığın orta vadeli programa uygun bir şekilde gerçekleşeceğini düşünüyoruz. 4.2'lik şu an itibariyle bir cari açığımız söz konusu. Orta Vadeli Programda 3.9'luk bir cari açık hedeflemiştik, o hedefe ulaşacak görünüyoruz. Diğer taraftan, enflasyon tarafına baktığımızda, özellikle son TÜFE verilerini de incelediğimizde, mayıs sonu verisine baktığımızda 6.5 civarında, 6.6 civarında bir artış olduğunu görüyoruz, fiyat artışının olduğunu görüyoruz. Bir önceki yılın aynı dönemine baktığımızda, yüzde 8'in üzerinde bir enflasyon olduğunu görüyoruz. 2015 sonu itibariyle 8.8'lik bir enflasyon gerçekleştiğini düşündüğümüzde, şu anki 6.6 bandının oldukça düşük olduğunu görüyoruz. Burada tabii gıda fiyatlarının düşmesi etkili oldu, bunu da ifade etmeme gerekiyor. Cari açıkta bir iyileşme söz konusu. Aşağı yukarı 5.2 bandından şu anda 4.2'ye düşmüş durumdayız, 3.9'a kadar düşeceğiz. İstihdam boyutu itibariyle istihdamda da ciddi iyileşmeler devam ediyor ve son 1 yılda 1 milyonun üzerinde yine istihdam sağlandı. 10.2'lik bir istihdam hedefimiz var, işsizlik oranı hedefimiz var. İşsizlik oranının biraz daha aşağıda gerçekleşeceğini düşünüyoruz. Genel hatlarıyla baktığımızda dış ticaret açısından, büyüme açısından, cari açık, enflasyon açısından beklentilerimizin iyi olduğunu söyleyebilirim. Dolayısıyla biz orta vadeli programımızda herhangi bir değişikliğe gitmeyeceğiz. Önümüzdeki günlerde tabii özellikle ihracatımızın arttırılması ve yapısal reformların uygulamaya geçirilmesiyle birlikte ekonomimizdeki canlanmanın devam edeceğini düşünüyoruz" ifadelerini kullandı.
Başbakan Binali Yıldırım'ın Doğu ve Güneydoğu'ya 4 cazibe merkezi, 5 yılda 35 milyar lirayı bulan üretim ve altyapı projeleri yapılacağıyla ilgili açıklamasının hatırlatılması üzerine Elvan, şunları kaydetti:
"Doğu, Güneydoğu Anadolu Bölgesine girmeden önce müsaade ederseniz genel olarak bizim hedeflerimizin başında yatırım ve üretimin arttırılması geliyor. Bu noktada yoğunlaşıyoruz ve yapacağımız reformları da bu çerçevede yürüteceğiz. Öncelikle yatırım ortamının iyileştirilmesi, bu konuda biliyorsunuz sivil toplum kuruluşlarıyla bir araya geldik, onların görüşlerini, düşüncelerini aldık, taleplerini aldık ve bu doğrultu da yatırım ortamını iyileştirici, yatırımları artırıcı ne tür tedbirler alabiliriz. Yatırımları kolaylaştırıcı, üretimi artırıcı neler yapabiliriz bunları tartıştık, konuştuk ve inşallah önümüzdeki günlerde bir yatırımlarla ilgili bir paketi Türkiye Büyük Millet Meclisi'ne sevk edeceğiz. İşte geçen 1 hafta 10 gün önce açıklanan özellikle yatırımcılara yönelik damga ve harçlardan birçok alanda istisna getiren özellikle yatırım ve üretimi ilgilendiren alanlarda, ihracatı ilgilendiren alanlarda istisna getiren düzenlemeleri hayata geçireceğiz. Tabi Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi son derece önemli bizim açımızdan. Bölgeler arası gelişmişlik farklarının azaltılması ve bir anlamda Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesindeki illerimizin batı illerimizi daha fazla yakınsamasını sağlamak amacıyla geçmişten beri uyguladığımız bazı AK Parti Hükümetleri döneminde programlarımız var tabi. Biliyorsunuz bu bölgelerde kalkınma ajanslarımız var, bölge kalkınma idarelerimiz var, özellikle yörelerin bu yörelerin kalkınmasına, gelişmesine yönelik ciddi çalışma içerisindeler. Ama dün Sayın Başbakanımızın açıklamış olduğu herhalde Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesine yönelik yapacağımız çalışmaları soruyorsunuz. Biz şuna inanıyoruz, açıkçası bilimsel olarak da böyle: Kalkınma, gelişme açısından en önemli hususlardan bir tanesi eğer bir yöre, bir bölge geri kalmış ise orada bir merkez oluşturulması, yani bir cazibe merkezi oluşturulacaksa önce o cazibe merkezinin belirlenmesi. Ve daha sonra o merkezin hinterlandındaki illerin bu merkezle birlikte geliştirilmesi son derece önemli. Örneğin, işte Kars, Ardahan, Iğdır, Ağrı bu ili bir paket olarak aldığınızda burada bir ili merkez olarak seçiyorsunuz ve o ildeki gelişmenin yansımalarını siz diğer illerde yavaş yavaş görüyorsunuz, etkileşimini görüyorsunuz, aslında bunun örnekleri var Türkiye'de. İstanbul'u düşünün, İstanbul'un hinterlandındaki işte Kocaeli ta Bursa'ya kadar inen devam eden bir gelişme, kalkınma süreci oluştu. Dolayısıyla, bu bölgelere yönelik de bir kalkınma hamlesini başlatacağız, cazibe merkezleri oluşturup bu merkezlerin altyapı yatırımlarının desteklenmesi, uygun bir yatırım ortamının sağlanması ve bu ilin hinterlandındaki diğer illerin de bundan etkilenerek, etkileşim içerisinde olarak etkileşimli bir şekilde kalkınmasını sağlayacak mekanizmaları ortaya koyacağız."
BES SİSTEMİNİDE OTOMATİK KATILIM MEKANİZMASI GELİYOR
Ekonomi Koordinasyon Kurulu Toplantısında bireysel emeklilik sistemine çalışanların otomatik katılımı, kıdem tazminatı düzenlemesi, taşeron işçilerin kadroya alınması gibi konulara ilişkin bir takvimin ele alınıp alınmadığı sorusuna Bakan Elvan, "Ekonomi Koordinasyon Kurulunda öncelikli olarak temel şu anki verilerimiz nelerdir, bizim karşımızda riskler var mıdır, bu risklere karşı ne tür önlemler almalıyız, ekonomimizi canlı tutacak yatırımı, üretimi artırabilecek mekanizmalarımız neler olmalıdır, bu konuları tabi kapsamlı bir şekilde konuşuyoruz, tartışıyoruz. İki kez biraraya geldik, oldukça uzun tartışmalar söz konusu oldu, her bir bakanımız görüşlerini, düşüncelerini ifade ettiler, sunuşlar yaptık, makroekonomideki gelişmeler, yapısal reformlarda yapacaklarımız, ne tür gelişmeler söz konusu, bunların hepsini tartıştık. Biz tabi ülkemizin dört bir yanında ciddi sıkıntılar yaşanırken, bir tarafta işte Suriye'de yaşananlar belli, Irak'ta yaşananlar belli, işte kuzeyimizde sıkıntılar var, Ukrayna'da var, küresel ölçekte büyümede daralma söz konusu, böyle bir ortamda Türkiye, evet, dünyanın en hızlı büyüyen ülkeleri arasında yer alıyor, sağlam bir ekonomik altyapıya sahibiz. İşte bu büyüme performansını daha da yukarıya çekebilmek için neler yapabiliriz, bunları konuştuk, tartıştık. Bu konulardan bir tanesi, tabi bizim tasarruf oranlarımızın düşüklüğü. Gelişmekte olan ülkelere baktığımızda yüzde 30'un üzerinde bir tasarruf oranı olduğunu görüyoruz, şu an itibarıyla yüzde 31 gelişmekte olan ülkelerin ortalama tasarruf oranı, tabi Çin ve Hindistan'ı çıkardığımız zaman bu oran biraz daha aşağıya düşüyor, yani yüzde 25-26 bandına iniyor. Gelişmiş ülkelere baktığımızda, özellikle AB ülkelerine baktığımızda tasarruf oranlarının Türkiye'den daha yüksek olduğunu görüyoruz, yüzde 15 tasarruf oranımız var, bunu biz yukarı çekmek zorundayız. Eğer biz yatırımlarımızı artırmak istiyorsak, üretimimizi artırmak istiyorsak tasarruf oranlarını artırmak zorundayız. Peki, ne yapacağız? Biliyorsunuz bununla ilgili çeyiz hesabı uygulamasını başlattık, konut hesabı uygulamasını başlattık, makro ihtiyati bazı tedbirler aldık, özellikle kredi taksitlerine yönelik tedbirler aldık. Yine bireysel emeklilikle ilgili BES sistemini yürürlüğe koyduk, şimdi de otomatik katılım mekanizmasını bireysel emeklilik sisteminde yürürlüğe koymak istiyoruz. Bunların hepsi tasarruf oranlarını artırıcı, yatırımlarımızı artıcı olan hususlar."
Otomatik katılım tasarruf oranlarının yüzde 15'ten nereye çıkarabileceği sorusuna Elvan, "Elbette bizim teknik çalışmalarımız var, ama burada önemli olan var sayımlarınız nedir, örneğin yaş sınırı ne olacak, koşullar ne olacak? Varsayımlarınıza göre tasarruf oranlarında bir değişim söz konusu oluyor, bununla ilgili çalışmamız var, ama şu anda bunu ifade etmem çok doğru olmaz, çünkü varsayımların değişmesi halinde tasarruf oranındaki o artış miktarı da değişebiliyor, ama tasarruf oranımızı kesinlikle yukarı çekecek bir mekanizma olacak. Dünya örnekleri belli, işte İngiltere'de, Malezya'da, Amerika Birleşik Devletleri'nde bunların başarılı uygulamaları var, ciddi tasarruflar elde ediliyor ve bunlar tabi yatırıma dönüşüyor. O açıdan biz de tabi o ülkelerin deneyimlerini çok kapsamlı bir şekilde inceledik, tartıştık, konuştuk, Türkiye için de benzer bir uygulamayı yürürlüğe koymayı düşünüyoruz" diye konuştu.
YURT DIŞINDA YAŞAYAN 5 MİLYON TÜRK VATANDAŞINA ÇAĞRI
Turizmde yaşanacak kayba dair soruya ise Elvan, "Şimdi tabi turizm konusu, evet, turizmden Türkiye 2016 yılında etkilendi, bunu ortaya koymamız lazım. Yalnız şunu da ifade etmem gerekiyor: Turizmden sadece biz etkilenmedik. Elbette işte Rusya'yla yaşanan sıkıntılar, terörizmin özellikle son yıllarda çok daha yaygın hale gelmiş, sadece Türkiye için söylemiyorum bunu, dünya ölçeğinde, Avrupa'da, dünyanın bu çok kentinde bu terörist saldırılarının söz konusu olması aslında turizmi önemli ölçüde etkiledi. Sadece Türkiye'yi değil, bugün Avrupa'nın bazı başkentlerine gittiğinizde otellerdeki doluluk oranının yine düşük olduğunu göreceksiniz, fiyatların aşağı çekildiğini göreceksiniz. Dolayısıyla elbette biz etkilendik, ama etkilenen yine çok sayıda ülke var. Bu noktada bazı tedbirler aldık biliyorsunuz turizmin canlı kalabilmesine yönelik. İşte uçak başına 6 bin dolar destek gibi, daha sonra 150'nin üzerinde yolcu olması halinde yüzde 30'luk ilave bir ödeme yapacağımızı açıkladık. Turist sayısında da bir miktar düşüş söz konusu olacak. Ama biz özellikle şunu söylemek istiyoruz: Yurt dışında yaşayan 5 milyon Türk vatandaşımız var, bu bayramda biz tüm yurt dışındaki Türk vatandaşlarımızı Türkiye'ye davet ediyoruz. Gelsinler hem ailelerini, yakınlarını, dostlarını görsünler, hem de Türk turizmine katkı sağlasınlar diye düşünüyoruz. Bu noktada da bizim yurt dışında yaşayan, özellikle Almanya'da yaşayan, Belçika, Hollanda'da yaşayan vatandaşlarımızın da hem dostlarını, yakınlarını, akrabalarını görme imkanına kavuşacaklar, hem de Türk turizmine katkı sağlayacaklar diye düşünüyorum açıkçası" değerlendirmesinde bulundu.
FED'İN YAKLAŞIMI FAİZ KARARI
FED'in faiz konusunda ne yapacağının yine sıklıkla tartışıldığı hatırlatılarak, küresel ekonomiyle ilgili değerlendirme istenilmesi üzerine Elvan, "Evet, küresel ekonomide bir daralma söz konusu, özellikle Dünya Bankası ve diğer uluslararası kuruluşların büyümeye yönelik tahminlerine baktığımızda sürekli olarak revize ettiklerini, büyümeyi aşağıya çektiklerini görüyoruz. En son işte Dünya Bankası 2.9'luk bir küresel ekonomideki büyümeyi 2.9'dan, 2.4'e çekti, tabi bir daralma söz konusu. Diğer taraftan burada gözlemleyeceğimiz iki önemli ülke var bunlardan bir tanesi Amerika Birleşik Devletleri, diğeri Çin, Çin ekonomisi. Tabi FED'in alacağı kararlar önemli, ama şu an itibariyle FED'in yaklaşımı, Amerika Birleşik Devletinin yaklaşımı bir anlamda satın alınmış gibi görünüyor, yani bunu sizlerde biliyorsunuz, bizlerde biliyoruz. Ama Çin'in ekonomik politikaları da FED'in alacağı bazı kararları etkileyeceğini düşünüyorum. Peki, Çin'deki yaklaşım nedir, nasıl bir ekonomi politikaları izleniyor? Aslında son dönemde Çin ekonomisinde, Çin ekonomi politikalarında bir değişiklik olduğunu görüyoruz. Üretim yerine tüketime dayalı büyümeyi tercih eden bir politika izlediğini görüyoruz, yani dış taleple büyüme değil, iç talebe bağlı bir büyümenin bir politika olarak benimsendiğini görüyoruz. Yani dış taleple büyüme değil, iç talebe bağlı bir büyümenin bir politika olarak benimsendiğini görüyoruz, diğer bazı Asya ülkelerinde de bu tür yaklaşımlar söz konusu. Bu tabi özellikle ihracatı bu küresel ekonomide Çin'in ve bazı Uzak Doğu ülkelerinin bu yaklaşımının da dünya ekonomisini etkileyeceğini düşünüyorum. Bize Türkiye'ye etkisi ne olur? Pozitif yönde bir katkısı olacağını düşünüyorum bu yaklaşımın. Tabi diğer tarafta İngiltere'nin ABD'den, Avrupa Birliği'nden çıkma ihtimali var bu da euro sahasını etkileyebilecek olan bir yaklaşım. Tabi ben şunu da ifade etmeliyim: Özellikle küresel ekonomideki bu belirsiz atmosfere rağmen Türkiye ekonomisi halen istikrarlı yapısını sürdürüyor, sürdürmeye de devam edecek diye düşünüyorum açıkçası" diye konuştu.
"Yeni dönemde izlenecek ekonomi politikalarından bir olası erken seçim başlığına kadar birçok konuyu değerlendiriyor. Piyasalara bu iki başlık çerçevesinde vereceğiniz mesaj ne olur" sorusuna Elvan, "Genel hatlarıyla ya Türkiye'nin riskleri nedir, fırsatları nedir diye baktığımızda aslında fırsatlarının risklerinden çok daha fazla olduğunu görüyoruz sağlam bir ekonomik altyapımız var. Nedir riskler? Bunu tabi biz çok açık şeffaf konuşuyoruz, tartışıyoruz özellikle emtia fiyatlarındaki dalgalanma, petrol fiyatlarındaki dalgalanma bir anlamda bizim açımızdan risk oluşturur. Dünya ekonomisindeki daralmanın devam etmesi yine bizim açımızdan bir risk oluşturur, ama Türkiye'nin çok önemli fırsatları da var, yani bunu da dikkate almak lazım. Sağlam bir ekonomik altyapımız var, diğer taraftan bizim özellikle euro bölgesine olan ihracatımızda ciddi bir canlanma söz konusu. Son 1 yılda yüzde 6,5'luk bir ihracatımızda artış var. Yüzde 41 olan Avrupa Birliği oranı ihracatımızdaki oranı yüzde 48'e ulaşmış durumda, yüzde 50'i hedefliyoruz. Avrupa Birliği'ne olan ihracatımızda bir canlanma meydana gelecek. Diğer taraftan ülke çeşitlendirmesine doğru gidiyoruz, bu konuda çalışmalarımız var. İhracat teşviklerine yönelik bir çalışmamız söz konusu. Genel hatlarıyla makroekonomideki gidişata ve beklentilere baktığımızda enflasyon yönü itibariyle herhangi bir sıkıntımız yok. Bakın 7,5 enflasyon hedefi ortaya koyduk, muhtemelen belki biraz daha altında bir enflasyon beklentimiz var onu da ifade etmek istiyorum, yani şu anki gelişmeler bunu gösteriyor. Diğer taraftan dış ticaretti, cari açıkta yine hedefimizi tutturacağımız ortaya çıkıyor, yani şu anki veriler itibariyle elbette söylüyorum istihdamda ciddi bir canlılık söz konusu. Her ne kadar tarım ve sanayi sektöründe bir miktar gerileme söz konusu biliyorsunuz. Tarım ve sanayi sektöründe bir miktar gerileme söz konusu biliyorsunuz. Tarımda bir önceki yıla göre 100 bin civarında istihdamda bir düşüş söz konusu, sanayide 14 bin civarında bir düşüş var. Ama buna rağmen hizmetler sektörümüzde çok ciddi bir canlılık devam ediyor. Yılda 1 milyonun üzerinde istihdam demek, dünyada küresel ölçekte istihdam alanında en başarılı ülkelerden birisi demektir. Bu açıdan baktığımızda tüm makro ekonomik veriler olumlu yönde. Küresel ölçekte de açıkçası fırsatlarımız daha fazla diyebilirim" açıklamasında bulundu.
"BU KONUDA HERHANGİ BİR ÇALIŞMAMIZ SÖZ KONUSU DEĞİL"
Asgari ücretin vergi dilimi uygulaması dışında kalıp kalmayacağı sorusuyla ilgili Bakan Elvan, şunları kaydetti: "Bu konuda herhangi bir çalışmamız söz konusu değil, bunu özellikle ifade etmek istiyorum. Ama tabii Ekonomi Koordinasyon Kurulunda da bir çalışma açıkçası bununla ilgili söz konusu olmadı. Daha çok biliyorsunuz büyüme, ihracat, yatırım ve üretime yönelik bir husus söz konusu oldu. Yalnız burada sadece bir hususu düzeltmek istiyorum biraz önce ifade etmiş olduğum; ben turizm gelirleri hedefinin zannedersem 36-37 milyar dolar gibi bir rakam kullanmıştım. Aslında bu 31 milyar dolar, düzeltmek istiyorum. Bizim beklentimizi de bunun bir miktar altında olacak, 30 milyar doların bir miktar altında olacak; bu düzeltmeyi yapmak istiyorum. Turist sayımızdaki hedefimiz ise 37 milyon turist idi. Burada hedefimiz de 30 milyonun, 30-33 milyon bandında olacak şu anki bizim tahminlerimiz. Ama tabii bunları daha da yukarı çekmeye yönelik çabalarımız, gayretimiz devam edecek. Ama turizm gelirlerindeki bir miktar düşüşe rağmen yine orta vadeli programdaki hedeflerimizi tutturacağız."