Mustafa Demir, 1 Ocak 2011 tarihinden itibaren ''enerji kimlik belgesi'' uygulamasının başladığını ifade etti. ''Sistemin çok kolay olmadığı'' şeklinde eleştiriler geldiğini belirten Demir, ''Bazen müteahhitler, kullanılan bilgisayar yazılımından, projenin özelliği ve özel tasarımlar nedeniyle kimlik belgesi alamıyor olabilir. Hemen bizim Enerji Dairemizle irtibata geçiliyor, yazılım ekibi müdahale edip sistemi çalıştırıyor'' dedi.
Uygulama kapsamında yeni ruhsat alan her yapının, hangi enerji verimliliği sınıfında olduğunu gösteren bir belge sahibi olacağını belirten Demir, şöyle devam etti:
''Beyaz eşyalarda olan 'A', 'B', 'C', 'D' ve 'E' sınıfı gibi enerji sınıfları olacak. 'A' sınıfı belgeye sahip yapı, en çok enerji tasarruflu, kullanımda en az enerji tüketen yapı demek. B ve diğerleri ise birer kademe daha alt grup demek. Yapı, bilgisayar yazılımında 'E' grubu olarak belirlenirse ruhsat alamayacak, müteahhit, 'D' grubuna yükseltmek için tasarımda ve kullanılan malzemede değişikliğe gidecek. Tabi her zaman 'A' grubu yapı yapmaya yönelecek.''
Demir, kendi tükettiği enerjiyi üreten yapıları da hedeflediklerini belirterek, ''Belki duyuyorsunuz, bazı firmalar bazı sistemler kurarak o binada tüketilen enerjinin bir kısmının bedava üretilmesini sağlıyor. Bunların maliyetleri en fazla 4-5 yılda kendini amorti ediyor. Yani yapılan masrafı yatırım zamanla geri döndürüyor ve ondan sonra bedava kullanıyorsun'' diye konuştu.
-KOOPERATİFLER-
Yapı kooperatifleri yöneticilerinin, üyeleri mağdur etmesi noktasındaki tüm süreçleri yenilediklerini ifade eden Demir, ''Artık böyle bir imkan kalmıyor. Genel kurul kararlarından başlayarak, kooperatiflerde ne oluyorsa üyeler elektronik ortamda şifreyle girip, görecek. Aidatını ödemeyen varsa anında görecek. Yönetim kurulu ne karar aldı, anında görecek. Kooperatifin 10 dairesi var ve 11 üye kaydettiyse, görülecek. Geçmişte üyenin bunlardan haberi olamıyordu'' dedi.
Şeffaflığı ve kooperatife güveni yeniden sağlayacaklarını vurgulayan Demir, ''Bugün açık nokta olduğunu düşündüğümüz tüm konuları ele alacağız. Gelecekteki muhtemel gelirini yatırıma dönüştüremeyen vatandaşlara, bu sistemi işler hale getirerek bir imkan sunacağız. Kooperatifçiliği, bir sosyal restorasyon sistemi olarak Türkiye'ye yeniden kazandıracağız'' diye konuştu.
-YAPI STOKUNUN DAYANIKLILIĞI VE DEPREMLER-
Bayındırlık ve İskan Bakanı Demir, Türkiye'nin yapı stokunun büyük kısmının, güvensiz ve dayanıksız yapılardan oluştuğunu kaydetti.
Bunun, mimarlık ve mühendisliği sağlıklı uygulayamamaktan ya da uygulanamamasından kaynaklandığını belirten Demir, şöyle devam etti:
''Hatta bunun nedenleri arasına, köylerden kente göçten, yerel yönetimlerin zamanında kurumsallaşmamasını ve planlama ihtiyacının önemini bilememesini, hatta bazen belki plansızlığın tercih edilmesini, kamu arazilerinin birilerinin eline geçmesi ve onların pazarlamasına fırsat vermesi gibi bir çok nedeni de ekleyebiliriz.
1999 yılında Türkiye Marmara Depremi'nde büyük bir felaket yaşadı. Ruhsatlı ya da ruhsatsız, özel ya da kamu alanında ciddi bir yapı kaybına uğrayan bir Türkiye gördük. Bize en acı, en keskin istatistik bilgileri sundu. Bütün dünyayı yeniden yapsanız, bir insanımızı geri getirme şansımız yok. Üzülerek söylemeliyim ki geri dönüp baktığımızda, kendi ellerimizle yaptıklarımızın bize geri verdi��ini bulduğumuz bir portre ortaya çıktı. Yani kısacası, adına ruhsatlı ya da ruhsatsız ne derseniz deyin, depreme ve afete dayanıksız bir yapı stoku var.''
Söz konusu dayanıksız yapıların oranıyla ilgili çok çeşitli görüşlerin bulunduğunu belirten Demir, ''Ama net ifade edelim, Türkiye'de yapı stokunun yüzde 15'i yıkıma uğrayabilecek nitelikte. Diğer yüzde 15-20 civarı da ağır ve orta hasara uğrayabilecek nitelikte. Ancak, çok kesin bir rakam yok. Bunlar, örneklemelerle yapılan değerlendirmeler. Fakat son 8 yılda bu konuda çok iyi gelişmeler oldu. Cumhuriyetin en imkanlarının olmadığı döneminde, hükümet en ağır portreyle devralınmasına rağmen, büyük bir 'kaynağa sahip çıkma' anlayışıyla, büyük bir hizmet seferberliğine geçilerek ülkedeki altyapıda iyileşmeler oldu'' diye konuştu.
Demir daha sonra, Türkiye'de ''A'' sınıfı enerji kimlik belgesi alan ilk yapı olduğu belirtilen Adana'daki Toyota Onatça Plaza'nın sahibi Süleyman Onatça'yı tebrik etti. Demir, ardından toplantıya sponsor olan firmalara birer plaket verdi. Refleks Gazetesi İmtiyaz Sahibi ve Sorumlu Yazı İşleri Müdürü Esra Özden de Demir'e vazo hediye etti.
