Mistik bir çarşı

Cevahir Bedesteni (Kapalıçarşı), ezoterik tarikat üyelerinin vazgeçemediği bir mekan. Efsaneye göre, Kapalıçarşı'da özel bir nokta, çok farklı bir zaman boyutuna açılıyor. Bu bazı tarihçiler tarafından da kabul ediliyor

takvim.com.tr takvim.com.tr
Kaynak GAZETE
Giriş Tarihi :26 Ekim 2012
Mistik bir çarşı

İÇİNDEKİLER

Sadece Türkiye'nin değil, dünyanın da en gizemli mekânlarından biri olan Kapalıçarşı, dünyanın en eski alışveriş merkezi olma özelliğine de sahip. Zira bu mistik ve kozmopolit mekân, gün içinde binlerce turisti ağırlıyor. Kapalıçarşı'nın bir diğer özelliği ise, ezoterik tarikat üyelerinin buraya gelmesi. Çünkü tarikat üyelerinin inancına göre, 'Cevahir Bedesteni'ndeki bir nokta farklı bir zaman boyutuna açılıyor. Tekin değildir denemez, ama çok mistik olduğu kesin. Fatih Sultan Mehmet, İstanbul' u aldıktan sonra şehrin dahilindeki çarşılar, dükkanlar, hanlar, hamamlar, evler ve camiler yapılmasını emretmişti. Nurusmaniye, Mercan ve Beyazıt arasında yer alan Kapalıçarşı, 64 cadde ve sokağı, iki bedesteni, 16 hanı, 22 kapısı ve yaklaşık 3 bin 600 dükkanı ile dünyanın en eski ve en büyük alışveriş merkezidir. 45 bin metrekare kapalı alana sahip olup, içinde yaklaşık 20 bin kişi çalışmakta ve mevsimine göre günde 300 ile 500 bin arasında ziyaretçi almaktadır.
Kapalıçarşı'nın çekirdeğini oluşturan İç Bedesten, yani Cevahir Bedesteni müellifler arasında tartışmalı olmakla beraber büyük olasılıkla Bizans'tan kalma bir yapı olup 48 m x 36 m ölçülerindedir. Yeni Bedesten ise 1461 yılında yaptırılmaya başlanan Kapalıçarşı'nın ikinci önemli yapısıdır ve Sandal Bedesteni olarak anılmaktadır. Burada bir yolu pamuk, bir yolu ipekten dokunan ve Sandal adı verilen kumaş satıldığı için Sandal Bedesteni ismi verildi.

HAZİNELER SAKLANDI
Fatih Sultan Mehmet'in Kapalıçarşı'nın inşaatına başladığı yıl olan 1461 Kapalıçarşımızın kuruluş yılı olarak kabul gördü. Asıl büyük çarşı ise Kanuni Sultan Süleyman tarafından ahşap olarak inşa ettirildi. Eski zenginlerin mücevher, kıymetli maden, kürk ve murassa silah gibi değerli eşyalarının yanı sıra devlet hazinesinin büyük kısmı da buralardaki kasalarda muhafaza edilirdi. Evliya Çelebi burayı muazzam güçlü bir kale gibi tanımlamıştı. 19. yüzyılın başında Haliç'in öbür yakasına Galata'ya bankalar ve bankerler yerleşmeye başlayınca imparatorluk ekonomisinin kalbi de orada atmaya başladı ve daha sonra da beyin, yani saray da o yakaya geçerek kendisine Dolmabahçe, Yıldız ve Çırağan'ı mekan tuttu. Meşrutiyet Dönemi'ne kadar lonca sisteminin işlerliğini koruduğu Kapalıçarşı'da her türlü meslek usta-çırak ilişkisi ile operatif olarak öğrenilir ve yürütülürdü. Bedesten ve Çarşı, 4. Mehmet zamanındaki 20 Kasım 1651 Tarihli yangından başlayarak 26 Kasım 1954 Tarihindeki yangına kadar 20'yi aşkın deprem ve yangın felaketine maruz kaldı.
17. yüzyılın ortalarında Kapalıçarşı'da 4 bin 399 dükkan, 2 bin 195 oda, 497 tane dolap denilen küçük dükkan, iki lokanta, on iki hazine dairesi, bir cami, on mescit, bir hamam, 19 çeşme, sekiz tulumbalı kuyu, 24 han, bir mektep ve bir türbe vardı.
Bugün dükkan ve han sayısının o zamandan daha az oluşunun sebebi daha önce Çarşı içinde bulunan Sarnıçlı Han, Paçavracı Han, Alipaşa Cami Han, Yolgeçen Han, Tığcılar Sokak, Örücüler Sokak ve Çadırcılar Caddesi gibi bazı han ve sokakların 1894 depreminden sonra başlayan ve 1898 yılında biten tadilat esnasında Çarşı'nın dışında bırakılmış olmasıdır.
Kapalıçarşı, İmparatorluk Devri'nde, ülkedeki diğer kapalı çarşılardan ayrılması için bugünkü Grandbazaar ifadesi gibi Çarşu-ı Kebir, yani Büyük Çarşı olarak anılırdı. Üç dört kuşaktan beri çarşımızda esnaflık yapan ailelerin ellerindeki Osmanlı Devri tapularında bu kayıt mevcuttur.
Kapalıçarşı'nın cadde ve sokakları o zaman aynı işi yapan insanların toplandığı yerler olduğu için kalpakçılar, kuyumcular, aynacılar, fesçiler, yağlıkçılar gibi iş kollarına göre isim aldı. Kapalıçarşı her devirde yabancı seyyahların kitaplarında ve yabancı ressamların tablolarında bir masal dünyası gibi yaşatıldı. Şairimiz Orhan Veli Kanık da; "Kapalıçarşı deyip de geçme Kapalıçarşı Kapalı kutu" dizeleriyle biten şiirinde Kapalıçarşı'yı ve gizlediği hazineleri anlattı.
Dünyanın en eski bankası, en büyük ve en eski alışveriş merkezi, en gizemli ve görkemli yerlerinden biri, belki de sekizinci harikası olan Kapalıçarşı; bugün çağa ayak uydurmaya kararlı esnafı ve yönetimi, sağlık ünitesi, postanesi, banka şubeleri, özel itfaiye teşkilatı, polis karakolu, kanunla kurulmuş özel güvenlik teşkilatı, kafe ve restoranlarıyla, içinde sakladığı tarih ve kültür hazineleri ile bu ecdat yadigarına sahip çıkacak insanlarımızı sadece müşteri gibi değil ortağı ve misafiri gibi ağırlamayı bekliyor Fatih Sultan Mehmet'in eski saray yanına yaptırdığı bedesten, sonraları eski bedesten, iç bedesten, yahut Cevahir Bedesteni diye anılmaya başlandı. Bunun ilerisine yapılan ve yeni bedesten denilen Kapalıçarşı' da bir yolu pamuk, bir yolu ipekle dokunan ve sandal denilen bir nevi kumaş satışına tahsisinden dolayı Sandal Bedesteni ismini aldı. Her iki bedestende de Fatih Devri inşa karakterleri hakimdir.
Eski zenginler, tacirler mücevherlerini ve kıymetli altın ve gümüş eşyalarını bedestendeki kasalarda küçük bir ücret mukabilinde saklarlardı. Bedestende dünyanın ve imparatorluğun her tarafından toplanmış mücevherler, altınlar, silahlar, kıymetli kumaşlar, şallar, halılar ve her nevi kıymetli eşya bulunurdu. Buradaki esnaf şehrin en zengin esnafı idi. Kapalıçarşı muhtelif tamirler gördü ve 1894 depreminden sonra esaslı tadilata uğradı. Bankaların açılmaya başlaması da bedestenlerin banka hizmetine son verilmesine neden oldu.
Bu suretle eski Bedesten, mücevherat, halı, antika eşya satışı ile hizmete başlamış, Sandal Bedesteni de faaliyetini durdurmuştu. 1914 yılında burası İstanbul Belediyesi tarafından satın alınarak bir umumi meraz yeri haline sokuldu. Sonradan neden ise bundan vazgeçildi, ama mezat birçok güzelliği de ortaya çıkartmıştı. Bu yüzden mezat olacağı günü herkes beklemektedir. Her devirde hayatımızı aksettiren Çarşı, yabancı seyyahların kitaplarında, yabancı ressamların fırçalarında binbir gece masalları gibi yaşatılmıştır. Kapalıçarşı'yı her gün ortalama 400 bin kişi ziyaret etmektedir. Kaybolmaya yüz tutmuş birçok mesleği, kendisine has kültürüyle yaşatan Kapalıçarşı, turistlerin de vazgeçemediği bir mekan.
Modern çağın gereklilikleri sonucu yapılan yeni alış-veriş merkezlerinin mimari ve kültürel dokusundan dolayı etkileyemediği Kapalıçarşı çok çeşitli ürünü birçok yerden daha ucuza sergilemektedir.

YARIN: Ruhban Okulu

HALE TAN