Yakın zamana kadar Türkiye inançlı Müslüman liderlerin yönetiminde gelişip kalkınan bir ülkeydi. Ama yürütme içindeki küçük bir grup ülkenin ilerleyişini rehin aldı. AB'ye katılma fırsatı heba ediliyor.
HÜKÜMET VESAYETİ!
Siyasette bir zamanlar ordunun elindeki hakimiyetin yerini hükümetin hegemonyasının aldığı görülüyor. Son 10 yılın başarılarının üzerine kara bir gölge düştü. İnsanların görüşlerinden dolayı sinsice fişlenmesinin, siyasi çıkarlar için devlet memurlarının durmadan yerlerinin değiştirilmesinin ve medya, yargı ve sivil topluma eşi benzeri görülmemiş biçimde boyun eğdirilişinin sonucu bu.
Hükümetin ülkede güveni, dünyada saygıyı yeniden kazanmasının tek yolu evrensel insan haklarına, hukun üstünlüğü ilkesine ve sorumlu yönetişime bağlılığını tazelemesinden geçiyor. Bu bağlılık yeni, sivillerce hazırlanmış ve demokratik bir anayasayı da içermeli.
TÜRKİYE LAİKTİR
İfade özgürlüğü demokrasinin vazgeçilmez bir parçasıdır. Türkiye'nin şeffaflık ve basın özgürlüğündeki kötü karnesi umut kırıcı.
Bir din adına siyasi iktidar sahibi olmaya çalışmak gibi bir yaklaşım İslam'ın ruhuyla çelişiyor. Din siyasetle karıştığında her ikisi de zarar görür, en çok da din...
Vatandaşları oy kullanmaya teşvik etmenin ötesinde, herhangi bir siyasi partiyi ya da adayı ne destekledim ne kötüledim. Gelecekte de yapmayacağım.
Hükümetin HSYK Yasası, internet özgürlüğünü kısıtlayan yasa ve MİT'e diktatör rejimlerinde görülen yetkiler veren yasa tasarısı, gerek AB gerekse başka Batılı merciler tarafından ciddi tenkit edildi.
Ben Türkiyeli insanların demokrasiye sahip çıkacağına ve ülkenin çıkarlarını partizan siyasi kaygıların üzerinde tutacağına inanıyorum.
DÖNMEYECEK
Son 15 yılımı ruhani bir inzivada geçirdim. Türkiye'de ne olursa olsunda aynen böyle devam etmek niyetindeyim.
Türkiye'nin mevcut sıkıntıları demokrasiyi, özgürlükleri ve hukukun üstünlüğünü ilerletmek için bir fırsat olarak görmesi için dua ediyorum. Demokratik ilkelere bağlılığımızı tazeleyerek güven ve istikrarı yeniden tesis edebilir, bölge ve dünyaya ilham vermiş Türkiye örneğini canlandırabiliriz.
F KLAVYE MEDYASI
Fethullah Gülen'in Financial Times'te yayınlanan köşe yazısı bir gerçeği tekrar gözler önüne serdi. 17 Aralık sürecinden beri aynı reflekslerle, aynı sözlerle ve hatta aynı manşetlerle yayın yapan Hürriyet ve Zaman gazetelerinin Pensilvanya'dan beslendiği bir kez daha ortaya çıktı. İki gazete dün de diğer tüm gazetelerden farklı olarak Gülen'in köşe yazısını yayınlarken, makalenin Pensilvanya'dan iki gazeteye servis edildiği anlaşıldı.