Volkan Bozkır, Almanya'nın "IŞİD'e karşı, ayrım gözetmeksizin terör örgütü PKK unsurlarına bile yardım yapabileceği" şeklindeki iddiaları hakkında şunları kaydetti:
"PKK terror örgütüdür. Çözüm süreci çerçevesinde bazı ilgililerin PKK ve lideriyle temas kurmuş olması, bunun terör örgütü olduğu gerçeğini ortadan kaldırmaz. AB, ABD ve NATO listelerinde de PKK terör örgütüdür. Bizim amacımız; çözüm süreciyle bu terör tehdidini ortadan kaldırmak. Burada PKK ve IŞİD'i biz ayırt etmeyiz, 'ikisi de terör örgütü' demekte hiçbir mahsur yoktur."
Bozkır, Almanya'nın silah yardımı yapacağı iddialarıyla ilgili "Türkiye topraklarında kime yardım yapılacağı Türk hükümetinin, Türkiye devletinin kararıyla olur. Gizli yollardan oraya buraya silah yardımı yapılması söz konusu olamaz. Eğer başka ülkelerdeki PKK birimlerine bu yardımlar yapılacaksa Alman hükümetinin bileceği iştir. Orayı daha fazla karıştırmak mı yoksa bu işi çözmek için mi yapıldığını tartışabiliriz ama bu herkesin ortak kararıyla birlikte değerlendirilmesi gereken ciddi bir husu olduğunu düşünüyoruz" dedi.
Türkiye üzerinden savaşçıların Kobani'ye geçirilmesi ve Kobani'nin kurtarılması gibi talepler olduğunu belirten Bozkır, "Sanki binlerce savaşçı Türkiye'de tutuluyormuş da Kobani'ye geçmelerine izin verilmiyormuş gibi bir algı yaratılıyor. Hadi dedik kimse yok ortada. Kobani'ye veya Suriye'ye geçmek isteyen ne savaşçı ne de askeri güç var. Daha dün Kobani'den 50 küsür savaşçı Türkiye'ye döndü. Olmayan unsurlar üzerine efsaneler yaratıp, onlar üzerine strateji inşa edip en sonunda günah keçisi gibi Türkiye'yi vurmaya çalışmak tamamen bir algı operasyonudur" şeklinde konuştu.
Bozkır, Kobani'de çatışmalar yaşandığında Türkiye'nin sınırlarını açtığını ve bir günde "138 bin Kobanili kardeşin" Türkiye'ye geldiğini ve KObani'den gelenlerin sayısının 200 bini bulduğunu, öte yandan Almanya'nın 16 bin sığınmacı almak için kamuoyunda günlerdir tartıştığını anlattı.
Türkiye'nin Suriyeli sığınmacılar için bugüne dek 4,5 milyar dolar yardımda bulunurken Batılı ülkelerin sadece 150 milyon dolar yardım yaptığını hatırlatan Bozkır, AB'nin Suriye'den gelen sığınmacılar için son olarak açıkladığı 3,9 milyon avroluk insani yardımın Türkiye'nin yaptıkları yanında "sembolik bir rakam" olduğunu söyledi.
AB Bakanı Bozkır, "(Türkiye'ye) laf söyleyecek olan ya elini cebine atsın ya askerlerine (Suriye'ye gitmeleri için) yön versin" dedi.
"AB FONLARIYLA İLGİLİ İDDİALAR YANLIŞ ALGI OLUŞTURMA ÇABASI"
Bozkır, AB fonlarının kayıt altına alınmaksızın harcandığına yönelik haberlerin gerçeği yansıtmadığını ve algı operasyonu olduğunu söyledi.
Bakan Bozkır, "Finansmanı AB'dan sağlanan fonlar kapsamında yürütülen projelere ilişkin harcamalar, AB Komisyonu ve Türkiye tarafından ortak olarak finanse edilen Program bütçeleri üzerinden yürütülmektedir. Program bütçelerinin ne kadarının AB katkısı, ne kadarının ulusal katkıdan oluşacağı AB Komisyonu ve Türkiye arasında yıllık olarak imzalanan finansman anlaşmalarında belirlenmiştir. Bu itibarla AB'den sağlanan fonların nereye, ne kadar ve kim tarafından harcanacağı, uygulama süreci öncesinden bellidir" dedi.
AB fonlarıyla ilgili harcamaların son derece şeffaf olduğunu belirten Bozkır, "Burada bir AB parasının harcanması söz konusu. AB parasının AB'nin bilgisi ve kontrolü dışında harcaması ve başka amaçlar için kullanması mümkün değildir" ifadesini kullandı.
Söz konusu harcamaların belli aralıklarla hem ulusal hem AB makamlarınca raporladığını ve denetlediğini anlatan Bozkır, söz konusu iddianın Türkiye'deki sistemle AB'nin sistemi arasında bir uyuşmazlıktan kaynaklandığını ve Türk kontrol sisteminin AB'ye uyarlanmasıyla ilgili teknik bir mesele olduğunu ve bu kapsamda AB sistemine entegrasyon çalışmalarının Maliye Bakanlığınca sürdürüldüğünü kaydetti.
Bozkır, "AB fonlarının her kuruşunun AB standartlarında harcandığı ve takip edildiği isteyen herkes inceleyebilir. Yanlış bir algı oluşturma çabası olduğunu düşünüyorum. Bununla ilgili hiçbir soru işareti yok, ilerleme raporlarında bahsi geçmiyor" diye konuştu.
HSYK
AB Bakanı ve Başmüzakereci Bozkır, yargının bağımsızlığı, tarafsızlığı ve saygınlığının birinci öncelikleri olduğunu ve AB katılım müzakerelerinin yavaşladığı dönemlerde bile Türkiye'nin yargı reformlarına devam ettiğini belirtti.
Volkan Bozkır, "Pazar günü gerçekleştirilen HSYK seçimleri gerçekten Türkiye'nin yüz akı. AB tarafından takdirle karşılandı. Muhataplarımızın dikkatini çekti ve övgüsüne mazhar oldu" dedi.
Bozkır, Türkiye'de çıkacak yasaların önceden AB Bakanlığı ile istişare edileceğini, bunun talimatının (diğer bakanlıklara) verildiğini ve iç güvenlik yasa taslağının henüz kendilerine ulaşmadığını söyledi.
YENİ AB İLETİŞİM STRATEJİSİ
Yeni AB iletişim stratejisini de açıklayan Bozkır, Türkiye'dei AB algısı ve Avrupa'daki Türkiye algısının "hasar görmüş resimler olduğunu ve doğru resimlerle değiştirilmesi gerektiğini" söyledi.
Bozkır, yeni strateji kapsamında Türkiye'deki 90 bini aşkın sivil toplum örgütüyle yakın çalışacaklarını belirtti.
Bakan Bozkır, "Yeni AB İletişim Stratejisi, AB Stratejimizin, reform ve dönüşüm amaçlı ilk iki boyutunu destekleyerek, hayata geçirdiğimiz siyasi ve sosyo-ekonomik reformların toplum tarafından içselleştirilmesine ve AB kamuoyunda Türkiye algısının sağlıklı bir şekilde oluşturulmasına katkı sağlayacaktır" dedi.
Ülke içinde ve AB kamuoyunda katılımcı ve proaktif bir iletişim stratejisi uygulayacaklarını anlatan Bozkır, klasik iletişim yöntemlerinin yanı sıra bilginin en hızlı şekilde hedef kitleye ulaşmasını sağlayan sosyal medya ve dijital teknolojileri de en etkin biçimde kullanacaklarını belirtti.
Volkan Bozkır, yurt içi iletişim boyutu kapsamında temel hedeflerinin Türkiye'de AB'ye yönelik kamuoyu desteğini artırmak ve AB'nin bir çağdaşlaşma ve demokratikleşme projesi olduğunu halka anlatmak olacağını ve AB katılım sürecinin ancak milletin katılım ve katkısıyla tamamlanacağını ifade etti.
Bozkır, "İletişim stratejisinin önümüzdeki dönemde daha fazla ağırlık vereceğimiz yurt dışı boyutu çerçevesinde ise AB kamuoyunun doğru resme bakmasını sağlayarak Türkiye'nin AB üyelik sürecine ilişkin desteği artırmayı ve 'Güçlü Türkiye, Güçlü AB' vurgusuyla Türkiye'nin AB'ye sağlayacağı katkıları öne çıkarmayı amaçlıyoruz" dedi.
Bu kapsamda birçok projeyi hayata geçireceklerini anlatan Bozkır, önümüzdeki dönemde AB fonlarından 180 milyon avro düzeyinde bir kaynağın sivil toplumun ve sivil toplum diyaloğunun güçlendirilmesi için kullanılacağı bilgisini verdi.
Bozkır, "Avrupa Birliği İletişim Stratejisinde atıf yaptığımız bir diğer önemli konuda Türkiye-AB arasındaki kültürel ilişkilerin güçlendirilmesi ve ortak kültürel mirasın öne çıkarılmasıdır" diyerek, bu kapsamda Gaziantep'te kurulacak Türkiye-AB Anadolu Arkeolojisi Enstitüsü ile ortak kültürel mirasın öne çıkarılacağı yeni bir projeyi hayata geçireceklerini ve bu çalışmayı Kültür ve Turizm Bakanlığı ve Gaziantep Büyükşehir Belediyesi ile işbirliği içerisinde yürüteceklerini anlattı.