Diyarbakır, Ulu Cami önünde dini kitap satıcılığı yapan
Ahmet Sapmaz'ın (32) ağabeyi
Mehmet Sapmaz, bölgenin en karanlık dönemi olarak bilinen 1990'lı yıllarda
Hizbullah tarafından katledildi.
Mehmet Sapmaz'ın geride bıraktığı eşi ve iki çocuğuna o dönem daha lise çağında olan kardeşi
Ahmet Sapmaz töre gereği sahip çıkmak zorunda kaldı. Farklı hayaller kurarken kendini bir anda aile sahibi olarak buldu. Aile büyüklerinin verdiği karara çok direnemedi. Yengesi ile evlendi. Yıllar geçti. Bu evlilikten iki çocuk sahibi oldu. Seyyar satıcılık yaparak 6 kişilik ailesinin hayatını sürdürmeye çalıştı. Bir günde hayatı değişen Sapmaz
'Terör Mağdurları Yasası'nın çıkmasının ardından, devletin ilgili kurumlarına savcılıktan aldığı evrekları gönderdi. Ancak herhangi bir sonuç elde edemedi. Hayata tutunmaya çalışan genç adam maddi zorluklar yaşamaya başladı. Her şey düzelecek diye beklerken eşi tarafından terk edildi. Köyde milletin dile düştü.
'HAYALLERİM BAŞKAYDI'
Kitap satıcılığının baba mesleği olduğunu belirten Ahmet Sapmaz, "Ağabeyim
Mehmet Sapmaz terör örgütü tarafından öldürüldü. Ben de çocuklarını ve eşini
töre gereği himayem altına almak zorunda kaldım. Başka hayallerim vardı. Buna mecbur olmayan halimden anlamaz ama devlet yasa çıkardı. Eşim beni terk edince herkes konuşmaya başladı" dedi. Aylık gelirinin asgari ücretin altında olduğunu, ikisi ağabeyinin 4 çocuk olmak üzere 6 kişiyi bu gelirle geçindirmeye çalıştığını anlatan Sapmaz, "Çocuklarımın biri 19 yaşında, en küçüğü 8 yaşında. Hepsini okutmaya çalışıyorum. Ama geçinemiyoruz. Bu yüzden yuvamız yıkıldı" diye konuştu.
'DEVLET YARDIM ETSİN'
Ahmet Sapmaz'ın annesi
Aliye Sapmaz ise "Çok üzülüyor.
Töre bir kere oğlumun hayatını karartı. Şimdi hanımı da çocuklarını da yanına alıp, terk etti. Devletten yardım bekliyoruz" şeklinde konuştu.
