KASET ONLARIN İŞİ
Rahmetli Kaşif Kozinoğlu (MİT Dış Operasyonlar Dairesi başkanı) 3 satırlık bir yazı yüzünden tutuklandı. O yazı Oda TV'de bulunduğu iddia edilen bir belgedeydi. O belgede "Kozinoğlu'dan gelen bilgileri değerlendirin" şeklinde bir ifade vardı! Kozinoğlu, bu yazı yüzünden tutuklandı.
Cemaat beni 4 ayrı örgüt üyesi yaptı. Sahte belgelerle başıma gelmeyen kalmadı. Hrant Dink'i 2, Susurluk'u 3 tane müfettiş inceledi. Benim için tam 14 müfettiş görevlendirildi.
Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ'a, Aziz Yıldırım'a, Ergenekon ve Balyoz'da tutuklanan birçok subaya kumpas kuruldu. Tahşiyeciler de bu kumpaslardan biriydi. Bunlar dışında tanınmayan binlerce insan kumpasa kurban gitti. n Deniz Baykal ve MHP'ye yapılan kaset olayları cemaatin işi. Bundan adım kadar eminim. MHP'lilerin kasetlerini direkt Özel Yetkili Mahkemeler'e yönlendirerek üzerini kapattılar. Diledikleri davaları ÖYM'lere sevkederek korku oluşturdular. n Cemaat her olayı insanları hapse atmak için kullandı. Bunlara Muhsin Yazıcıoğlu ve Özal'ın ölümü de dahil. "Seni Özal davasında bulaştırırım" tehditleriyle insanlara tuzak kurdular. Ayrıca cemaat yargıyı ele geçirdi. Sahte deliller uydurup insanları içeri attı.
17-25 Aralık operasyonları, hükümeti bertaraf etmek için yapıldı. Ben sizin cemaatin sahtekarlıklarını biliyorum. Bu sahtekarlıkları ayıklamadan kimseyi suçlayamam. Türkiye'de binlerce kişi dinlendi.
Operasyonlar öncesi kamuoyu hazırlanıyordu. Cemaat bunu çok organize bir biçimde yürütüyordu. Cemaatin yaptığı suçların daha yüzde 10'u ortaya çıkmadı! Halen yavaş kalındığını, suçların ortaya çıkarılmadığını düşünüyorum.
Cemaat denilen olgu, sadece iktidarın değil, tüm devletin halkın karşısındadır. Hiçbir iktidar böyle bir oluşumu kabul etmez. Yönetimdeki insanlara yalan ve yanlış bilgi gönderirseniz onları yanlış yönlendirirseniz onların suçu ne olur!
Ben cezaevinden inanılmaz şeyler öğrenerek çıktım. İkinci kitabım da Haliç'teki Simonlar'ın devamı olacak. Cezaevi sürecinde yaşadıklarım, elde ettiğim yeni bilgiler bunları yazıcam.
Mehmet Baransu'nun hakkımdaki kitabı iftira ve sahtekarlıkla doludur. Cemaatin yardımıyla yazıldığı da açıktır. Vicdan kanatan kanat Öte yandan Yargıtay 9'uncu Ceza Dairesi, Hanefi Avcı'nın mahkumiyetini de onadığı "Devrimci Karargah Davası" kararında bir dizi tartışmalı yorum yaptı. Buna göre, delil olmadığı için vicdani kanıya göre verilen mahkumiyet kararında isabetsizlik görülmedi. Avcı'nın diğer sanığa, hakkında telefon dinleme kararı olup olmadığını araştırırken, "seni dinleyenler cemaatin adamları" demesi örgüte yardım olarak değerlendirildi. TCK'da "terör örgütüne yardım" suçu sadece "silah yardımı" olarak tanımlanırken, Yargıtay "örgüt mensuplarını araştırmak da yardımdır" dedi. Yargıtay, terör örgütüne yardımın, örgüte ulaşmasının şart olmadığını belirtti.
ADALET BAKANI: ÜNLEMLE KARŞILIYORUM
Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, Yargıtay 9'uncu Ceza Dairesi'nin eski Emniyet Müdürü Hanefi Avcı'ya verilen hapis cezasını onamasına ilişkin konuştu. Bakan Bozdağ, "Bir yasal sürecin arifesinde kararın verilmiş olmasını herkes gibi ben de bir ünlem işaretiyle karşılıyorum" diye konuştu.
TUZAK VE KURGU
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve parti sözcüsü Beşir Atalay, Yargıtay'ın Hanefi Avcı kararını değerlendirdi. Çıkan kararın yargı içindeki paralel yapı oluşumundan kaynaklandığını ifade eden Atalay, "Bir değerli çalışma arkadaşım, benim içişleri bakanı olarak emniyet müdürümdü. Dün bir karar çıktı bugün o tartışılıyor. Bunlar yargı içindeki bu oluşumdan dolayı meydana geliyor. Yürütülen süreç tam bir tuzaktır, kurgudur" dedi.
Ersan ATAR