'SAKINCALI' TAKİBİ
Kitapta yer alan belgelerde, İstiklal Marşı'nın yazarı, Milli Mücadele'deki vaazları, Kurtuluş Savaşı'nı veren ilk Meclis'te milletvekilliği yapan, Anadolu'da isyanları bastırmak için il il gezerek halkı İstiklal Savaşı'na çağıran Mehmed Akif'in, kendi ülkesinde 'sakıncalı', 'mürteci' 'tehdit' durumuna nasıl düşürüldüğü anlatılıyor. Belgeler, Mehmed Akif'in Mısır'a neden gittiği, neden 11 yıl ülkesine dönmediği, peşine hafiye (ajan) takılıp takılmadığı, hilafet, şapka, cumhuriyet ve yöneticileri için neler düşündüğünü aktarıyor. Kitapta yer alan en önemli nokta ise Cumhuriyetin ilanı sonrası, 'İslamcı/ dindar' bir şair olan Mehmed Akif'e yeni rejimin nasıl baktığını gözler önüne seriyor.
ESKİ TÜRKİYE'NİN UTANCI
Yazar Coşkun, "Belgelere ulaşınca, itiraf etmeliyim ki; içim bir kez daha burkuldu. Bir kez daha ceberrut, milletin değerlerini tehdit gören 'Eski Türkiye' ile utandım. Hazindir ki; yüzümüze çarpan gerçek şuydu; bir milletin İstiklal Şairi, 'İrtica-906' dosyası ile bir hain gibi izlenmiş, vatana bu kadar emeği geçen bir insan, çeşitli ithamlarla yaftalanmış. Yazdığı kitaplar bu ülkeye sokulmamış, Safahat'ı için 'imha edilmesi' talimatı dahi verilmişti. Belgeler 'Eski Türkiye'nin bir gerçeğiydi. O gerçek tüm çıplaklığı ile yüzümüze çarpıyordu. Dosyalar arasında gözlerim, milli şaire, maaş ödendiğini, yurda dönüşünde törenle karşılandığını, ona yakışır bir merasimle ebediyete uğurlandığını gösteren bir satır da aradı. Ama nafile"
dedi.
SAFAHAT İÇİN İMHA EMRİ
1925-1964 tarihleri arasında tutulan resmi belgelerde;
Mısır'da bulunan Mehmed Akif hakkında yazılan istihbarat takip raporları,
Şapka, hilafet, laiklik için neler söylediği,
Safahat isimli eserinin nasıl toplatılıp imha edildiği, gibi detaylar yer alıyor.
Mesut ALTUN