PİLOTLARIN 84'Ü AMERİKALI
Suudi Arabistan, operasyona 100 uçakla katıldı. Pilotlardan 84'ünün ABD'li olduğu öğrenildi. Birleşik Arap Emirlikleri 30, Bahreyn 15, Kuveyt 15, Katar 10, Ürdün 6, Fas 6, Sudan ise 3 uçakla operasyona dahil oldu. Husiler de uçaksavarlarla bombardımana karşılık verdi. Mısır'a ait 4 savaş gemisi de Süveyş Kanalı'na yöneldi. Bombardımanda 25 sivil ölürken 40 kişi de yaralandı. Suudi Arabistan'ın ABD Büyükelçisi Adel el Cubeyr, "Hadi'nin meşru hükümetini korumayı hedefliyoruz" derken İran'dan ilk açıklama geldi. İran Dışişleri Bakanı Cevad Zarif, "Yemen'in egemenliğine yönelik Suudi önderliğindeki operasyon derhal durdurulmalı" dedi. Öte yandan Beyaz Saray Sözcüsü Bernadette Meehan, ABD Başkanı Barack Obama'nın, Yemen'e yönelik askeri operasyona dair lojistik ve istihbarat destek yetkisini verdiğini söyledi. Los Angeles Times gazetesindeki haberde ise Husi militanlarının, Yemen'deki ABD operasyonlarıyla ilgili gizli istihbarat dosyalarını ele geçirdiklerini ileri sürdü. Habere göre belgeler, İranlı yetkililere teslim edildi. Husiler, önceki gün ABD'nin kısa bir süre önce askeri üs olarak kullandığı Aden'deki üssü ele geçirmişti.
TÜRKİYE DE DESTEKLİYOR
Operasyona Türkiye de onay verildi. Dışişleri Bakanlığı, Ankara'ya Suudi Arabistan tarafından önceden bilgisi verilen askeri harekatı Türkiye'nin desteklediğini bildirdi. Açıklamada, "Seçimle işbaşına gelmiş meşru Devlet Başkanı Hadi'nin talebi üzerine, bölge ülkelerinden oluşan bir koalisyon gücü tarafından Husiler'e karşı başlatılan askeri harekatı destekliyor; bu harekatın ülkede ortaya çıkan iç savaş tehlikesinin önlenmesine ve meşru devlet otoritesinin ihya edilmesine katkı sağlayacağına inanıyoruz" denildi.
ABD'DEN DESTEK GELDİ
ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcülerinden Jeff Rathke, Suudi Arabistan ve diğer ülkelerin Yemen'deki duruma karşı kaygılarını anladıklarını ve bu nedenle "Kararlılık Fırtınası" operasyonlarını desteklediklerini açıkladı. ABD olarak Yemen'deki duruma sadece askeri çözümün yeterli olmayacağına inandıklarını, sorunun giderilmesinin en iyi yolunun siyasi müzakereleri desteklemekten geçtiğini dile getiren Rathke, "Ancak, özellikle de Husilerin anlamlı bir siyasi diyalog sürecine katılmakta başarısız kalması da dikkate alındığında Suudilerin kaygılarını da anlıyoruz" dedi.
KRİTİK NOKTA BAB-ÜL BOĞAZ'I
Arap Baharı sürecinde, Ali Abdullah Salihi iktidarının devrildiği Yemen'de hem El Kaide hem de IŞİD tehdidi vardı. Ancak İran destekli Husiler'in başkent Sana'yı ele geçirmesiyle ülke iyice karıştı. Suudi Arabistan'ın operasyona müdahale etmesi ise olası bir "Tahran-Riyad savaşını" gündeme taşıdı. Çünkü Suudi Arabistan halihazırda, İran'ın Irak ve Suriye'deki varlığına karşı çıkıyor. Suudi Arabistan ile İran'ın Yemen'deki çekişmesinin esas nedeni ise Bab-ül Mendeb Boğazı. Riyad yönetimi Kızıldeniz'in Hint Okyanusu'na açıldığı Bab-ül'ün, Husiler'in eline geçmesini engellemek istiyor. Çünkü Husiler, boğazı ele geçirdikleri takdirde İran, Arap Yarımadası'nın batı ucundaki deniz yolunu da kontrolü altına almış olacak. Bu durumdaysa, Suudi Arabistan kendini İran tarafından daha fazla kuşatılmış hissedecek.
HADİ RİYAD'DA
Husiler'in ülkede büyük bir bölümü ele geçirmesinin ardından Cumhurbaşkanı Mansur Hadi, Suudi Arabistan'ın başkenti Riyad'a gitti. Hadi'yi Suudi Arabistan Savunma Bakanı Emir Muhammed bin Selman bin Abdulaziz ve İstihbarat Başkanı Halid bin Ali bin Abdullah el-Humeydan karşıladı.
Körfez ülkelerinden oluşan koalisyon, başkent Sana'yı ele geçiren Şii Husiler'i bombaladı. Hava operasyonu sürerken Suudi Arabistan'ın 150 bin askerini de Yemen sınırında beklettiği kaydedildi. Pakistan ve Mısır'ın da kara harekatına destek verdiği öğrenildi.
