Davutoğlu, AK Parti Genel Merkezi'nde, TBMM Başkanlığına İsmet Yılmaz'ın seçilmesi nedeniyle düzenlenen resepsiyonda, gazetecilerin sorularını yanıtladı.
Başbakan Davutoğlu, bir gazetecinin, "Sayın Bahçeli'nin tavrını diğer partiler eleştirdiler. Eleştirirken de bunun bir AK Parti ve MHP koalisyonunun işareti olabileceğini, hem CHP hem MHP belirtti. Şunu da eklediler; özellikle de HDP'den, bu savaş hükümeti olur iddiası geldi. Hem açıklamalarını hem de bu iddiaya ne dersiniz" şeklindeki sorusu üzerine, "Ben ilk günden şunu söyledim; Meclis Başkanlığı seçimleri koalisyon müzakerelerinin parçası, işareti olmaz. Yani genel beklenti şuydu; biz perde gerisinde bazı temaslarla Meclis Başkanlığını koalisyon hesapları içinde değerlendireceğiz. Bunun olmayacağını ilk günden söyledim ve hiçbir arkadaşımız, hiçbir partiyle hiçbir şekilde böyle bir müzakere içine girmedi" şeklinde konuştu.
"MHP'nin, Meclis Başkanlığı seçiminde aldığı tutum da koalisyonla ilgili bir mesaj vermez" diyen Davutoğlu, şöyle devam etti:
"MHP'nin hangi saiklerle böyle bir tutum aldığı, tamamıyla onların kendi iç kararlarıdır, iç karar süreçlerinin sonucudur ve biz buna saygı duyarız. Bunu tartışmayız. Bugün diğer partilerin MHP ile ilgili yaptıkları değerlendirmeleri de ben siyasi ahlak bakımından doğru bulmuyorum. Başka partilerin aldığı kararlar tamamıyla o partilerin kendi iç takındıkları tutumdur. Ben bu kararı, başka bir karar almış olsalardı da tartışmazdım."
HDP'YE SERT TEPKİ
HDP'nin "savaş hükümeti" şeklindeki söylemiyle ilgili de değerlendirmelerde bulunan Davutoğlu, şöyle dedi:
"Savaş gibi bir ifadeyi TBMM çatısı altında kullanmak sorumsuzluktur. Yüzde 87 katılımla, yüzde 95'in temsil edildiği bir meclis yapısı ortaya çıktıktan sonra hala savaştan bahsetmek bir bilinç altı yansımasıdır. Dillerinde demokrasi var, dillerinde özgürlük var, barış var ama bilinç altlarında hala demek ki savaş var. Nereden çıkartılıyor savaş hükümeti? Hangi temele dayalı olarak bunu iddia ediyor? Hangi hakla, yıllardır çözüm sürecinin mimarlığını yapmış AK Parti'yi savaşla itham edebilir? Hangi hakla, Milliyetçi Hareket Partisi ya da CHP'yi daha kimle koalisyon yapacağımız belli değilken başka partiler hakkında bu tarz bir ithamda bulunabilir? Bu açık bir sorumsuzluk ve kendi bilinç altlarının yansımasıdır. Bunu yapacağına öncelikle kendisi çıksın, 'biz artık Türkiye'de 80 milletvekiliyle parlamentoda temsil ediliyoruz. Kandil'e de ihtiyaç yok, dağa da ihtiyaç yok. Türkiye'nin dağları da barış içinde olsun. Türkiye'nin şehirleri de kardeşlik, hukuk etrafında demokrasi haklarının kullanılabildiği ortamda olsun' desin de önce kendisi, savaşa ilkesel olarak karşı çıksın da sonra başkalarının savaştan ya da barıştan yana olduğunu söylesin. AK Parti'nin herhangi bir silahlı yapıyla bağı veya diğer partilerin söz konusu değil Türkiye'de ama HDP önce kendisinin silahlı örgütlerle ilişkisinden bahsetsin. Ondan sonra barıştan konuşma hakkına sahiptir."
Meclis Başkanlığı seçim sonucunun, MHP ile AK Parti arasında doğal bir yakınlaşma sağlayıp sağlamayacağı yönündeki bir soruyu da yanıtlayan Davutoğlu, "Dediğim gibi bu MHP'nin kararıdır. Dün biz MHP'ye ve CHP'ye hangi uzaklıktaysak yine aynı uzaklıkta veya aynı yakınlıktayız. Burada değişen bir tablo yok. Daha oturulmuş, konuşulmuş değil ama ben MHP'nin kararına saygı duyuyorum. Çünkü kendi adaylarının arkasında durdular. Bunu böyle görün. Yani bize oy vermediler. Diğer adaya oy vermeyi de uygun görmediler. Bu onların kararı. Ona sayı duyulur ama dediğim gibi koalisyon görüşmeleri ayrı mantıkta yapılır" şeklinde değerlendirmede bulundu.
Başka bir gazetecinin, AK Parti'nin koalisyon sürecinde CHP ve MHP beyannameleri üzerinde çalışma yapan komisyonlar kurduğunu belirterek, bu komisyonlardan gelen ilk izlenimi sorması üzerine de Davutoğlu, şunları kaydetti:
"AK Parti'nin kiminle koalisyon kurup kurmayacağı, MHP yada CHP'nin işi değil. MHP de üslup olarak bize görev yüklemeye çalışıyor, kendine görev biçiyor. Bu da onun haddi değil. HDP ise baştan itibaren savaş vesaire başka şeylerin içinde, yaklaşımların içinde."
AK Parti'nin ise ilk günden itibaren, "bütün partilere açık olduğunu" ifade ettiğine işaret eden Davutoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Sonra kendi iç mutfağımızı çalıştırdık. Yani AK Parti'de istişare, bizimle istişare edilmeyen hiçbir kurumsal yapı, heyet, kurul kalmadı. Teşkilat, kadın kolları, gençlik kolları, herkes geldiler, bizzat ben dinledim. Yani birileri dinleyip, rapor versin demedim. Gece yarılarına kadar AK Parti Genel Merkezi'nde çalıştım. Dün gece, 02.30'a kadar buradaydım. Mesele bir partinin ortak, kolektif aklını harekete geçirmek, kolektif vicdanını harekete geçirmek."
KOALİSYON SÜRECİ İÇİN 5 KOMİSYON KURULDU
Koalisyon süreci için AK Parti olarak komisyonlar kurduklarını bildiren Davutoğlu, "Bu istişareyle birlikte üç komisyon kurduk, hemen. Bir hukuk komisyonu yani müzakere sürecinde koalisyon müzakere süreci, başkanlık seçimiyle ilgi bütün hukuki prosedürleri bana aktaran hukukçularımızdan oluşan bir komisyon. Mehmet Ali Şahin başkanlığında, bütün hukukçular orada. Olabilecek her şey, bugün dahi toplandık, işte müzakere, hükümet kurma sürecinde, şu aşamada şöyle sıkıntı çıkabilir, şöyle olumlu bir adım atılabilir, hukuku mütalaalar, onlar bana getiriliyor. Bir ekonomi komisyonu kurduk. Türkiye ekonomisi, şu anda artmaya devam ediyor. Bir bugünkü şartlarda ekonomide ne yapmamız lazım, iki şu veya bu parti ile ilişki kurduğumuzda koalisyon kurma senaryolarında, ekonominin temel unsurlarını, bunlara çalıştık" dedi.
MHP VE CHP SENARYOLARI İÇİN İKİ ALT KOMİTE
Soru üzerine, Ekonomi Komisyonunun başında, Başbakan Yardımcısı Ali Babacan'ın bulunduğunu söyleyen Davutoğlu, üçüncüsünün de bizzat kendisinin koalisyon tecrübesi olanların yer aldığı ve siyasi olarak müzakerelerin ulaşabileceği seyri üzerinde çalışan komisyon olduğunu kaydetti. Bu komisyonun üyeleriyle dün bir araya geldiğini belirten Davutoğlu, şunları söyledi:
"Orada da MHP ve CHP senaryoları üzerinde çalışan iki alt komite kurduk. Onun için 5 dedim. Onlar da ciddiyetle çalışmalarını yürüttüler. Bana sundular. Burada neyi konuşuyoruz, bir, her şeyden önce yöntem ne olacak? Yol haritası, zamanlama itibarıyla ve muhteva. Bütün bunları derinlemesine çalışıyoruz. Yani tabiri caizse millet bize bir ev ödevi vermiş. Dedi ki 285 milletvekiliyle biz başka bir çalışma temposu içinde olacaktık şimdiye kadar hükümet kurulmuş ve başka işler yapıyor olacaktık ama millet dedi ki 'ben sana o ev ödevini değil de şu ev ödevini veriyorum. Ülkeyi hükümetsiz bırakma. Sen birinci partisin, en büyük partisin. Sorumluluk içinde bunun gereğini yap ama biriyle uzlaş.' Şimdi biz de tabiri caizse her yere sondajımızı kuruyoruz. Nerede uzlaşılır uzlaşılmaz, ne problem olur, ne olmaz bunu çalışıyoruz.''
"KOALİSYONA EN AZ İHTİYAÇ HİSSEDEN PARTİ AK PARTİ'DİR"
Diğer partilerin ise "kırmızı çizgiler, dışlamalar, blok, kutup" diyerek zaman kaybettiğini kaydeden Davutoğlu, sözlerine şöyle devam etti:
"Onlar da aynısını yapsalar, deseler ki AK Parti ile müzakere edeceğiz, çünkü tablo ortaya çıktı ilk günden belliydi AK Parti'siz bir koalisyon olmayacağı ilk günden belliydi ama öyle bir psikolojiyle seçim kampanyası yürüttüler ki AK Parti karşıtlığı kendi aralarındaki ilişkinden daha önemli hale geldi. O karşıtlığı bir anda zihinlerinden atamıyorlar. Halbuki şu anda karşıtlık siyaseti değil, uzlaşma siyasetinin hakim olması lazım. Buna da açık söylüyorum bir koalisyona en az ihtiyaç hisseden parti, AK Parti'dir, yani en az. Ülkeyi hükümetsiz bırakmamak anlamında sorumluluk bizde. Nihayet öyle bir şeyle hani diğer partiler uzlaşmaz bir tutum sergilerlerse bunda bizim kaybımız diğerlerinden daha fazla olur, diye bir şey yok."
"TEK TARAFLI OLSA 1 GÜN DERİM"
Gazetecilerin, "hükümet kurmak için 45 günün tamamını kullanacak mısınız?" yönündeki sorusuna Davutoğlu, "Tek taraflı olsa bir gün derim. Türkiye'nin bir saat bile hükümetsiz kalmaya tahammülü yok ama muhatapların tutumuna bağlı. Şu anki muhataplarımızın tutumu çok iyimser bir zamanlama yapmamı zorlaştırıyor" yanıtını verdi.
İlk turda tüm liderlerle görüşeceğini belirten Davutoğlu, "Burada edindiğim ilk intiba da bir işaret verir ama şimdiden karşı tarafın pozisyonunu bilmeden bir hükümde bulunmam" dedi.
Koalisyon görüşmelerinin kamuoyu önünde şeffaf şekilde olacağını dile getiren Davutoğlu, şöyle konuştu:
"İlk gün dendi ki '17-18 milletvekilini AK Parti transfer eder mi'. Güneş Moteli... Güneş Moteli'ni halen unutmuş değilim... Sayın Ecevit dürüstlüğüyle anılır ama Güneş Motel bir leke kaldı. Davutoğlu ismini Güneş Moteli gibi bir operasyonla andırır mıyım? 'İşte son anda 60-70 AK Parti milletvekili şuraya oy kullanıyor'. Günlerdir bunu tartıştınız bana sormadınız. Sorsaydınız derdim. Dün de söyledim. Böyle bir şeye ben izin vermem. Kaybederim seçimi ama buna izin vermem. Çünkü AK Parti'nin bütünlüğünün bozulduğu imajı, Meclis Başkanlığını kaybetmekten daha tehlikeli bir şeydir. Buna izin vermem. Onun için açıklama yapmak zorunda kaldım. Baktım ki herkes her türlü görüş ifade ediyor. Dolayısıyla herşey şeffaf olacak ve yola çıkmadan önce görev aldığımda bunu önce kamuoyuyla paylaşacağım."
"DEMİRTAŞ'A SORMAK LAZIM"
Sınırdaki olaylara ilişkin de Davutoğlu, "Sınırımızdaki olayla ilgili bizim Silahlı Kuvvetlerimize de talimatımız nettir. Sınır boylarımızda da ve özellikle PKK'nın son dönemlerde tacizlerinin artması bağlamında, kim Türkiye'nin güvenliğine açık saldırı şeklinde teşebbüste bulunursa cevabını fazlasıyla alır. Bu konuda hiçbir tereddüt göstermeyiz" ifadelerini kullandı.
"Türkiye'nin kararlılığı bilinmesine rağmen PKK neden böyle tacizlerini arttırıyor olabilir?" sorusuna karşılık Davutoğlu, şunları söyledi:
"Bunu her gün 'savaş' sözcüğü kullanan Demirtaş'a sormak lazım. Böyle bir başarılı bir seçimden sonra Türkiye'nin kamu düzeninin ve huzurunun tehdit edilmesine izin vermeyiz. 'Öyle olursa Türkiye kana bulanır' gibi bir yerlerden verilen mesajlara baktığınızda 'Şu koalisyon kurulursa Türkiye kana bulanır'... Sizi 80 milletvekili ile parlamentoya getiren milli irade ne kadar saygın ise şu veya bu koalisyon yapısı, siz koalisyon dışınızda kaldınız diye saygınlığını yitirmez. Bu konuda tutumumuz açık."