Sivil toplum kuruluşu temsilcilerinin katılımıyla düzenlenen basın toplantısında, platform adına hazırlanan ortak açıklamayı İlim Yayma Cemiyeti Genel Başkanı Yusuf Tülün okudu.
Tülün, Türkiye'nin yeniden dirilişi, şahlanışı ve doğuşu yaşadığını, ekonomide önemli gelişmeler kaydedildiğini belirterek, "Özgürlükler genişliyor, vesayet geriletiliyor, millet hem birbiriyle hem de devletiyle kucaklaşıyor ve helalleşiyordu. Türkiye mazlumların sesi oluyor, Müslümanlar başta olmak üzere yeryüzündeki tüm mağdurların haklarını cesaretle savunarak coğrafyasında yıldızını daha güçlü parlatıyor, küresel bir umut ışığı haline geliyordu. Her şeyden önemlisi binlerce canımızı, gencecik fidanlarımızı bizden koparan terör belasına karşı kararlı bir duruş sergileniyordu. Türk ve Kürt kardeşliğinin tamiri adına cesur adımlar atılıyordu" diye konuştu.
"78 MİLYONUN KARDEŞLİĞİ HEDEF ALINDI"
Tüm bu gelişmelerin yaşandığı dönemde Gezi olaylarının, 17-25 Aralık darbe girişimlerinin gerçekleştiğini dile getiren Tülün, şöyle devam etti:
"Bu olaylarla 78 milyonun kardeşliği hedef alındı. Yurtiçinde ve yurtdışında yapılan algı operasyonlarıyla istikrar zedelendi. Yalan haberlerle, dezenformasyonlarla, çarpıtmayla, sistemli saldırılarla, seçmen tercihlerine yönelik tehditlerle, milli irade etki altına alındı. 7 Haziran seçimlerinin hemen ertesinde tam da istikrara yönelik kaygılar artmışken, bu kez eli kanlı terör örgütü devreye girdi. Kürtlerin yüzlerce yıllık sorunlarının kararlılıkla çözüldüğü, Türk ve Kürt kardeşliğinin tarihi bir onarım sürecine girdiği anda, bölücü terör örgütü adeta Türkiye düşmanlarından talimat almışcasına, alçakça ve kahpece, polisimize ve askerimize, sivil vatandaşlarımıza saldırmaya ve kan akıtmaya başladı."
"OYNANAN OYUNU GÖRÜYORUZ"
Yusuf Tülün, terör olaylarının arttığı dönemde medyanın ve sivil toplum kuruluşlarının olayların karşısında durmak yerine, bunlara destek verdiğini kaydetti.
Bazı kesimlerin de ikbal ve şahsi çıkarlarını devlet ve milletin önüne koyduğunu ifade eden Tülün, şunları söyledi:
"Sorumluluk üstlenmek yerine 'Hayır' diyenler, TBMM çatısı altında terörü savunanlar, dini yapılanma görüntüsü altında vatanına ihanet edenler, her gün yalan haber yaparak kamuoyunu yanıltanlar, çirkin iftira ve ithamlarıyla Türkiye'yi dünyaya farklı şekilde yansıtanlar aynı hizada buluştular. Terörü aklama, teröristi perdeleme, gerçek sorumluyu gizleme çabası içine girdiler. Bizler bu toprakların ve bu milletin sevdalısı sivil toplum kuruluşları olarak oynanan oyunu çok net görüyor ve bu kirli senaryoyu yakından takip ediyoruz."
"ERDOĞAN'A YAPILAN SALDIRILARIN FARKINDAYIZ"
Tülün, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a yönelik söylemleri de eleştirerek, şu değerlendirmelerde bulundu:
"Türkiye Cumhuriyeti'nin Cumhurbaşkanı, Başkomutan, milletimizin birliğinin temsilcisi, yeni Türkiye'nin mimarı, 78 milyonun kardeşliği için cesaretle mücadele eden Recep Tayyip Erdoğan'ın terör örgütlerinden siyasi partilere, medyadan sivil topluma, hainlerden Türkiye düşmanlarına kadar kirli bir ittifakın nasıl hedefi haline getirildiğini, şahsının ve ailesinin nasıl bir saldırı altında olduğunu da sabırla müşahede ediyoruz. Erdoğan'ın şahsında aslında ülkemize, milletimize, milli iradeye, değerlerimize, kazanımlarımıza, birlik ve beraberliğimize saldırı yapıldığını biliyoruz."
Terörün, ezeli Türk ve Kürt kardeşliğini zedelemesine izin vermeyeceklerine vurgu yapan Tülün, ırkçılığın bir hastalık olduğunu söyledi.
Yusuf Tülün, bu hastalığın Türk ve Kürt kardeşleri arasında yayılmasına seyirci kalmayacaklarını belirterek, "Sorumsuz bazı siyasetçilerin ve dışarıdan güdümlü bazı medya kuruluşlarının, halkımızı sokağa dökme, Türk ve Kürtü birbiriyle çatıştırma, kardeş kavgası çıkarma çabalarını da yakından takip ediyoruz" dedi.
"PROTESTOLARDA ŞİDDETE BAŞVURULMAMALI"
Protestonun demokratik bir hak olduğunu vurgulayan Tülün, "Ancak, protestoların, şiddete başvurmadan, şiddeti övmeden, özellikle de tahriklere aldanmadan, vakar içinde gerçekleştirilmesi elzemdir. Bu ülke sahipsiz değildir. Vatanımız, toprağımız, değerlerimiz, inançlarımız, kardeşliğimiz asla sahipsiz değildir. Milletin iradesi ve duası, doğrudan doğruya ülkemizi, birliğimizi, kardeşliğimizi hedef alan bu kirli oyunu yine bozacaktır. Bu zor süreçte insanları sabır ve itidale davet ediyoruz. Halk tepkisini 1 Kasım seçimlerinde sandığa giderek gösterecektir" diye konuştu.
Açıklamanın ardından sivil toplum kuruluşu temsilcileri toplu fotoğraf çektirdi.