HAİNLİK MASUM GÖSTERİLDİ
Ancak bu terör örgütü bu aşamaya gelene kadar boş durmamıştır. Daha önceden ihânet etmeye başlamıştır. Yaptığı her eylemi değişik bir kılıf ile arz etme huyu bulunduğundan, kamu otoritesine ve hükûmete yapılan darbe teşebbüslerini önleme, suikast ihbarlarını değerlendirme gibi sunumlarla yapılan hainlikleri masum göstermişlerdir.
CEMAAT KARŞITLARI ERGENEKONCU
2007 yılında Ümraniye'de bir gecekonduda bulunan el bombalarından yola çıkılarak hazırlanan Ergenekon terör örgütü dosyası o kadar genişletilmişti ki, cemâat muhalifi olan herkes bir şekilde bu örgütün üyesi olmakla karşı karşıya kalıyordu. 14 Nisan 2009 tarihinde Türkiye Cumhuriyeti'nin 26. Genel Kurmay Başkanı olan İlker Başbuğ kamuoyuna bir açıklamak yapmıştır. Bu açıklamada "Bazı Cemâatler, kendilerini demokratik alanın bir oyuncusu olarak takdim etmektedirler. Hedeflerine ulaşmada, kendilerine büyük engel olarak TSK'yı görmektedirler. Bu yapılanlara karşı, hukuk devleti kapsamında TSK'nın tepkisiz ve etkisiz kalacağını düşünmek ise büyük bir yanılgıdır."
ARTIK KURTULUŞU YOKTUR
İlker Başbuğ bu açıklamayı yapmakla cemâatin hedefine girmiştir. Artık kurtuluşu yoktur. Kum saati dönmeye başlamıştır. Pensilvanya'da kalemi kırılmıştır. Süreç işlemeye başlar. Bir şekilde müritler onun icabına bakacaklardır. Tarihi fırsatlar gözetilir. Bir yandan da orduya yerleşilmektedir. İlker Başbuğun bu açıklaması orduda cemâate rahat verilmeyeceğinin işaretleridir ve bu engel bir şekilde aşılmalıdır. Paralel cuntanın yargı ayağı faaliyete geçer ve sudan bir sebeple internet andıcı davası adı altında genel kurmay başkanlığı yapmış bir kişi Terör örgütü yöneticiliğinden ve hükûmeti düşürmeye teşebbüs suçundan TCK 314/1 ve 312/1 maddeleri gereğince 06/01/2012 tarihinde tutuklanır. Konu hükûmet aleyhine kara propaganda yapıldığı iddia edilen internet sitelerinin kurulmasına İlker Başbuğun önderlik ettiği hususudur. Bu gün Fetö terör örgütü liderinin güdümündeki internet sitelerinin devlet başkanını, hükûmet üyelerini, yargı mensuplarının alenen tehdit etmeleri ve bunu basın özgürlüğü adına yapmaları, nereden nereye geldiğimizin göstergesidir.
İLK PERVAZSIZLIK
İlk pervasızlık buradan başlamıştır. Artık cemâat yargı yoluyla her türlü hukuksuzluğu yapabileceğini görmüştür. Özel yetkili mahkemelerdeki hâkim ve savcılar yoluyla dilediği kişiyi infaz edebileceğini anlamıştır. Toplumda bir dinleme paranoyası başlamıştır. Yargıtay üyelerinin kendi odalarındaki konuşmaları aynı şekliyle Fetö terör örgütünün medyasında yer bulmaktadır. İnsanlar yatak odasının mahremiyetinden bile korkar hale gelmiştir. Siyasi parti liderleri kaset şantajlarıyla görevlerinden edilmektedirler. İnsanlar istihbari ve adli olarak yıllarca takip edilmekte, iş adamlarının özel telefonları ve şirket santralleri dinlenilmekte, mali yönden ve özel hayat yönünden sürekli şantaja maruz bırakılmakta idiler. Cemâatin karşısında yer almak neredeyse imkânsız gibi idi. Güç sarhoşu olan cemâat ilk büyük infazını İlker Başbuğu tutuklayarak yapmıştır. Toplumun nabzı ölçülmüş, sol kesimler hariç yeterli tepki yoktur, hatta sağ kesimlerden hükûmete karşı bir oluşum içerisinde olan bir ordu ve komutanı şeklinde bir suçlama gündeme getirildiği için destek görmüştür. Cemâat süreci iyi okumuştur. Kendi lehine değerlendirmiştir.
Kaynak: NAZİF KARAMAN / SABAH