Hendek kafalı hocaların son eseri!

Kim Milyoner Olmak İster'de yine bir Boğaziçili öğrenci hadisesi yaşandı. Ama bu son hadiseyle birlikte artık eleştiri oklarından nasibini öğrencilerin değil öğretim görevlilerinin alması gerektiği net bir şekilde ortaya çıktı. Çünkü yıllardır aydınlık bir nesil yetiştirmek yerine kendilerine üniversiteleri birer terör kampına çevirme misyonunu yükleyen öğretim görevlileri bu sonu hazırladı.

takvim.com.tr takvim.com.tr
Giriş Tarihi :21 Ocak 2016 , 00:00 Güncelleme Tarihi :21 Ocak 2016 , 09:58
Hendek kafalı hocaların son eseri!

İÇİNDEKİLER

Hendekçilerin cirit attığı üniversiteler artık Türkiye'nin kanayan bir yarası haline geldi. Medya için bir mizah haline gelen "İlk soruda elenen Boğaziçililer" ve "Barışa destek" adı altında hendek bildirisine imza atan akademisyenler eğitim sistemimizi büyük bir girdabın içerisine soktu. Yazılı ve görsel medyada sıklıkla yer alan "İlk soruda elenen üniversite öğrencisi" komedisinin baş mimarları akademiyi birer ideolojik kampa çeviren bu hendek kafalı öğretim görevlilerden başkası değil.

BU SONU HENDEKÇİLER HAZIRLADI
Hatta Türkiye'nin en gözde üniversitelerinde birisi olarak lanse edilen Boğaziçi Üniversitesi'nin yetiştirdiği bazı öğrencilerin bile "Kim Milyoner Olmak İster" gibi programlarda düştüğü komik durumlar kamuoyunu güldürmenin yanında artık acı acı düşündürüyor da. Terör ve teröriste arka çıkan ihanet bildirisine imza atanlar listesinin en başında Boğaziçililerin yer alması söz konusu üniversitenin ve onunla aynı paralelde yer alan kurumların topluma faydalı birey ve aydınlık bir nesil yetiştirmek gibi bir düsturunun olmadığı gerçeğini tekrar tekrar akıllara getiriyor.



ÜNİVERSİTELERİN ACI YÜZÜ "İLK SORUDA ELENEN BOĞAZİÇİLİLER"

Kim Milyoner Olmak İster Yarışması'nda meydana gelen son hadise de gösterdi ki PKK ve onun yandaşlarına payanda olan bu öğretim görevlilerinin oluşturduğu sistem artık onarılamaz hatalar vermeye başladı. Hatalı sistemin ortaya çıkardığı çoğu birey de toplumun öncü ve aydınlık yüzü olmak yerine eğlence malzemesi oluyor. Ama şunu da görmekte fayda var onları bu trajikomik hale düşüren kendileri değil onları yetiştirenlerin ta kendisi. Bu sebeple öğrencileri ayıplamak yerine üniversitelerde köklü değişiklik talebinde bulunmak şart.


KÖŞE BAŞLARINI HEP ONLAR TUTUYOR!
Kendilerini solcu ve devrimci diye niteleyenlerin köşe başlarını tuttuğu bu akademi dünyasında yıllardır bilimden ve fikirden çok anarşi ve kaos üretiliyor. Bunun gibi bir ortamda sağlık bireylerin yetişmesini beklemek ziyadesiyle iyimserlik olur. Böyle bir torna tezgahından yakıp yıkan bir nesilden başka bir şey çıkmaz. Üniversitelerde yıllardır bitmeyen öğrenci şiddeti bunun en güzel örneği.

BU ÜLKENİN GENÇ DEHALARI HEP HEBA OLDU

Üniversiteleri birer ideolojik kamplara dönüştüren bu zihniyet Türkiye'nin gelecek vadeden dehalarını; birer militana ve bağnaza dönüştürmekten başka hiçbir hizmet vermiyor. Bu kamplaşmanın içerisinde yer almayanlar da apolitik birer nesneye dönüşüyor. Çevresinde olan bitene kayıtsız milli ve manevi değerlerine yabancılaşmış tamamen asimile olmuş bir nesil haline geliyor.


KAMPÜSLER ONLAR İÇİN KURTARILMIŞ BÖLGE
Kampüsleri kendileri için birer kurtarılmış bir bölge olarak gören bu tayfa kendileri ile aynı ideolojik çizgide yer alan PKK ve DHKP-C gibi terör örgütlerini meşrulaştırma yoluna bile gidebiliyor hatta yer geldiğinde onlarına sözcülüğüne soyunabiliyor. Geçtiğimiz günlerde yayınladıkları bildiriyle Doğu ve Güneydoğu'da özerklik ilan eden PKK'ya destek vererek bunu kanıtladılar.

TERÖRİSTE PAYANDA OLUYORLAR
Topluma faydalı birey yetiştirmek yerine teröre ve teröriste payanda olan öğretim görevlilerini içinde barındıran üniversiteler devlete ve kamu düzenine yönelik her türlü şiddeti özendiren eylemlere yıllardır önayak olmakta. Kadrosunda bu tip öğretim görevlilerinin çoğunlukta olduğu üniversiteler öğrencileri kendilerini geliştirmek yerine ilkelliğe ve şiddete sevk etmektedir. Bu sebeple terör örgütlerinin militan ihtiyaçlarını karşıladığı en önemli yerler yine bu tür bir ideolojik hegemonyanın hüküm sürdüğü bu tarz üniversiteler oluyor.


EN GÖZDE ÜNİVERSİTELERDE BİLE FİNK ATIYORLAR
Türkiye'nin en gözde üniversitelerinde bile görev alan bu sözde akademisyenler geçtiğimiz günlerde "barışa destek" adı altında topladıkları imzalarla kendileriyle aynı çizgideki PKK'ya meşruiyet sağlamaya kalkışmışlardı. PKK'nın başlattığı kanlı eylemleri görmezden gelen ve terör örgütüne toz kondurmayan bu kişiler yayınladıkları bildiriyle devleti sivilleri öldürmekle itham edecek kadar ileriye gitmişlerdi.

ÜNİVERSİTELERDEKİ ŞİDDETTE ONLARIN BÜYÜK PAYI VAR
Yıllardır devlet düşmanlığı yapan, şiddeti ve terörü özendiren bu güruh yayınladıkları son bildiriyle üniversiteleri bir kaos ve çatışma ortamına sokmak istemiştir. Bu grup sadece bu son yaptığıyla değil Gezi Parkı Eylemleri'ndeki şidet eylemlerinde de benzer bir rol üstlenmiştir.


ARTIK ÜNİVERSİTELERDE REFORM ŞART
Türkiye toplumu artık ilk soruda elenen Boğaziçilileri değil buluşları ve fikirleriyle tüm dünyayı kendine hayran bırakan üniversite öğrencilerini görmek istiyor. Halkın gurur duyacağı bir nesil ve aydınlık bir gelecek için üniversitelerde reform şart. Üniversiteler şiddetten ve vandalizmden temizlenmeli ilim irfan yuvası olmalı artık. İdeolojik kamplaşmalar yerini bilim dünyasında çığır açacak akademik araştırmalara bırakmalıdır.