Hepsi sözde savunuyor

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Ankara'da kadın haklarını savunduğunu iddia eden Batı'ya tepki gösterdi: Batı eğer kadın haklarını savunsaydı, Suriye'de yüz binlerce kadının çocuklarıyla birlikte can vermesine seyirci kalmazdı...

takvim.com.tr takvim.com.tr
Kaynak GAZETE
Giriş Tarihi :08 Mart 2016
Hepsi sözde savunuyor
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, dün ATO Congresium'da 8 Mart Dünya Kadınlar Günü dolayısıyla düzenlenen HAK-İŞ 5. Uluslararası Kadın Emeği Buluşması'na katıldı. Erdoğan'ın açıklamaları şöyle:

► Kadın doğurduğu için cezalandırılmaz, mükafatlandırılır. Bizim değerlerimizde, inancımızda cennet, babaların ayakları altında değil, annelerin ayakları altındadır. Onun için annelerin ayaklarının altı öpülür. Ben öptüm, siz de öpün.

► Bir takım çevrelerin ısrarla, kendi deyimleriyle 'özgürleştirmek' adına kadınları kadın yapan farklılıkları, güzellikleri kaldırmaya çalıştığını görüyoruz. Bu zihniyetin yansımalarına bazı belediyelerin güya Kadınlar Günü için hazırladıkları afişlerine şahit oluyoruz. Bu topraklara yabancı ne varsa, getirip 'İşte kadın' diye sunan, inancını ve kıyafetini aşağılayan, kadına hakaret eden bu karanlık zihniyet esasen en büyük kadın düşmanıdır.

► Kadını başında örtü var, örtü yok diye ayrıma nasıl tabi tutarsın? Böyle bir tanımlama olabilir mi? Yıllarca bu yapıldı. Eğer başında örtü varsa üniversiteye, okula almadılar, devlet dairelerine almadılar. Yoksa aldılar. Ayrımcılığın ta kendisi bu, bunu yaptılar. Hamdolsun biz değiştirdik.

► Geçen
hafta gittiğim Fildişi, Gana, Nijerya, Gine'de insanlara yapılan sömürüyü gördüm. Bu dünyada gelişmiş ülke olarak geçinenler var. Niçin buralara ellerini uzatmazlar? BM Güvenlik Konseyi görevini ifa etmiyor. Sadece 5 ülkenin iki dudağının arasına sıkışmış bir dünyayı biz özgür dünya olarak kabul etmiyoruz.

► İşte Suriye'de, Irak'ta yapılanlar... Şu anda 3 milyon insan ülkemde. Bu 3 milyon insan için şu ana kadar biz 10 milyar dolar harcadık. 3 milyar avro destek vereceğiz dediler. 4 ay geçti, hala verecekler. Sayın Başbakan şu anda Brüksel'de. Temenni ederim ki bu parayı alarak döner. Biz şu ana kadar sadece denizlerden 100 bine yakın mülteciyi botlarımızla kurtardık. Ama diğerleri botları şişleyerek onların ölümüne neden oldu. Farkımız bu.

► Bugün topla, tüfekle yapılan saldırılardan çok daha tehlikelisiyle, nesillerimizi hedef alan bir kuşatma teşebbüsü ile karşı karşıyayız. TV, internet, sinema gibi her türlü araç kullanılıyor. Gençlerimizi ruhsuz bir ceset gibi sadece dünyevi hazların peşinde koşmaya yönlendiren bu tehdide karşı he birlikte mücadele etmeliyiz. Bölücü terör örgütü de DAEŞ de, Paralel örgüt de aynı kaynaktan besleniyor.

► Şunu unutmayın bu operasyonlar, Güneydoğu'daki, Doğu'daki, ülkemizin neresi olursa olsun, bölücü terör örgütü, bu terörü estirdiği sürece durmayacaktır. Huzuru yakalayacağımız ana kadar bu devam edecektir.

► Parlamentoda terör estirenlere karşı da ben parlamentodaki diğer siyasi partilerin, atılması gerekli olan adımları geciktirmeden atmalarının gerektiğine inanıyorum. Bunu birkaç söyledim. Söylemeye devam edeceğim. Zira Anayasa ortada, yasalar ortada. Bunların yaptığı özgürlükçü bir mücadele değildir. Mücadeleni sözle ver, kalemle ver, ama silahla dersen kusura bakma.

► Bu mesele hayat tarzı meselesi değildir. Tam tersine bu mesele ülkemizin ve milletimizin geleceği meseledir. Hani, Türkiye'ye özgü başkanlık, Türkiye'ye özgü Anayasa diyoruz ya. İşte bu konuda da Türkiye'ye özgü bir model geliştirmek ve uygulamak mecburiyetindeyiz. Kadın haklarını illa Batı'daki formatta hayata geçirmek zorunda değiliz. Kendi tarihi ve kültürel birikimimiz ışığında, yanlışları düzelterek, eksikleri tamamlayarak, kadının bir insan, bir birey, bir fert olarak varlığını güçlendirecek adımları hep birlikte atabiliriz.



KADIN İŞÇİ ERDOĞAN'I AĞLATTI
► Toplantıda kadın işçiler adına konuşan Bolu'da hastanede taşeron işçi olarak çalışan Hatice Güngör, 2 yıl önce Erdoğan'a ameliyat olduğu sırada bir mektup yazdığını söyledi. Mektubunda Erdoğan için dua ettiğini belirten Güngör, duasını kürsüden okudu. Allah'tan kendi ömrünü Erdoğan'a vermesini isteyerek dua ettiğini anlatan Güngör'ün sözleri Erdoğan'ı ağlattı.

Güngör mektubunda, "Sayın Cumhurbaşkanım sizi çok seviyor ve çok değer veriyoruz. Mektubumdaki duamı tekrar etmek istiyorum. Allah'ım Cumhurbaşkanımıza hayırlı, uzun ömür ver. Hizmetlerini tamamlamasını nasip et. Ülkemizin, insanlığın ve İslam aleminin ona ihtiyacı var. Şayet buna ömrü vefa etmeyecekse ve benim ömrüm var ise Rabbim lütfen benim ömrümü ona ver. Ömrüm size annenizin ak sütü gibi helal olsun. Benim iki tane yavrum var. Onlara herkes annelik yapabilir ama güzel yurduma, İslam'a, insanlığa herkes güzel hizmet edemez. Çok şükür hayalim gerçek oldu. Allahım'a şükürler olsun ki mektubumu Rabbim sizlere doğrudan okumamı nasip etti" dedi.