ÖLDÜM SANDIM
Kendi kışlamıza ulaşıp el koymamız lazım diye düşünmeye başladık. Rahmetli olan Kurmay Albay Sait Ertürk beni aradı. Evine gittim. İstişare ettik. Bu arada polis ekipleri nizamiyeyi kapatmış. Akrabam da olan Vali yardımcımızı aradım. Bir ekip yolladı. Dışarı çıktık. Kışlaya gittik. Silahları kuşandık. Sivil haldeydik. Birkaç kişilik takviye ekiple Top Kule Kışlası'na gittik. Kulenin emniyetini almak ve komutanlarımızca verilen emir gereği tugay komutanı başta olmak üzere tüm hainleri yakalamaya karar verdik. Tugay karargahına gittik. Ancak hain kaçmıştı. Yolda karşımıza 2-3 kişi çıktı. 'Teslim olun' dedim. 'Siz kimsiniz' dediler ve ateş açtılar. Sait Albayı yerde yatarken gördüm. Sağ işaret parmağı ve dizimden vuruldum. Çatışmaya devam ettik. Her yerden mermi geliyordu. Sait Albay'a ulaşamadım. Bağırdım ama ses vermedi. Şehit olduğunu düşündüm. Polis arkadaş da vurulmuştu. Helikoptere ulaşmaya çalışırken karnımdan da vuruldum. Yere düştüm. Silahım da yere düştü. Sonra vali yardımcımızı arayıp, 'Evlatlarımı önce Allah'a sonra sana emanet ediyorum. Ben ölüyorum' dedim. Kendimden geçmişim. Gözümü açınca hastanedeydim. Bir parmağım koptu. Karaciğerimin yarısı gitti. Diyaframım delinmiş. Kaburgamın bir bölümü yok. Bir bölümü kırık. Sağ tarafım tamamen paramparça olmuş. 10 gün yoğun bakımda kaldım. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan arayıp geçmiş olsun dileklerini iletti. Sayın Cumhurbaşkanımız önce Allah'a sonra millete ve bize güvensin. Milletimiz ve vatanımız için parmağım, ciğerim, vücudumun her yeri, hatta canım feda olsun ancak şunu unutmasınlar, askerine düşman olan düşmanının askeri olur.
BAŞINDA ŞARAPNEL PARÇASIYLA YAŞAYACAK
Fethullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) darbe girişimini televizyondan öğrenir öğrenmez sokağa çıkan on binlerden biri de Yusuf Ak'dı. Boğaz Köprüsü'ne koşan Yusuf Ak, o gece yaşadıklarını anlattı. Darbe girişimi sonrası Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın "Meydanlara çıkın" talimatıyla Maltepe İlçe Teşkilatı'nda toplandık. Asıl hedefimiz Atatürk Havalimanı'na gidip Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ı karşılamaktı. Boğaziçi Köprüsü'nde askerler vardı. Mermi atıyorlardı. Bizde top, mermi yoktu ancak vatan aşkımız var. Yanımdaki insanlar bir bir vurulup yere yığıldı. Ben de yaralanmıştım. Bir an ayağımın koptuğunu düşündüm. Vatandaşlar hastaneye getirdi. Ayak başparmağım kopmuştu. Ancak benim aklım hala köprüdeydi. Hastanede ilk müdahale yapıldığında yanımdakilere sordum. Köprüyü aldık mı? Aldık dediler o zaman rahatladım. Daha sonra doktorlar kafatasım da şarapnel olduğunu söyledi. 72 saat kontrol altında kaldım. Doktorlar "Mermiyi alamıyoruz. Ömür boyu beyninde yaşayacaksın" dedi. Ayaklarım kopsa, kafamın yarısı olmasa yine giderim. Vatan sağ olsun. 6 aylık oğlum, 6 yaşında kızım var. Vatanı onlara miras bıraktık.
TELEFONU HAYATINI KURTARDI
Yusuf Ak, FETÖ'nün darbe girişimi sırasında Boğaziçi Köprüsü'ne arkadaşları ve kuzeni Yasin Ak'la gitti. Tanklardan ve tüfeklerden ateş açılırken tek yara alan Yusuf Ak olmadı. Kuzeni Yasin de hain kurşunla yaralandı. Merminin bedenine girmesini cep telefonunun önlediğini anlatan Yasin Ak "Tanklar ateşlendiğinde yere yattım. Mermi cebimde bulunan telefondan girdi ve bu hale geldi. Vücuduma 10 tane şarapnel parçası isabet etti hala çıkarılamadı. Cep telefonum olması belki ben de can vermiştim" diye konuştu.
7 KURŞUN YEDİ SANCAĞI VERMEDİ
Eyüp'teki Kartaltepe Kışlası'nın komutanı Piyade Albay Davut Ala, darbe haberini aldıktan sonra kışlasına gidip hainlerle çatıştı. 7 kurşun yiyen ve 10 gün komada kalan kahraman komutan yine de kışlasını teslim etmedi
GÖZDE SANCI