FETÖ'cü darbeciler için İstanbul'daki 7. iddianame

Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) darbe girişiminde Bayrampaşa'daki Çevik Kuvvet Şube Müdürlüğünü işgal etmeye çalışan, 1 kişinin ölümüne 15 kişinin de yaralanmasına neden olan askerlere ilişkin hazırlanan iddianamenin detayları belli oldu.

takvim.com.tr takvim.com.tr
Giriş Tarihi :19 Ocak 2017 , 00:00 Güncelleme Tarihi :19 Ocak 2017 , 18:40
FETÖ’cü darbeciler için İstanbul’daki 7. iddianame

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar Bürosu savcılarından Gökhan Yolasığmaz tarafından hazırlanan ve mahkemeye gönderilen 18'i tutuklu 58 şüpheli hakkındaki iddianamenin detayları belli oldu.

FETÖ/PDY'nin kuruluşunu kolaylaştıran koşullara, yapılanmasına ve örgütlenmesine ilişkin detayların yer aldığı iddianamede, Bayrampaşa Çevik Kuvvet Yerleşkesinde 15 Temmuz 2016'da FETÖ Silahlı Terör Örgütü tarafından gerçekleştirilen darbe girişimine ilişkin eylemlerin, 66. Mekanize Piyade Tugay Komutanlığında görev yapan subay, astsubay ve erler tarafından yapıldığı belirtildi.

Çevik Kuvvet Şube Müdürlüğünün, yaklaşık 5 bin polis memuru, envanterinde kayıtlı TOMA, panzer ve Shortland gibi zırhlı araçları, silah ve mühimmat kaynakları olarak İstanbul Emniyet Müdürlüğünün en güçlü birimlerinden biri olduğu vurgulanan iddianamede, "Darbeci askerler tarafından kendilerine karşı oluşabilecek en önemli tehdit 'polis mukavemeti' olarak düşünülmüş olmalı ki İstanbul Emniyet Teşkilatının üç ana yerleşkesinden biri olan ve personel olarak yoğun olması açısından ilk işgal girişiminde bulunulan yerleşke Bayrampaşa Çevik Kuvvet Yerleşkesi olmuştur. " ifadelerine yer verildi.

"BAYRAMPAŞA'DAN BİR POLİS BİLE ÇIKMAYACAK"
İddianamede, FETÖ Silahlı Terör Örgütü üyelerince oluşturulan "Yurtta Sulh" isimli WhatsApp grubunda, grubu oluşturan Binbaşı Murat Çelebioğlu'nun, darbe gecesi saat 22.28.50'de "kadir yb.im Bayrampaşa hallolunca haber verin, Ankara'dan haber bekliyorlar", saat 22.57.33'te "Bayrampaşa'dan bir tane bile polis çıkmayacak" şeklinde mesajlar gönderildiği anlatılarak, darbe girişiminin talimatlarını Ankara'dan gelerek ileten ve İstanbul ayağındaki planlamalar için görevlendirmeler yapan Kurmay Albay Muzaffer Düzenli'nin aynı grupta, 15 Temmuz saat 22.58.35'te "Bayrampaşa'dan kesinlikle polis çıkmayacak" şeklinde mesaj gönderdiği kaydedildi.

Darbe girişiminde bulunan FETÖ üyelerinin, polisi kendilerine karşı en büyük güç olarak gördükleri için aynı zamanlarda İstanbul Emniyet Müdürlüğü Vatan Yerleşkesini de işgal kapsamına almış olmaları nedeniyle Bayrampaşa Çevik Kuvvet'ten polislerin çıkmasını engelleyerek İstanbul genelinde polislerce kendilerine karşı gösterilecek mukavemetin önüne geçmeye çalıştıklarına yer verilen iddianemede, bu kapsamda "Yurtta Sulh" isimli WhatsApp grubunda saat 22.56.56'da "Bayrampaşa'dan polis göndermek istiyorlarmış, tıkayın" şeklindeki mesajın da bu kanıyı doğrular nitelikte olduğuna işaret edildi.

"HAYIRLI OLSUN İHTİLAL OLDU, HULUSİ AKAR'I DA ALDIK"
İddianamede, kışladan saat 21.30'da çıkış yapan şüphelilerin, saat 22.20 itibarıyla Bayrampaşa Çevik Kuvvet Yerleşkesine vardığı belirtilerek, şüphelilerden Kurmay Yarbay Kadir Yıldız'ın Çevik Kuvvet B kapısı önünde nöbet tutan tanık polis memurları Samet Durnabaş ile Oktay Çolak'a hitaben "Hayırlı olsun ihtilal oldu, Hulusi Akar'ı da aldık, Cumhurbaşkanı tutuklandı. Hükümet düştü. Herkes silahlarını bıraksın, teslim olsun. Dışarı çıkmak isteyen silahlarını teslim edip çıkabilir." dediği kaydedildi.

Şüphelilerden Yusuf Sarı ve Kadir Yıldız'ın, Çevik Kuvvet Yerleşkesinde verdikleri emirler sonucunda diğer şüphelilerce Çevik Kuvvet Şube Müdürlüğü Yerleşkesinin girişleri kuşatıldıktan sonra, saat 00.22'de birkaç vatandaşın gelerek şüphelilerle tartışmaya başladığı anlatıldı.

Vatandaşların saat 00.31'den itibaren kalabalık şekilde Çevik Kuvvet Yerleşkesine geldiğine vurgu yapılan iddianamede, şöyle devam edildi:

"Darbe girişimini engellemeye gelen vatandaşlarımız, şüphelilere kışlaya dönmelerini söyleyerek ikna etmeye çalışmışlardır. Vatandaşlarımızın yoğun bir şekilde zırhlı araçların yanına gelmesi üzerine şüpheli Üsteğmen Burak Koç, Kurmay Yarbay Kadir Yıldız'ı arayarak vatandaşların geldiğini, çok kalabalık olduğunu söyleyerek gelmesini istemiştir. Kadir Yıldız da bahse konu yere geldiğinde ZMA aracının üzerine çıkarak megafonla vatandaşlarımıza hitaben 'Vatandaşlarımız, sıkıyönetim ilan edildi, evinize gidin' şeklinde söylemde bulunmuştur. Bu söylem üzerine vatandaşlarımız tepkilerini artırınca Kadir Yıldız, şüpheli askerlere havaya ateş açmanın serbest olduğunu söylemiştir. Kadir Yıldız, bu sırada şüpheli er Telat Yasin Özen'in piyade tüfeğini alarak havaya 4-5 el ateş etmiştir. Bu sırada vatandaşlarımız zırhlı aracın üzerine çıkarak Kadir Yıldız'ın kullandığı tüfeği almak istedikleri sırada yaşanan boğuşma sırasında Kadir Yıldız piyade tüfeği ile ateş ederek maktul Ümit Yolcu'nun ölümüne, müşteki Ahmet Daylan'ın başından yaralanmasına, müşteki Mehmet Yazıcı'nın da omzundan yaralanmasına neden olmuştur."

Vatandaşlarca piyade tüfeği alındıktan sonra Kadir Yıldız'ın tabancasını çıkartarak rastgele ateş açmaya başladığı belirtilen iddianamede, bu atışlar sonucunda müştekiler Kahraman Bat, Mehmet Ayar ve Salih Ersin'in yaralandığı anlatıldı.

GEREKİRSE ŞEHADET ŞERBETİNİ BURADA İÇECEĞİZ"
İddianamede, bazı müştekileri de dipçikle ve tanktan atarak yaralayan Kadir Yıldız'ın, yanında bulunan şüpheli er Telat Yasin Özen'e, "Gerekirse şehadet şerbetini burada içeceğiz, teslim olmak yok" dediği aktarıldı.

Kadir Yıldız'ın, vatandaşların yardımıyla emniyet güçlerince gözaltına alınmak istendiği sırada direnmeye devam ettiği vurgulanan iddianamede, "Kadir Yıldız, vatandaşlarımızın fedakarca mücadelesi ve emniyet güçlerimizin kararlılığı sonucunda polislerce teslim alınmıştır. Şüpheli Üsteğmen Kurtuluş Kara, vatandaşlarımızın kalabalık bir grup olarak olay yerine gelmesi üzerine şüpheli Uzman Çavuş Burak Şengül'e halkın tanka çıkmasını engellemesini emretmiş, kendisi de piyade tüfeğinin dipçiği ile halkı engellemeye çalışmıştır. Ayrıca şüpheli er Emre Kahraman'a tankın namlusunu doldurma emrini vermiş ancak bu emir yerine getirilmemiştir." denildi.

"ATEŞ ETMEYEN ERLERE SİLAH DOĞRULTTU"
İddianamede, Çevik Kuvvetin diğer bir noktasında şüpheli Kurmay Albay Yusuf Sarı ile yer alan şüpheli Astsubay Mehmet Ali Çelikkaya'nın, vatandaşların gelmesi üzerine şüpheli erlere "Korkmayın bordo bereliler gelip sizi kurtaracak, üçerli gruplar halinde toplan, halkın üzerine doğru uygun adım marş" şeklinde emir verdiği ifade edilerek, şunlar anlatıldı:

"Şüpheli Mehmet Ali Çelikkaya ayrıca şüpheli er İsmail Akkılıç'ın ifadesinde de belirtildiği üzere, atışın serbest olduğunu söylemiş ve şüpheli erlerin ateş etmemesi üzerine şüpheli erlere silah doğrultmuştur. Şüpheli Yusuf Sarı gözaltına alındığı sırada Çevik Kuvvet'te komiser olan müşteki Emre Tafan'a hitaben 'Bizi bırakın sabaha çok şey değişecek, hepinizle hesaplaşacağız, bu iş burada bitmedi, sabaha karşı göreceksiniz, telefonumu bana verin, ben sizin komutanınızım, artık bana tabisiniz, daha fazla kan dökülmesin, darbe yaptık size, duymuyor musunuz beni' şeklinde söylemde bulunmuştur."

İddianamede, söz konusu askerlerin zor durumda kalmaları üzerine kışladan çıkış yapan destek ekibinin, yaklaşık 100 metre ilerledikten sonra vatandaşların darbe girişimini engellemek için yolları kapatmış olması nedeniyle kışlaya dönüş yapmak zorunda kaldığı belirtildi.

"SİLAHLARIN KAYBOLDUĞU SENARYOSU"
Şüpheli Kurmay Albay Yusuf Sarı'nın, tugay komutan yardımcısı olarak görev yaptığı 66. Mekanize Piyade Tugay Komutanlığında gerçekleştirilen darbe toplantısına katıldığı, bu toplantıda alınan kararlar doğrultusunda Tugay Komutanı Mehmet Nail Yiğit'in emri doğrultusunda, buradaki birliklerin, Atatürk Havalimanı, Bayrampaşa Çevik Kuvvet, İstanbul Emniyet Müdürlüğü Vatan Yerleşkesini işgal edecek şekilde hazırlandığı kaydedildi.

İddianamede, şüpheli Sarı'nın darbe girişimi günü, araçların ve şoförlerin listelerini istediği, erlerin atış talimi yapması emrini verdiği, araçların yakıt ikmallerinin ve bakımlarının yapılmasını emrettiği vurgulanarak, olay günü personelin faaliyet başlayıncaya kadar kışla dışına çıkmasını engellemek, hazırlıkları tamamlamak amacıyla "silah kaybolduğu senaryosu"nu uygulamaya koyduğu ifade edildi.

Şüphelinin, sözde kayıp silahların saat 20.00 sıralarında bulunduktan sonra dahi personelin mesaiyi terk etmeyerek kışlada hazır kıta olarak ertesi güne kadar kalması emrini verdiği belirtilen iddianamede, ''Şüpheli Çevik Kuvvet Yerleşkesine vardığında tankların ve ZMA'ların kapıları kapatmasını, askerlerin yerleşkeye giriş ve çıkışları engellemelerini, vatandaşların ve araçların geçişlerini engellemeleri hususlarında emirler vermiş, müşteki ve tanık polis memurlarına sıkıyönetim ilan edildiğini, 'Yurtta Sulh' ekibi olarak yönetime el koyduklarını, teslim olmalarını, yerleşkeyi teslim etmelerini, teslim olmamaları halinde zor kullanarak içeri gireceğini ve çok kan döküleceğini bildirmiştir.'' denildi.

"AVRUPA YAKASINDAKİ DARBE GİRİŞİMİNİN ÜST SEVİYEDEKİ PLANLAYICILARINDAN"
İddianamede, şüpheli Yusuf Sarı'nın İstanbul Avrupa yakasında gerçekleştirilen darbe girişiminin üst seviyede planlayıcılarından olduğuna işaret edilerek, şu ifadelere yer verildi:

"Başından itibaren darbe bilinci ile hareket etmiş ve faaliyetleri bu doğrultuda yönlendirmiştir. Saat 00.33'te 'Yurtta Sulh' isimli WhatsApp grubundan yazdığı '66. Tugay Komutanlığını devraldım, çekilmiyoruz. Allah yardımcımız olsun' şeklindeki mesaj da son ana kadar darbe girişimi kastı ve kararlılığın bir göstergesidir. Bu itibar ile şüphelinin TSK hiyerarşik yapısı içerisinde hareket etmeyen, Türkiye Cumhuriyeti devletini ortadan kaldırmayı amaçlayan, bu amaç doğrultusunda devletin çeşitli kamu kurum ve kuruşlarına sızarak kendi amaç ve hedefleri doğrultusunda kamu gücünü kullanan ve FETÖ/PDY Silahlı Terör Örgütü bünyesinde hareket eden bir grubun önceden yapılan planlaması çerçevesinde, sözde 'Yurtta Sulh Konseyi' olarak adlandırılan illegal oluşumun içerisinde yer alarak sevk ve idaresinde bulunan şüpheliler ile darbe girişimini gerçekleştirmiştir."

İSTENEN CEZALAR
İddianamede, 18'i tutuklu 58 şüpheli hakkında, "Türkiye Büyük Millet Meclisini ortadan kaldırmaya veya görevini yapmasını engellemeye teşebbüs etme", "Türkiye Cumhuriyeti hükümetini ortadan kaldırmaya veya görevini yapmasını engellemeye teşebbüs etme", "anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs etme" suçlarından üçer kez ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verilmesi talep ediliyor.

İddianamede, "silahlı terör örgütüne üye olma" suçundan da şüphelilerin her birine 7,5 yıldan 15 yıla kadar hapis cezası isteniyor.

Ayrıca, Çevik Kuvvet Şube Müdürlüğünün işgal girişiminin planlayıcılarından olduğu gerekçesiyle Kurmay Albay Yusuf Sarı'ya, "tehdit", "kasten öldürmeye azmettirme", "kasten öldürmeye teşebbüs", "kasten yaralama" suçlarından bir kez müebbet ve 54 yıldan 94 yıla kadar hapis cezası verilmesi talep edilen iddianamede, şüphelilerden Kadir Yıldız'ya, olay sırasında Ümit Yolcu'nun ölümüne ve 7 kişinin de yaralanmasına sebep olduğu iddiasıyla "kasten öldürme", "kasten öldürmeye teşebbüs", "kasten yaralama" suçlarından da bir kez müebbet ile 52 yıldan 86 yıla kadar hapis cezası verilmesi isteniyor.